En Sıcak Konular

Organ nakillerinin karanlık yüzü

20 Aralık 2012 09:54 tsi
Organ nakillerinin karanlık yüzü

Mehmet Karaca
mkaraca@helalhayat.com


Hücreler vücudumuzun yapı taşıdır. Organlarımızın her biri milyarlarca küçük hücreler tarafından yapılmıştır. Bu hücrelerin her birinin yüzeyinde antijen adı verilen küçük işaretleyiciler bulunur. Bu antijenler bağışıklık sistemine bu hücrenin vücudun bir parçası olduğunu bildirir. Oysa bu antijenlerin olmadığı bir bakteri, tümör ya da infeksiyon sebebiyle hasarlanmış bir hücreye karşı bağışıklık sistemi hızla aktive olarak vücudu tanınmayan bu yapılardan temizlemeye çalışır.

Tek yumurta ikizleri dışında bu antijenler herkes için kendine özgüdür. Bu sebeple vücuda başka bir insandan gelen organı alıcının sistemi yabancı olarak algılayıp vücudu bu yabancı dokudan arındırmak için aktive hale gelecektir. Bu aktivasyon nakil edilen organa zarar verecek düzeye gelir ise buna organı red (rejeksiyon) adı verilir.

Bir şahıstan diğerine organ veya doku nakli yapıldığında alıcıda, verici şahsın antijenlerine karşı antikorlar meydana gelmeye başlar. Antijeni taşıyan hücre için öldürücü tesir yapan bu antikorlar, nakledilen organın hücreleri için öldürücü tesir yaparlar. Organ nakli yapılan hastanın ölüm sebebi, genellikle nakledilen organın reddine bağlıdır. Ayrıca red olayını önlemesi için verilen bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar da infeksiyon hastalıklarına sebep olmakta ve hastayı ölüme götürebilmektedir.

Bağışıklık sistemi (immun sistem) baskılayıcı ilaçlara immunsupresyon ilaçları adı verilir. Ancak vücut organın başka birine ait olduğunu hiçbir zaman unutmaz. Bu sebeple bu ilaçlar düzenli ve kontrollü bir şekilde organ yaşadığı sürece kullanılmalıdır. Ayrıca bu ilaçların önemli yan etkileri de bulunmaktadır.

Görülebilecek yan etkilerden bazıları şunlardır:

Akciğerde ödem (su toplanması), aknede ya da yüz tüylerinin büyümesinde artış, ateş, titreme, baş ağrıları, böbrek fonksiyonlarında bozukluk, deri kalınlığında azalma ve kolay berelenmeye yatkınlık, dişeti kalınlaşması, diyabet, diyare, kusma ve bulantı gibi gastrointestinal sorunlar, el titremesi, ellerde ve ayaklarda uyuşukluk ve karıncalanma, ülser veya göğüs yanması, gözde katarakt, iştah artışı ve sonucunda kilo alımı, kan yağlarında artış, karaciğer fonksiyon bozuklukları, kemik incelmesi ve zayıflaması, kas güçsüzlüğü, solunum güçlükleri, uyku düzensizliği, vücut yağı dağılımında kayma (ensede yağlanma şişkin yanaklar, kamburlaşmış sırt), yüksek kalp hızı, yüksek tansiyon.
Günümüzde Organ Nakli

Plastik cerrahi sektörü; tanıtıma ve gösterişe önem veren, bunun yanında hasta açısından ihmallerin bulunduğu bir sektör. Zaman zaman daha basit teknikler yeterli olduğu halde şartlar zorlanarak; teknik geliştirme, uluslararası yayın yapma, belirli bir teknikle ilgili yeterli sayıda seri oluşturma gibi nedenlerle daha komplike ve riskli prosedürler uygulanabiliniyor.

İnsandan insana bütün nakillerde vücut dokuyu neredeyse % 100 reddeder. İki istisnası var: İlki tek yumurta ikizleri, bir de kornea nakli. Bunun haricinde nakledilen tüm dokular istisnasız reddedilir. Son 40 yılda bağışıklığı baskı altında tutan ilaçların gelişmesi ile bazı organların nakli konusunda başarılar elde edilmiştir. Bu operasyonların ardındaki asıl aktör, bağışıklık baskılayıcı ilaçlar.

Son yıllarda bazı ülkelerde iki kolu olmayan insanlara ve yüzünün büyük bölümünü kaybeden insanlara bu tür nakiller yapıldı. Bunların sayısı fazla değil, çünkü bu ameliyatlarla elde edilenler, hayat kalitesi açısından önemli olsa da hayati önem taşımayan kazançlar. Bununla birlikte ömür boyu bağışıklık baskılayıcı ilaçları kullanmak gerekmekte. Rahim nakli de hayati gereklilik taşımayan bir yöntem olup, bu şekilde gebe kalıp ilaçlar sebebiyle sağlıklı bir çocuk sahibi olmak oldukça zor. Bu yüzden nakiller hem bilimsel açıdan hem de dini açıdan tartışılmakta…

Diğer insanları çok fazla etkilemeyen basit enfeksiyonlar bu hastalarda ciddi sorunlara yol açmakta, kullanılan ilaçları karaciğer ve böbreklere zarar vermekte. Hatta bu ilaçları genç yaşta kullanmaya başlayanlarda ortalama ömür beklentisinin azalacağı bile söylenebilir.

Örneğin çift önkol naklinde asıl önemli olan nokta, nakil kolun iyi planlanmış bir proteze kıyasla üstünlüğü olup olmamasıdır. Nakil sonrası, hastanın etkili bir tutma hareketi yapıp yapmadığı, ince el hareketlerini başarıp başaramadığı, bırakın bunu elini yumruk yapıp yapamadığı, el bileğini hareket ettirip ettiremediği göz ardı edilmektedir. Hastaya 40-50 bin liralık kaliteli bir protezi çok gören devlet, bu ameliyata en az iki-üç katı harcama yapıp, ayrıca hastanın ömür boyu bağışıklık baskılayıcı ilaçlarını ödeyecek ve muhtemelen hastanın ağır geçecek enfeksiyonları nedeniyle yoğun bakım tedavilerini karşılayacak. Hastaya kaliteli bir protezle bir süre yaşadıktan sonra bu ameliyatı yine de istiyor musun diye sormak gerekir. Ama iyi bir protez uygulaması Tv seyircisi açısından câzip haber değildir.

Yüz nakli dünyada daha önce sınırlı sayıda denenmiş ve genellikle gerçekten çok ciddi doku kayıplarının olduğu durumlarda başvurulmuş. Yüz nakli talep eden kişiler; basit bir rehabilitasyon ve rehberlik hizmeti ile hayata kazandırılabilecek iken, nakledilen yüzün bedeli olarak, ömür boyu bağışıklık baskılayıcı ilaç ve buna bağlı problemler ile ağır bir yük yüklenebilecekler. Ayrıca ameliyat sonrası dokunma duyusunun daha kötü olacağı çok aşikar, zira üst tarafı hasarlı olsa da altı sağlam olan tüm dokuları çıkarılıyor. Genellikle çalışan dudaklar, dudak kasları çıkarılıp, yerine çalışmayan, sinir olmayan, sarkan dudaklar konuluyor. İnternette yüz nakli geçiren hastaların ameliyattan uzun dönem sonraki videoları var; hemen hiç birinde dudaklar oynamıyor, sadece çene hareketleri var.
Organ Naklinin Dinimizdeki Yeri

Mehmet Talu hocaefendi organ naklinin caiz olabilmesi için, bazı şartların olduğunu belirtmekte :

    “Günümüzdeki organ naklinin caiz olup olmadığına gelince; güncel olan bu mesele hakkında ne nasslarda, ne de elimizde mevcut olan klasik kitaplarda açık bir ifadenin bulunmadığı bir gerçektir. Böyle olunca, İslam ulaması yeni bir tedavi şekli olan organ nakli konusunda başlangıçta tereddüt etmişlerdir. Ancak organ naklinin günümüzde önemli bir tedavi şekli olması görüldükten sonra, bu tereddütler ve çekimserlikler terk edilmiştir.

    Aşağıdaki şartlara uyularak yapılacak organ ve doku nakli caizdir:

        Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayatî bir uzvunu kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının meslekî ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir doktor tarafından tespit edilmesi,
        Hastalığın bu yoldan tedavi edilebileceğine doktorun çok kuvvetli bir tıbbi bilgiyle inanması, zann-ı galibinin bulunması,
        Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması, ölümünün kesin olması. Bu da İslam hukukuna göre kalbin ve dimağın her ikisinin ölmesi ile olur. Zira ölünün yıkanması, kefenlenmesi, hanımının iddeti ve miras gibi şer’i olan hükümler, bu ikisinin kalp-dimağ ölümüne bağlıdır. Dolayısıyla kişi tıbben öldü deyip de, kalbi daha henüz atma esnasında, uzvunu alıp başkasına nakil etmek caiz değildir.
        Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında, ölmeden önce buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması,
        Alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması,
        Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir.

    Şu kadar var ki, kişinin organ nakli konusunda evvela şu aşağıdaki tertibe riayet etmesi de gerekir:

        İnsanın kendi vücudundan organının kendisine nakli. Damarı, derisi, kemik parçası v.s. cüzlerinin hasta olan kısmına aktarılması gibi.
        Kişinin madeni, platin gibi eşyalardan istifadesi.
        Kişinin temiz olan tezkiye edilmiş hayvanın cüz’ünden istifadesi.
        Domuz ve köpeğin gayrisinde olan hayvanlardan istifadesi.
        Köpekten istifade mümkün değil ise domuzdan istifadesi.
        Ölmüş olan insandan istifadesi.


        Canlı olan insandan istifadesi, eğer organını veren kişinin hayatına herhangi bir zarar getirmiyor ise.

    Bütün bu kısımlar, yukarıdaki şartları haiz olunca, organ naklinin cevazı hususu alimler arasında itibar görmüştür. Ancak canlı kimseden, canlı kimseye organ naklinde muhalefet eden âlimler, diğer iki kısma nispetle daha fazladır. Bunun sebebi, insan kendi cüzüne malik değildir ki onda tasarruf etsin. Ancak şiddetli zaruret halinde ve organı alınan kimseye hiçbir zarar gelmeyecekse, bu kısımda da nakle cevaz verilmiştir.

    Bir kimsenin ölümüne yol açacak bir organını hayatta bulunduğu sürece alıp başkasına nakletmek caiz değildir, katldir. Ancak ölümünden sonra organ alınarak başkasının hayatını kurtarmak veya bir organ eksikliğini gidermek için ona nakledilirse bunda bir sakınca yoktur. Bu konuda; “Zaruretler haram olan şeyleri mübah kılar” kaidesine dayanılır. Çünkü darda kalan kimsenin domuz eti ve leş gibi şeyleri yemesi caiz olur. Hatta açlıktan ölmemek için ölmüş insanın etini yemek bile meşru sayılmıştır.

    Netice olarak, estetik, güzellik için ve zaruret olmaksızın organ naklinin ve fıtratın değiştirilmesinin caiz olmadığı aşikârdır. Yukarıda bahsedilen zaruret, İslam âlimlerinin beyan ettiği aza veya canın helak olması durumudur. Hacet ile zarureti karıştırmamak lazımdır.”

Geleneksel Tıp Açısından Organ Nakli

Gerçek Tıp kitabının yazarı Dr. Aidin Salih organ nakli konusundaki görüşü sakıncalı olduğu yönünde:

    “Organ nakli aynı anda iki kişiyi bağladığı için, organ aldırmaktan daha trajik bir durumdur. Ancak İslam ülkelerinde organ nakline fetva verilmiştir.

    Peygamberimiz (s.a.v.) “Ölünün kemiğinin kırılması, yaşarken kırılması gibidir ve her ikisi de günahtır” buyurmuştur. Bazı alimler ise bu hadise dayanarak “Ne canlının ne ölünün karnının yarılması, boğazının kesilmesi, akciğer, karaciğer, kalp, böbrek ve gözlerinin çıkarılmasına İslam’da izin yoktur.” demektedir.

    Allah (cc), nakledilen organı reddetme mekanizması yarattığına göre, bu konuda çok söze de gerek yoktur. Organ nakli geçiren, organın reddini önlemek için ömür boyu bağışıklığı baskılayan sentetik ilaçlar kullanmak, yani ömür boyu Allah’ın kanununa karşı savaşmak zorunda kalır.

    Geçtiğimiz yıllarda dünya korkunç bir olaya şahit olmuştur. Avustralya’da 9 yaşındaki bir kıza nakledilen karaciğer, kızın kan üretimini ve bağışıklık sistemini kontrol altına almıştır: Kızın kan grubu ve rhesus faktörü değişmiş, reddetme reaksiyonu ortadan kalkmıştır. Bu durumda kızın bedenine karaciğer mi nakledildi, karaciğerin sahibine kızın bedeni mi nakledilmiş oldu, belli değildir. Bu vakada kız dikkatli bir bilim adamının gözetimi altında olduğu için değişim tespit edilmiştir. Halbuki bütün organ nakli vakaIarında aynı durum söz konusudur ancak kimse farkında değildir.”

HelalHayat.com
Detaylı ve daha fazla bilgi için:
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1260195
http://www.dinimeseleler.com/soruCevapDetay.aspx?ur_id=206
http://www.bobreknakliturkiye.com/bagisiklik_sistemini_baskilayan_ilaclar.html



Bu haber 1,206 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,513 µs