Çocuklar da depresyon tehdidi altında
4 Aralık 2012 10:51 tsi
Depresyon, büyüklere özgü bir hastalık olarak düşünülür her zaman.
Fakat işin aslı öyle değil. Depresyon her yaş grubunda olduğu gibi çocuklarda da görülüyor. Özellikle çok küçük yaşlarda rastlanan depresyon, çocukluktan ergenliğe geçişte daha da artıyor.
Günümüzün en yaygın ruhsal sorunlarından biri olan depresyonun görülme yaşı giderek düşüyor. Bebek denecek yaşta öfke nöbetleri yaşayan günümüz çocuklarını bekleyen bu tehlike için Central Hospital’dan uzman psikolog Aycan Bulut: “Çocukluk dönemindeki depresyon ciddi sonuçlar doğrurabilir. Anne babalar çocuklarını bu dönemde iyi takip etmeli” uyarısında bulundu.
Ailedeki sorunlar da tetikliyor
Ailenin, çocuğun depresyona girmesinde büyük etkisi olduğunu belirten Bulut, aile içi çatışmaların, özellikle de okuldaki başarısızlığın çocuklardaki depresyon riskini artırdığını belirtti ve ekledi: “Aile içi çatışmalar, çocuk ve ergenlerde depresyon riskini artıran etkenlerin başında geliyor.
Çözüm zorlaştıkça depresyon artıyor. Anne ya da babası depresyonda olan çocuklar, diğerlerine göre daha fazla risk altında.”
Okul başarısızlığı önemli etken
Okul başarısızlığının da, depresyonu etkilediğine vurgu yapan Psk. Bulut, şunları söyledi:
“Genellikle okulda başarı yakalayamayan çocuk çöküntü yaşayarak depresyona giriyor. Günümüzde kendine güveni az olan, kendini beğenmeyip başarısız bulan çocukların da depresyona yakalanma oranları yüksek.
Psikiyatride benlik saygısının düşüklüğü olarak tanımlanan bu durum, çocuğun depresyona yatkınlığını arttırıyor. Çocuğun yaşamını olumsuz etkileyen her türlü olay birer risk etmenidir: boşanma, ölüm, hastalık, ağır ekonomik sıkıntılar gibi.”
Bu bebek neden depresif?
Çocukların bebeklikten itibaren her yaşta depresyona girebildiğini ifade eden Psk. Bulut, bebeklerde hastalığın belirtilerinin farklı olduğunu, bebeklik dönemindeki depresyonun daha önem taşıdığını belirtti. Bulut: “Okul öncesi dönemde ilgisizlik, uykusuzluk ve kilo kaybı belirgindir. Bebeklik depresyonu ise farklıdır.
Özellikle anneden ayrı kalma sonrası ortaya çıkan huzursuzluk, ağlamayı takiben beslenme bozukluğu, mide bağırsak sisteminde sorunlar ve son olarak içe kapanmaya varan bir sorun şeklinde ortaya çıkıyor. Bu durumda bebek çevre ile ilişkiyi tamamen keser. Duruşu, bakışı dikkat çekicidir. Anne kısa sürede geri dönerse, bebek düzelir. Yoksa kalıcı olur. Bebekken yetiştirme yurtlarına bırakılan çocuklarda depresyona sık rastlanır” bilgisini paylaştı.
Kimi içine kapanır, kimi...
Okul çağındaki çocuklar da depresyon belirtilerinin farklı olduğunu ifade eden Uzm. Psk. Aycan Bulut, bu dönemde çocukların iletişim kurarak ya da içe kapanarak depresyonbelirtisi gösterdiğini söyledi.
Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Aile, çocuğunu iyi şekilde gözlemlerse çocuğun azalan sosyal aktivitesi, huzursuz davranışları ve benzer belirtileri depresyonun sinyalllerini verir.
Depresyondaki çocukların kimisi ailesiyle iletişim halindeolur, üzüntü hissini, kendine zarar verme düşüncelerini, uyku bozukluklarını onlara anlatır. Kimi çocuklar ise hiçbir şekilde iletişim kurmaz, içine kapanır.”
Yüz ifadeleri üzgündür
Erişkin depresyonuyla çocuklarda görülen depresyonun farklı olduğunu vurgulayan psk. Bulut sözlerini şöyle sürdürdü: “Erişkinlerde depresif duygu durumu, içe kapanma, konuşmama gibi belirtiler görülürken, çocuklarda ise kolay kızma, bağırma şeklinde kendini gösterir.
Erişkinlerde görülen aşırı iştah açılması çocuklarda da olabilir. Ancak erişkinlerde izlenen bulgulardan aşırı kilo kaybı yerine çocuklukta, gelişim dönemine göre beklenen kilo artışının olmayışı tanı için yeterlidir, çocuklarda kilo kaybetmesi koşulu aranmaz.
Küçük çocuklarda üzgün yüz ifadesi, halüsinasyonlar, içine kapanma ve somatik belirtiler yani bedensel yakınmalar daha sık görülür.”
SERDA KIVILCIM - BUGÜN GAZETESİ
Bu haber 1,184 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle