Mutlu evliliğin formülü!

7 Mayıs 2009 11:13 tsi
Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecine ‘’empati’’adı verilir.

Evlilikte Sihirli Sözcük: "Empati"

Evlilik ve evlilik öncesi süreçte yaşanan sorunların başlıca sebebi bencilliktir. İnsandaki istekler kişiyi bencil olmaya yöneltir. Kişi bu duygularını terbiye etmelidir. Terbiye edebilmesi içinde, kendi istekleriyle, karşı tarafın duygu ve istekleri arasında dengeyi kurması ile mümkündür.

İnsanlar giderek kendilerini ve isteklerini önceledikleri için gerek sosyal diyaloglarında gerekse evlilik hayatlarında büyük sarsılmalar oluyor. Hayatımızda giderek empatinin azalması başkası içinde kendimiz için istediklerimizi isteyemeyişimiz insanlarla aramızda büyük sorunları oluşmasına neden oluyor. Sosyal yaşamda insanlarla uyum sağlamakta zorlanan birey evlilik hayatında da sorunlar yaşayacaktır.

Evlilikte oluşan sorunlar bir kereden patlak vermiş sorunlar değildir. Bu sorunlar yüzlerce fırça darbesinin sonucunda oluşmuş sorunlardır. Bu nedenle karşımızdaki kişiyi anlamaya çalışmak ve doğru yorumlamak önemlidir. Empati sosyal yaşantımıza ve evlilik hayatımıza şifa sunan bir iksir gibidir.

Ünlü Psikolog Eric  Ericson şöyle diyor: ‘’Yetişkin olma yolunda dostluktan önce; kimlik önemlidir’’. Kimliksiz bir insanın iyi bir dostluk yapması zor olduğu gibi iyi bir evlilik yapması da zordur. Empatide asıl önemli olan kendini tanımak ve kimliğini oturtmuş olmaktır. Kendini yeterince tanıyamayan kişi karşısındaki kişiyi doğru okuyamaz.

İşte bu sihirli sözcük belki de çözemediğimiz aile sorunlarımızın anahtarıdır. Bizim gibi olmasa da bizim gibi düşünmese de eşimiz veya başka insanları anlamamıza ve aramızda oluşan boşlukların doldurulmasına yardımcı olacaktır.

İnsan olarak her davranışımızın bir sonucu vardır. Hayata ne katarsak bize onun karşılığını verir. Sevgi gösterirsek sevgi görürüz, saygı gösterirsek saygı. Bu konuyla ilgili şöyle bir hikaye anlatılır:

Adamın biri dağlık bir bölgede oğluyla birlikte yürüyormuş. Oğlunun ayağı taşa çarpmış ve aaahhh diye bağırmış. Dağdan aaahhh diye bir ses gelmiş. Çocuk bu cevaba kızmış ve ‘’sen kimsin’’ diye bağırmış. Dağdan ‘’sen kimsin’’ diye bir ses gelmiş. Çocuk bu cevaba kızmış ve ‘’sen bir korkaksın ‘’ diye bağırmış. Dağdan da ‘’sen bir korkaksın’’ cevabını almış. Bunu üzerine ne yapacağını bilemeyen çocuk, babasına bakarak ,’’baba ne oluyor ‘’diye sormuş. Babası bana dikkat et oğlum diyerek vadiye doğru ‘’sana hayranım’’ diye bağırmış. Karşıdan ‘’sana hayranım’’diye cevap gelmiş. Baba bu sefer ‘’sen harikasın’’ diye bağırmış ve dağdan aynı cevabı almış. Çocuk çok şaşırmış ama hala ne olduğunu anlayamamış. Babası oğluna durumu şöyle açıklamış;’’ oğlum insanlar buna yankı derler. Ama gerçekte yaşamın kendisidir. Hayata ne verirsen sana onu yansıtır. Hayat senin davranışlarının bir aynasıdır. Eğer hayatında çok sevgi istiyorsan, insanları daha çok sev. Eğer sana saygılı davranılmasını istiyorsan, insanlara saygılı davran. Eğer başkaları tarafından anlaşılmak istiyorsan, önce başkalarını anlamaya gayret göster. Eğer insanların sana hoşgörülü ve sabırlı davranmasını istiyorsan, önce sen insanlara sabırlı ve hoşgörülü olmalısın. Oğlum hayatta ne ekersen onu biçersin. Bu doğanın kanunu hayatın her yönü için geçerlidir.
 
fitrat.com

Bu haber 1,252 defa okundu.