En Sıcak Konular

Mutfağımızdaki 'hayati' tehlike!

9 Nisan 2012 10:28 tsi
Mutfağımızdaki 'hayati' tehlike! Sahte ya da içerisinde zararlı karışımlar bulunan gıda maddeleri, bol kimyasallı deterjanlar ve yapımında zehir saçan madde kullanılan tabaklar, insan sağlığını adeta tehdit ederken, bu konuda yeterli denetimin yapılmaması ise tehlikenin boyutunu artırıyo

Son günlerde, sahte ve içerdiği zararlı karışımlar nedeniyle sağlığı tehdit eden gıda maddeleri, kansere davetiye çıkaran bol kimyasallı deterjanlar ve kanserojen madde içeren tabaklar, bardaklar, kaplar, insan sağlığı ve hayatının hiçe sayıldığı bir ülke olduğumuzu adeta gözler önüne seriyor. Geçtiğimiz hafta gündemi meşgul eden arısız üretilen balların ardından, bu hafta da vatandaşı adeta aldatan ve sağlığıyla oynayan gıda maddeleri tek tek gündeme gelmeye gelmeye başladı. Sahte balların gün yüzüne çıkmasından sonra zeytinyağı sektörünün temsilcileri, baldaki skandal 1 ise yağdaki skandal 5 diyerek yetkililere çağrıda bulundu. Öte yandan böcekten elde edilen 'karmin' isimli renklendiricinin reçelden bisküviye pek çok üründe kullanıldığı iddiaları ortaya atıldı. Diğer taraftan ise, Vatan Gazetesi'nden Mine Şenocaklı'ya konuşan Dr. Yavuz Dizdar'ın tavuk, yumurta ve süt ile ilgili açıklamaları, sağlığımızın pamuk ipliğine nasıl bağlı olduğunu gözler önüne serdi.

Sağlığa zarar

Gıda maddelerinin yanı sıra mutfakta kullandığımız deterjanlar ve yemek yediğimiz tabaklar, bardaklar da adeta zehir saçıp, vatandaşın sağlığını tehlikeye atıyor. Yapılan araştırmalar; açık ya da kapalı olsun deterjanların, içerisindeki kimyasallardan dolayı ve arınması güç olduğu için insan sağlığına zararlı olduğunu gösteriyor. Diğer taraftan, özellikle de ucuz olduğu için Çin'den ithal edilen porselen yemek takımları, seramik kupalar, tabaklar ve kapların yüksek miktarda kanserojen madde içerdiği belirtiliyor. Mutfağımızdaki tehlike olarak ifade edebileceğimiz ve sağlığımızı iyiden iyiye tehdit eden bu tür maddelerin üretimine karşı, denetim mekanizmasının sağlıklı işleyememesi ise olayın ciddiyetini artırıyor..      

Tavuk, yumurta ve sütte tüyler ürperten tablo

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, yediğimiz tavuklar hakkında açıklamalarda bulundu. Vatan Gazetesi'nden Mine Şenocaklı'ya konuşan Dizdar, "Daha yumurtadan çıkar çıkmaz civcive antibiyotik veriliyor. Kemikleri gelişmesin, sadece et yapsın diye. Tavuklar tarladaki patatesler gibi hiç kıpırdamadan yetiştiriliyor. Elinize aldığınızda kemikleri kırılıyor. Sonra, görüyoruz her gün gencecik bir kadın meme kanserine yakalanıyor. Büyük olasılıkla daha sağlıklı diye sık sık tavuk yiyorlardır" diyor. Yumurta hakkında da açıklamalar yapan Prof. Dizdar, "10 yaşındaki kızın bacaklarında tüylenme sorunu başlamış. Doktorlar çare bulamayınca 'Ya biz bu çocuğa ne yediriyoruz ki böyle oluyor' demişler. Ve geldikleri nokta yumurta olmuş. Aile, 'Her gün bir yumurta veriyorduk, kestik ve tüylenme geçti' diyor. Yediğimiz yumurtadan hormon alıyoruz, süt zaten süt değil, yoğurt desen öyle. Bir yandan tarım ilacını bol miktarda alıyoruz. Bu şekilde beslenen vücut bir kere böyle beslense bunu karşılar, iki kere beslense yine karşılar, ama tek seçenek bu olduğu zaman hastalık kaçınılmazdır. Kanserler patladı" diyor. Şenocaklı, Prof. Kenan Demirkol ile yapılan bir söyleşide de süt uğruna yapılan acımasızlığı şöyle anlatıyor: “Normalde inek ne zaman süt verir? Yavruladığı zaman değil mi? Ama üretici için süt o kadar değerli ki, yavru 10 gün sonra annesinden ayrılıyor ve soya sütüyle besleniyor."  

Deterjan kalıntıları tahribata yol açıyor

Ülkemizde kullanılan deterjanlar, başta ABD olmak üzere İsveç, Almanya, İngiltere ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerde kullanılmıyor. Yapılan araştırmalar, Türkiye'de üretilen çoğu deterjanların (özellikle de açıkta satılanlar) sağlığa zararlı olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü, bu deterjan türleri ne kadar durulanırsa durulansın, suda tam anlamıyla erimediği için ellerden çıkmıyor, cismin gözeneklerinde kalıyor ya da çamaşırdan arınmıyor. Bu kalıntılar, vücutta tahribata yol açarak zararlı neticeler doğurabiliyor. Örneğin tırnakta kalan kalıntı vücuda girebiliyor. Yediğimiz yemeklerle de bağırsaklara hatta oradan kana geçebiliyor. Böylelikle ülsere ve daha bir çok hastalıklara sebep olabiliyor.

Tabaktan gıdaya karışarak zehirliyor

Porselen tabaklarda Avrupa'nın izin verdiği kurşun ve kadmiyum kalıntısı miktarının 40 kat üzerine kadar çıkan Çin malı ürünler, her yemekte çözünüp gıdaya karışarak vücudumuzu yavaş yavaş zehirliyor. 2002'de yasalar Avrupa standartlarına göre revize edilse de, yetersiz laboratuvar nedeniyle denetim yapılamıyor. Kurşun ve kadmiyum, iki ağır metal. Yiyeceklerle temas eden kaplarda kullanıldıklarında, desenli yüzeyde bulunan bu ağır metaller her yemekle çözünerek yiyeceklerin içine nüfuz ediyor. Bu boyalar, porselenin maliyetini yüzde 40'a kadar düşürüyor. Yapılan araştırmalar sonucunda kurşunun vücuttaki hemen hemen tüm organ ve dokuları etkilediği, böbrek ve bağışıklık sisteminde hasara neden olduğu, bellekte zayıflama, kansızlık, kan hastalıklarına yol açabildiği belirtiliyor. Kadmiyumun ise kanserojen olması beklenen maddeler grubunda yer aldığı ifade ediliyor.

'Denetimler artırılmalı bilinçlendirme sağlanmalı'

Prof. Dr. Semih Ötleş (Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi): "Hileye başvurulan bu tarz ürünler, merdivenaltı ticari ürünler. Biz, öğretim üyeleri olarak merdivenaltı ürünleri desteklemiyoruz. Bunlar standart dışı ürünler olduğu için, resmi kurumlar tarafından kontrolünün yapılıp, üretimlerinin yasaklanması gerekir. Bu tarz ürünler, toplum sağlığını bozuyor ve sağlığı negatif yönde etkiliyor. Hileli ürünlere karşı yapılması gereken 2 önemli husus var. Birincisi, bakanlık tarafından denetimlerin artırılması ve bunu yapan kişilere gereken cezai yaptırımın uygulanması gerekir. İkinci önemli husus ise, üretici ve tüketicilerin bilinçlendirilmesi için eğitim verilmesi şart. Üretici ve tüketicilerin verilen eğitimlerle bilinçlenmesiyle, bu tarz olayları azaltabiliriz. Diğer taraftan bu tarz hilelere başvuran firmaların bakanlık tarafından kamuoyuna deşifre edilmesi de, üreticilerin bu tarz hilelere başvurmasını engelleyebilir. Kısacası; denetimler artmalı, hileye başvuranlar deşifre edilmeli ve ceza almalı, son olarak da üreticiden başlayıp aileye kadar eğitim verip bilinçlenme sağlanmalı."   

Bu haber 1,602 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,445 µs