Hayatı tehlikede | " /> Hayatı tehlikede | "/>

En Sıcak Konular

Hayatı tehlikede

21 Ekim 2011 09:47 tsi
Hayatı tehlikede Orfoz Akdeniz'de oldukça bol olduğu düşünülen bir tür iken, aşırı avlanma, zıpkınla balık avcılığı, yasa dışı avcılık ve çevre kirliliği nedeniyle tüm Akdeniz genelinde nesli tehlike altına girdi.

Orfoz (Epinephelus marginatus) tüm denizlerde ekonomik olarak değerli kabul edilen balık türüdür. Kayalık alanların besin zincirinde en üst avcı konumunda olan Epinephelus türleri büyük gövdeleri, uzun yaşam döngüleri ve geç üreme olgunluğuna erişmeleri nedeniyle, tüm dünya denizlerinde risk altında bulunmaktadır.

Bunun yanısıra üreme zamanlarında belirli alanlarda toplanmaları nedeniyle balıkçılar için kolay hedef haline gelmektedir.


Atlantik Okyanusu’nun batısında Brezilya, Arjantin kıyıları, Doğu Atlantik’te İngiliz Adaları’ndan Güney Afrika kıyılarına, Batı Hint Okyanusu’nda Mozambik ve Madagaskar kıyılarına kadar geniş bir alanda yayılım gösteren orfoz tüm Akdeniz genelinde yaygın bir şekilde görülen en popüler Epinephelus türüdür.

Akdeniz’de yoğun olarak yaşadığı bölgeler Tunus'tan Senegal'e kadar olan kuzey ve kuzeybatı Afrika kıyılarıdır. Ülkemiz sularında Ege ve Akdeniz kıyılarında, çok nadir olarak da Marmara Denizi’nde rastlanır. Genellikle tek başlarına yaşayan ve teritoryal bir tür olan orfoz, saklanabileceği korunaklı kayalık alanları tercih eder. Boyu 150cm’ye, ağırlığı 60 kg’a erişebilir. 50 yıl yaşayabildikleri tespit edilmiştir.




HAYATI TEHLİKEDE

Öte yandan kıyı bölgelerindeki turizm faaliyetlerinde ve buna bağlı olarak da kentleşmede görülen artış, hem kara, hem de deniz ekosistemini olumsuz yönde etkilemektedir. Bugün Akdeniz'de yaşayan birçok canlı türünün popülasyonları giderek artan insan aktivitelerinin getirdiği baskı sonucunda oldukça azalmış ve bunların birçoğu da uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmıştır. Akdeniz'in batısıyla kıyaslandığında nispeten bozulmamış durumda olan kıyılarımız, gerek barındırdığı bazı ender türlerinin bolluğu, gerekse Süveyş Kanalı vasıtasıyla Akdeniz'e geçen İndo-Pasifik kökenli türler bakımından, Akdeniz ekosistemi içerisinde büyük öneme sahiptir.
Balıkçılık faaliyetlerinin kontrolsüz sürdürüldüğü bölgede tekne ve dalış turizminin de çok faal olması, koruma altındaki canlı türlerinin popülasyonlarının yanısıra, bu türler için gerekli olan habitat üzerinde de tahribata yol açmaktadır.

Ekonomik değeri olan ancak koruma altına alınması gereken balık türleri için genellikle uygulanan koruma stratejisi çiftleşme mevsiminde getirilen zaman sınırlaması ve yavruların avlanmasını engellemek için getirilen boy sınırlaması olmaktadır. Bazı durumlarda türün belirli av araçlarıyla avlanması da yasaklanmaktadır. Popülasyonları hızla azalan Epinepehlinae üyelerini korumak için bu türlerin de avcılığına sınırlamalar getirilmesi gerekir. Bu türlerin olta ile avcılığına yasak getirmek bu türlerin korunması için çözüm değildir. Zira bu türler özel bir yöntem ile değil, standart av takımlarıyla avlanır (ağ, olta, paraketa). Büyük bir ağıza sahip olan Epinephelinae üyeleri kendi vücutlarına oranla büyük sayılabilecek boyutlardaki balık ve omurgasızları yakalayabilirler. Spesifik bir türe yönelmedikleri için, hemen hemen her tür yeme gelebilirler. Bu nedenle denize ağ, olta ya da paraketa atıldığı sürece, bu türlerin avcılığını yasaklamak anlamlı değildir. Çünkü istem dışı olarak bu türleri yakalama riski her zaman vardır. Bu türlerin ağ, olta ya da paraketa ile avcılığını yasaklamak denize açılan her balıkçıyı potansiyel suçlu durumuna düşürmek demektir.


Uluslararası sözleşmeler ve yasalar çerçevesinde koruma altına alınan denizel türlerin nesillerinin devam edebilmesi için, popülasyonların yeterli yoğunlukta farklı boyutlardaki bireylerden oluşması gerekir. Bu ancak koruma altındaki türler için önemli olan bölgelerin de koruma altına alınmasıyla gerçekleşebilir. Sağlıklı bir popülasyonun varlığı deniz koruma alanındaki koruma uygulamalarının başarısını gösterir. Deniz koruma alanlarında yavru gelişimine uygun yapıların bulunması popülasyonun kalıcı olabilmesi için gereklidir. Bu nedenle sadece tür bazında değil, bölgesel koruma sağlanmalı ve öncelikle yavruların bol bulunduğu bölgeler gerektiği gibi koruma altına alınmalıdır. Bu amaçla birçok ülkede koruma altındaki türler için deniz koruma alanları oluşturulmuştur. Fransa, Monako, İspanya, İtalya gibi batı Akdeniz ülkelerinde değişik amaçlara yönelik koruma alanları bulunmaktadır. WWF-Türkiye’nin çabalarıyla zengin denizel biyolojik çeşitliliği nedeniyle Türkiye’de de Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi genişletilerek bu bölgede yaşayan orfozların yaşamı garanti altına alınmıştır.


Kaynak: WWF Türkiye



Bu haber 1,357 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,774 µs