Doğa… | " /> Doğa… | "/>

En Sıcak Konular

Doğa…

22 Haziran 2011 07:21 tsi
Doğa… Doğa’ların, Ekin’lerin, Su’ların, Deniz’lerin, Toprak’ların ve tüm canlıların, doğal yaşamın geleceği için dünyaya ve yaşama sahip çıkalım.

Ali Ekber Yıldırım'ın yazısı:

Seçim sonuçlarının yankısı sürüyor. Bir süre daha tarıma ilişkin konuların gündeme gelmesi çok zor. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanacak. Meclis Başkanı seçilecek. Yeni hükümet kurulacak. Sonra meclis tatile girecek. Tatil dönüşü ana gündem maddesi anayasa olacak. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı da dahil bir çok bakanlığın adı değişecek. Yeni bir yönetim biçimi uygulanacak. Her bakanlığa meclis dışından bir bakan yardımcısı atanacak. Günlerce bunlar konuşulup tartışılacak. Dolayısıyla üreticinin, sanayicinin, tüccarın ve geniş halk kitlelerinin günlük yaşamdaki sorunlarının yakın zamanda gündeme gelmesi zor.
Yaşam tüm gerçekliği ile sürüyor.
Bir yanda da ciddi çevre felaketleri yaşanıyor. Deprem, sel ve daha bir çok nedenden dolayı insanlar ve diğer canlılar yok oluyor. Doğal yaşam tehlikede.
Seçimden önce yaşanan sorunlar her gün artarak devam ediyor.
Son birkaç günde yaşananlar bile ürkütücü.
Yaz günü başkent Ankara’yı sel bastı. Yaşam felç oldu. Ölüm olmadı diye sevinsek de, ülkenin başkenti birkaç saatte yaşanmaz hale geldi.
Benzer manzaralar bir iki gün arayla İstanbul ve birçok kentte daha yaşandı. Öyle görünüyor ki, bundan sonra daha da sık yaşanacak.
Çünkü,seçim dönemindeki vaatler, çılgın projeler yaşama geçirilirse doğa ve çevre felaketlerini bırakın önlenmesi daha da körüklenecek.
Her yeni proje, her yeni politika doğanın yok edilmesi üzerine inşa ediliyor. Her çılgın proje yeni çevre felaketini de beraberinde getiriyor. Kentleri rant merkezine dönüştürürken, dünyamızı da yaşanmaz kılıyor.
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın adı Çevre,Orman ve Şehircilik Bakanlığı olarak değiştirildi. Orman ve çevrenin şehirciliğe, ranta kurban edilmemesini diliyoruz.
Fakat, mevcut iktidarın bu konudaki politikası, yaklaşımı biliniyor. İnsan ve çevre konusundaki duyarsızlık alabildiğine sürüyor.
Kütahya Simav’da yaşanan depremin üzerinden tam bir ay geçti. Orada 25 bin insan hala çadırlarda ve çok zor koşullarda yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Ne yazık ki, Suriye’den gelen mültecilere gösterilen duyarlılık Simav’dakilere gösterilmiyor.
Kütahya’nın bir başka ilçesi Tavşanlı’daki Eti Gümüş Madeni’ndeki siyanür havuzu göz göre göre ölüm havuzuna dönüştü. Havuzdaki siyanür içme suyuna karışınca köylüler bir bir hastaneye kaldırılıyor.
Karadeniz, hidroelektrik santralleri ile kuşatılıyor. Karadeniz’in doğasına, güzelliğine, yaşam mücadelesine sahip çıkan emekli öğretmen Metin Lokumcu, Hopa’da yaşamını yitirdi.
Türkiye, son 50 yılda sulak alanlarının yüzde 40’ını kaybetti.
Dağlar, maden şirketlerinin köstebek yuvasına döndü. Son 10 yılda verilen 40 binden fazla maden ruhsatı var.
Akarsular, vadiler, ovalar adeta yağmalanıyor.
Derelere kelepçeler takılıyor. Her dereye bir santral kuruluyor.
Türkiye’nin ovaları, meraları, tarım toprakları yok oluyor.
Çok sık yinelediğimiz gibi, dünyada 1 milyar aç insan varken, her yıl 1.5 milyon insan kirli sudan yaşamını yitirirken, her 13 dakikada bir canlı türü yok olurken ve 3 milyar insan temiz suya ulaşamazken aç kalmamak, susuz kalmamak, dünyadaki tüm canlıların yaşam hakkının korunması için tüketen değil, üreten, çevreyi ve doğayı koruyan bir anlayışın egemen olması için mücadele etmek gerekiyor. Bu gelecek kuşaklara karşı en büyük sorumluluk ve görevdir.
Bu duygularla, 16 Haziran’da yaşama “merhaba” diyen kızımıza Doğa adını verdik. Mutluluğumuzu paylaşan dostlara sonsuz teşekkürler. Doğa’ların, Ekin’lerin, Su’ların, Deniz’lerin, Toprak’ların ve tüm canlıların, doğal yaşamın geleceği için dünyaya ve yaşama sahip çıkalım.

tarımdünyası



Bu haber 1,440 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,926 µs