En Sıcak Konular

En büyük tehlike lüfer mi?

21 Haziran 2011 07:15 tsi
En büyük tehlike lüfer mi? Durum bu kadar vahim mi? Neden bu meseleyi bu kadar ciddiye alıyoruz? Denizlerimize ne kadar iyi baktık? Balıklarımıza ne yaptık? Gelin meseleye biraz bilimsel bakalım...

Aydan Üstkanat/ Star

Yasa çıkana kadar ne balık tarifi yazar ne de yerim!

Ahtapot bitti, kalamar az bulunuyor,  Türkiye’de büyük balıkların yüzde 90’ı tükenmiş durumda. Çünkü yumurtasını vermemiş balıkları avlamak yasal. Bu gidişe ‘Dur’ diyecek yasalar çıkana kadar balık tarifleri yazmayacağım.

Denizlerimizde işler balıklar için hiç de iyi gitmiyor uzun zamandır. Konuştuğum tüm balıkçıların derdi aynı: Balık az, kalamar zar zor bulunuyor, ahtapot desen bitti! Bu konuda uyarıyı Greenpeace Türkiye ofisi 2007’de başlattığı “Küçük balık yoksa, büyük balık da yoktur” sloganlı kampanyayla yaptı. Bu sene de “Senin ki Kaç Santim?” sloganlı reklamlarıyla dikkat çekti. Kampanyaya katılım ise küçümsenecek gibi değil. Konunun ciddiyetini algılayanlar, destek olmaya başladı ve sayı hızla artıyor. Öyle de olmalı. Bizim gibi övünerek “Denizden babam çıksa yerim” diyen, bol bol balıkla beslenen bir milletin artık meseleye sahip çıkması gerekmiyor mu?

En büyük tehlike lüfer mi?

Lüfer veya başka bir balık fark etmez. Çünkü denizdeki beslenme zincirindeki tek bir halkanın kopması dengeleri alt üst eder. Bir türün yok olması diğerini etkiler. Örneğin, yunusların azalması denizanasını çoğaltır. Peki yunuslar denizanalarını mı yer? Elbette hayır! Bunu bir ara inceleriz isterseniz...

Durum bu kadar vahim mi? Neden bu meseleyi bu kadar ciddiye alıyoruz? Denizlerimize ne kadar iyi baktık? Balıklarımıza ne yaptık? Gelin meseleye biraz bilimsel bakalım... Türkiye’de büyük balıkların yüzde 90’ı, toplam balık stoklarınınsa yüzde 76’sı tükenmiş durumda. Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2010 raporunda dünya balık stoklarının yüzde 53’ünün tükendiği belirtiliyor. Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) raporuna göre ise Akdeniz’deki 151 balık türünün neredeyse üçte biri için veri eksikliği sorunu var. Bu çok büyük bir rakam! Önlem alınmazsa belki de yok oluşun eşiği...

Deniz kirliliği, yasaların yetersizliği, trol avcılığı hepsi ayrı bir dert. Greenpeace yetkilisi Deniz Sözüdoğru, balık türlerinin devam edebilmesi için avlanma boyutlarının acil olarak değiştirilmesi gerektiğini söylüyor: “Bilimsel olarak yapılan çalışmalarda türü tehlike altında olan kalkan, orfoz, lüfer, palamut ve levrek boyutlarının derhal değiştirilmesi ve denetim şart.”

Yasalar acil olarak çıkmalı!

Ben, balıkla büyüyen bir Egeli, binbir çeşit yemeğini yapan bir yemek yazarı ve deniz ürünlerini yemek listesinde birinci sıraya koyan bir balıksever olarak kısaca onları tüketerek soruna dolaylı olarak katkıda bulunan bir vatandaş olarak diyorum ki: “Avlanma kontrol altına alınana kadar gelin biz de elimizi taşın altına koyalım, destek verelim ve küçük balık yemeyelim.”

21 Haziran’da Su Ürünleri İstişare Kurulu, gereğini yapacak. Ben buna gerçekten inanmak istiyorum! 21 Haziran’da istişare kurulunun avlanma boylarının değiştirilmesi için karar alması gerekmekte. Ardından da bu değişikliklerin 2012-2016 su ürünleri tebliğine karar olarak girmesi. Ve en önemlisi her zaman olduğu gibi denetim! Konunun takipçisi olacağım.

GREENPEACE’İN ÖNERİLERİ

Balıkların üremeleri için şans verilmiyor

Kalkan için yasal avlanma boyu 40 cm, bilimsel olarak üreme boyu ise en az 42-44 cm. Stoklar kötü durumda olduğundan daha fazla üreme şansı verilmesi gerektiği gerçeğine dayanarak minimum 45 cm öneriyor.

Ege’nin en değerli balıklarından orfozun yasal avlanma boyu 30 cm, gerçekte bu türün üremeye başlaması ancak 45 cm olduğunda mümkün.

Lüferin üreme boyu 23 ila 27 cm iken yasal avlanma boyu 14 cm. Bu konudaki bilimsel çalışmalara dayanarak önerileri 25 cm.



Bu haber 1,511 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,667 µs