En Sıcak Konular

Domuzla gelen tehlike: Trişinoz

15 Haziran 2011 10:36 tsi
Domuzla gelen tehlike: Trişinoz 1977 yılında, Batı Karadeniz'de avlanıp İstanbul'da satılan yabanî bir domuzun etinden yemesi sebebiyle rahatsızlanan 13 hastanın en ağır olanında kas trişini tespit edilmiştir.

 Bunun dışında zaman zaman yapılan incelemelerde yabanî domuz etinden yapılmış sucuk ve benzeri et ürünlerinde parazit lârvaları görülmüştür. 2004 yılında İzmir'de çiğ köfte yapılarak satılan yabanî domuz etinden, parazitin yabanî hayvanlarda daha çok bulunan türü olan T. britovi ile binden fazla kişi enfekte olmuş ve bu salgın ne yazık ki, parazitin bu türü ile gerçekleşen dünyadaki en büyük salgın olarak literatüre geçmiştir.

Trişinoz; Trichinella parazitinin sebep olduğu ciddi bir hastalıktır. Parazit solucanlardan (nematod) biri olan kurtçuğun insanda yerleşip hastalık oluşturan türü umumiyetle Trichinella spiralis'tir. İlk defa 1822 yılında Almanya'da bir insanda yapılan otopside kaslar içinde bu parazitin kireçlenmiş lârvaları tespit edilmiştir; aynı parazit, bundan on yıl sonra da İngiltere'de kanserden ölmüş bir hastanın otopsisinde görülmüştür.

Domuzlarda bu parazite ilk olarak 1846 yılında Kuzey Amerika'da rastlanmıştır. Parazitin, bilhassa domuz etinden insana bulaştığı ispatlanmıştır. Bununla beraber sözkonusu parazit; kedi, köpek, fare, at, ayı ve insanda da yerleşip hastalığa sebep olabilir. Bütün dünyada rastlanmakla birlikte, özellikle domuz etinin yendiği memleketlerde daha sık görülen bu parazit; evcil, bilhassa yabanî hayvanlarda pek fazla hastalık belirtisi vermezken, insanda ağır tablolara hattâ ölümlere bile sebep olabilmektedir. Halk arasında "domuz kurdu" olarak da bilinen bu parazite, herhangi bir sahtekârlık yapılmadığı müddetçe Müslümanlarda ve Musevîlerde rastlanılmaz. Günümüzde et ürünlerinin üretilip satılmasında İslâmî ihtimam gösterilmediği için, bu konuda çok iddialı olmak da doğru değildir.

Parazitin yapısı ve hayat deveranı
Trichinella'nın erkeği 2 mm., dişisi ise 3 mm. boyundadır. Gözle görülmesi zor olan parazit, insan vücuduna yerleşebilen en küçük solucanlardandır. Dişi parazitin karnında açılan yumurtalar doğrudan kurtçuk olarak doğar. Çoğu solucanlardan farklı olarak hem kurtçuk (larva) hem de ergin formu aynı canlıda (konakta) bulunmaktadır. Bu parazitin asıl hastalık yapanı 100 mikron uzunluğundaki kurtçuklardır. Trichinella, parazit solucanlar içerisinde lârvası insan hücresine yerleşen tek türdür.

Parazitin tabiattaki hayat deveranı, daha çok birbirlerinin artıklarını ve leşlerini yiyen domuzlarla fareler arasında sürmektedir. İnsana bulaşma umumiyetle, paraziti barındıran domuz etinin yenmesiyle gerçekleşir. Domuzun kaslarındaki lârvaların etrafını saran kapsül, midede erir; açığa çıkan kurtçuk, ince bağırsaklara geçip iki gün içerisinde ergin parazit durumuna gelir ki, bu süre diğer solucanlara nazaran çok kısadır. Ergin parazit bağırsaklarda iki ay kadar yaşar. Bağırsaktaki dişi parazitler, bağırsak zarının (mukoza) altına girip vücuttaki savunma mekanizmasında mühim rolleri olan Lieberkühn bezlerine ve peyer plâklarına geçerek lârvalarını buraya bırakır. Erginlerinin ömürleri kısa olmasına rağmen, sözkonusu parazitler bu süre içerisinde oldukça fazla (her bir dişi 1.500 civarında) kurtçuk doğurur. Yeni doğan kurtçukların bazıları dışkıyla atılsa da, çoğu, genetik olarak kodlanmış gelişme programları gereği damarlar yoluyla bütün vücuda yayılarak 10 gün içerisinde çizgili kaslara yerleşir. Bunlar, bilhassa diyafram, dil, gırtlak, karın duvarı ve göğüs kaslarına yerleşir ve beyin omurilik sıvısına (BOS), kalbin etrafındaki sıvıya ve karın içi sıvısına geçebilir. Parazitin kas hücresi içerisindeki formuna "kas trişini" denmektedir. Bunların vücutları kendi üzerine doğru kıvrıktır ve vücut için yabancı cisim olan bu lârvaların etrafı elips şeklinde bir kapsül ile vücudunda bulunduğu canlı organizma tarafından çevrelenir. Aslında bu, Yüce Yaratıcı'nın insana bahşettiği bir savunma mekanizmasıdır. Bu şekilde bağ doku ile sınırlandırılıp parazitin zararı en aza indirgenmektedir. Kapsül içerisinde bulunan yağ deposunun bozulması ile çoğunlukla bir yıl içerisinde kurtçuklar ölüp kireçleşir. Fakat bazen bu ameliye yıllar alabilir; hattâ lârvaların canlılığı bazı kaslarda 30 yıl kadar sürebilir.

İnsanda trişinoz
Bağırsağa yerleşen ergin parazitin tesiriyle hastada, bağırsak duvarından içe doğru kanama ve şişme görülür; bunun neticesinde bağırsak iltihabı (enterit) meydana gelebilir. Trişinli domuz etlerinin yenmesinden 24 ilâ 72 saat sonra bulantı, kusma, ishal, baş ve karın ağrısı ile seyreden ve daha çok gıda zehirlenmesini, bazen de apandisiti taklit eden bir tablo oluşur. Lârvaların kana geçerek kaslara yerleştiği 10–20. günlerde; göz çevresinde şişmeler (ödem), konjunktivitis (göz içi iltihabı), ışıktan kaçma (fotofobi), üşüme, terleme, ateş, kas ağrısı ve kasılmaları, ishal, boğaz ağrısı, nefes almada güçlük ve deri döküntüleri meydana gelir. Bu dönemde hastalık bazen romatizma, eklem iltihabı, boğaz iltihabı (larenjit), grip ve zatürre ile karıştırılabilir.

Bu safhada kalb kasına yerleşen lârvalar, kalb kası (myokardit) ve kalb içini döşeyen zarların iltihabına (endokardit) sebep olur ve hastada taşikardi, tansiyon düşmesi, kalb bölgesinde ağrılar, EKG değişiklikleri ve uzuvlarda ödem görülür. Yine aynı safhada lârvalar beyne gidip sara nöbetlerine, menenjit, beyin iltihabı ve sinüzit tablosuna sebep olur. Hastada; refleks kayıpları, hafıza kaybı ve koma gelişebilir. Ayrıca hastada gelişen damar iltihabı neticesi bilhassa gözde ve tırnak yataklarında kanamalar mevzubahistir. Daha ağır durumlar olarak hepatit, böbrek iltihabı, kalb-böbrek-karaciğer yetmezlikleri ve ağır damar içi pıhtılaşması (tromboz) görülebilir. Hastalar, kolera benzeri sıvı kaybı ve akciğer enfeksiyonu neticesi kaybedilebilir.

Kaslara yerleşen lârvalar uzun vadede şikâyetlere sebep olur. Hattâ lârvalar ölmüş olsalar bile, vücudun reaksiyonu bu şikâyetlerin devamını sağlamaktadır. Dokularda yıllarca kalan ölü veya canlı lârvalar sebebiyle, hastada hususiyle kas ağrıları mutattır ve derideki alerjik reaksiyonların derecesi ıstırap mertebesindedir. Teşhis konulamamış hastalar, daha çok kas ağrıları sebebiyle fizik tedavide, alerjik şikâyetleri ile cildiye kliniklerinde dolaşıp dururlar. Kesin teşhis, kaslardan yapılan biyopside kas trişinlerinin görülmesiyle konur. Parazite karşı bugüne kadar bir aşı geliştirilememiştir.

Bu kurtlara karşı kullanılan ilâçlar tesirsiz olduğundan, rahatsızlığın tatmin edici bir tedavisi bilinmemektedir. Kaslardaki kurtçuklar öldürülse bile, vücudun reaksiyonu devam edeceğinden, paraziti yok etmekten ziyade, hastalığın belirtileri ortadan kaldırılmaya çalışılır. Vücudun immün sisteminin alerjik cevabı uzun müddet devam eder.
Hastalıktan korunma mümkün mü?

Parazit; kedi, köpek, fare, ayı, at gibi hayvanlarda yerleşse de, asıl potansiyel kaynak domuzdur. İnsanların bu parazitten korunmaları için, domuz eti yememesi gerekir. Domuz etinin tüketildiği coğrafyalarda etlerin iyi pişirilmesi veya dondurulması yoluyla parazitin öldürülmesine çalışılsa da, parazitin türünden ve yapılan işlemlerin tam olmamasından kaynaklanan başarısızlıklar hiç de az değildir. Hastalık, domuz eti tüketiminin yasak olduğu Müslüman ve Musevi toplumlarda uzun yıllar görülmemiş, domuz etinin çok tüketildiği Hıristiyan ve diğer toplumlarda ise tehlikeli vakalar hâlinde seyretmiştir. Uluslararası Trişinoz Komisyonu'nun raporunda (International Commission on Trichinellosis), Ocak–1995 ile Haziran–1997 tarihleri arasında insanlarda görülen trişinoz vakaları ve bu parazit sebebiyle ölenlerin sayısı ülkelere göre Tablo-1'de gösterilmiştir.

Avrupa Hastalık Koruma ve Kontrol Merkezi'nin (European Centre for Disease Prevention and Control) 2009 yılı yıllık bulaşıcı hastalıklar raporuna göre ise, 2007 yılında bazı Avrupa ülkelerinde görülen trişinoz vaka sayıları Tablo-2'de gösterilmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki, bütün bu rakamlar, teşhis edilebilen ve bildirilen vakaları yansıtmaktadır.




Araştırmalar Trichinella'nın insanlara bulaşmasındaki en mühim kaynağın, parazitli evcil veya yabanî domuz et ürünleri olduğunu göstermiştir. Enfekte at, ayı ve fok balığı tüketimiyle insanlarda oluşan trişinoz vakaları da mevcut olmakla beraber, domuz kaynaklı olanlara nazaran bunlar oldukça azdır.

Domuz etinin yenmesi gerek Kur'ân'da (Bakara 2/173; Mâide 5/3; En`âm 6/145; Nahl 16/115) gerekse hadîslerde açık ve kesin bir ifade ile yasaklanmıştır. İslâm'da mahdut sayıda haram kılınan yiyeceklerin başında domuz eti gelmektedir. Öyle ki; Kur'ân'da tür itibariyle haram kılınan tek hayvan domuzdur. Kur'ân'da domuz, ölü hayvan ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanların etinin haram kılındığı birkaç defa tekrar edilir. Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) da bu yasağı teyit ederek, "Allah ve Resulü şarabın, ölü hayvan etinin, domuzun ve putların alım satımını haram kılmıştır." buyurmuştur. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), hadîsin devamında, ölü hayvandan elde edilen yağın; aydınlatmada, gemilerin cilâlanmasında ve derilerin yağlanmasında bile kullanılmasının haram olduğunu ifade etmiştir (Buhârî, "Büyû`", 112; Ebû Dâvûd, "Büyû`", 66; Tirmizî, "Büyû`", 61). Mevzu dolayısıyla İslâm'da domuz etinin yasaklanmış olması zikredilse de, bu yasağın sadece trişinden kaynaklandığı iddia edilemez. Zîrâ öyle olsaydı, parazit bulunmayan veya parazitleri ortadan kaldırılan domuz etlerinin yenmesinde bir beis olmayacağı iddia edilirdi ki, Kur'ânî literatürde bu iddianın yeri yoktur. Domuz etinin yenmemesinin tek sebebi vardır: Allah'ın haram kılması. Trichinella bulaşabilmesi, haram kılınma hikmetlerinden belki de sadece biridir.

Evet; nüfusunun kahir ekseriyeti Müslüman olan ülkemizde domuz eti yenmesi hiç de hoş karşılanmamaktadır. Mevzu ile alâkalı İslâm'ın temel prensipleri kıstas alındığında; "Müslüman toplumlarda domuz eti tüketilmez." kaidesi çıkmaktadır. Ancak İzmir'deki 2004 salgını hatırlanırsa ne yazık ki, "Müslüman toplumlarda domuz eti yenmez; fakat yedirilebilir." gibi bir netice de ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde, bilhassa yabancı turistlerin uğrak yeri bir kısım mekânlarda aleni olarak domuz eti ve ürünlerinin satıldığı, yemeklerinin yapıldığı bilinmektedir. Bazen de ucuz olduğu için çeşitli yemeklerde ve fast-food ürünlerde domuz etinin kullanılmış olacağı hatırdan çıkarılmamalıdır. Diğer taraftan yabancı menşeli gıdalarda kullanılan ürünlerin (jelatin gibi) de daha çok domuz menşeli olduğu bilinmektedir. Hâl böyle iken, inanmış insanların yapması gereken; et ve et ürünleri alırken, dışarıda yemek yerken oldukça hassas davranmasıdır.

Kaynaklar
- Altıntaş K, 2002. Tıbbi Parazitoloji, MN Medikal Nobel, Ankara, 288-292.
- Annual epidemiological report on communicable diseases 2009, European Centre for Disease Prevention and Control, sayfa:118.
- Bowman, D.D. and Lynn, R.C. (1999): Trichinelloidea. D.D. Bowman Georgis' Parasitology for Veterinarians. Seventh Edition. W.B. Saunders Company, Philadelphia, 215-219.
- Güralp, N. (1981): Trichinellidae. Helmintoloji. İkinci Baskı. Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 538-544.
- Jean Dupouy-Camet, 2000. Trichinellosis: a worldwide zoonosis. Veterinary Parasitology, 93(3-4):191-200 .
- Roberts, L:S: and Janovy, J.Jr. (1996): Trichinellidae. Gerald D. Schmidt & Larry S. Roberts' Foundations of Parasitology. Fifth Edition. Wm. C. Brown Publishers, London, 389-395.
- Unat EK, Yücel A, Altaş K, Samastı M, 1995. Unat'ın Tıp Parazitolojisi. 5. baskı, Doyuran matbaası, İstanbul.



Bu haber 2,056 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,056 µs