En Sıcak Konular

Bir tutam; hastalık, mikrop, zehir

12 Ocak 2011 09:11 tsi
Bir tutam; hastalık, mikrop, zehir İnsan vücudunun üçte ikisi su ve tuzdan meydana geliyor. Tuz; suyun damarlarımızda ve hücrelerimizde durabilmesini sağlıyor, kaslarımızı kasıyor, çeşitli besin maddelerinin hücre içine girmesine yardım ediyor, sinirlerin iletisini gerçekleştiriyor.

Peki, her gün defalarca tükettiğimiz rafine tuzun zararları nedir? Niçin kaya tuzu kullanılmalıdır?

Doğal tuz kristalinin içeriğindeki tüm elementler rafine edilirken ayıklanıyor ve geriye sadece NaCl (sodyum klorür- yani sofra tuzu) kalıyor. Ayrıştırılan tuzun yüzde 94’ü endüstriyel üretimde, yüzde 6’lık kısmı da gıda sektöründe kullanılıyor. Tuz rafine edilirken birçok toksik (zehirli) madde içine karışıyor. Başka bir sorun da tuzun elde edildiği yerin temizliğiyle alakalı. Mesela, Türkiye’nin büyük oranda tuz ihtiyacını karşılayan Tuz Gölü, kanalizasyonlar ve atık sularla çoktan kirlenmiş durumda. Sofralarımızda, yemeklerimizde kullandığımız rafine tuzun yüzde 97,5’i sodyum klorür, geri kalan yüzde 2,5’i nem soğurucu kimyasallar ve iyottan meldana geliyor. Başlıca nem soğurucular kalsiyum karbonat, magnezyum karbonat ve Alzheimer hastalığına da yol açtığı söylenen alüminyum hidroksit. Bu kimyasallar tuzun serpilmesini kolaylaştırıp akıcılığını artırmak için kullanılıyor. Ayrıca rafine tuzlar, rafinasyon işlemi sırasında 650 santigrat sıcaklığa maruz kalıyor. Böylece tuzun kimyasal yapısı bozuluyor. Bu hâliyle vücut artık onu zehir olarak algılıyor, bir an önce süzüp dışarı atmak istiyor. Boşaltım sistemi önemli bir yük ve baskı altına giriyor. Bu durumda rafine tuz vücudumuzda aşırı su birikimlerine (ödem), kalp yetmezliğine yol açabiliyor. Bir de vücuttan atılamayan rafine tuz  tekrar kristalleşerek direkt eklem ve kemiklerde depolanıyor. Bu da değişik türdeki romatizmal hastalıklar ile safra kesesi, böbrek taşı oluşumlarının önemli sebepleri arasında gösteriliyor. Tüm bu sebeplerden dolayı evlerimizde rafine tuzun yerine doğal kaya tuzu kullanmalıyız. Çünkü, yüzde 84’ü sodyum klorür, geri kalan yüzde 16’lık bölümü ise lityum, fosfor, selenyum, magnezyum, kalsiyum, vanadyum gibi doğal mineraller içeriyor. Doğada bulunan 94 elementten soy gazlar hariç tüm elementler (84 element) doğal tuz kristalinde mevcut. İnsan bedeni de tuz gibi 84 elementten meydana geliyor. Yani doğal tuz, mineral ihtiyaçlarımızın tamamını karşılamaya yetecek durumda.

Bir tuzun doğal olup olmadığını nasıl anlarız? Yarım çay bardağı üzüm sirkesi içine 1 tatlı kaşığı tuz atın. 5-10 dakika bekleyin. Sirke yeni açılmış gazlı içecekler gibi aşağıdan yukarı doğru köpürmeye başlıyor ve bir süre sonra bulanıklaşıyorsa o tuz doğal değildir.

 
aksiyon



Bu haber 1,797 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,226 µs