zehiri bile faydalı! | " /> zehiri bile faydalı! | "/>

En Sıcak Konular

Arının zehiri bile faydalı!

9 Haziran 2010 10:38 tsi
Arının zehiri bile faydalı! "Bal, balmumu, arı poleni, propolis ve arı sütü. Bunların her biri insan sağlığı için son derece değerli ürünler ve yüzyıllardır sağlığı koruyucu ve tedavi amacıyla kullanılmaktadır." Prof. Dr. Erdem Yeşilada yazıyor...

Prof. Dr. Erdem Yeşilada'nın yazısı:

Bal her derde deva mı?  

Bahar aylarında gazetelerde bu yıl dünya genelinde arıların toplu şekilde öldüğünü bildiren haberler çıktığında ‘Artık bal da bulamayacağız’ diye düşünerek çok üzüldüm. Şüphesiz benimki bencilce bir düşünce, hayvancıklar bilemediğimiz bir nedenle telef oluyor, biz ne düşünüyoruz! Koyun can derdinde, kasap et derdinde misali. Ama her ne kadar bulmak zorlaştıysa da gerçek kovan balının tadına da doyum olmaz, hani!

Birkaç ay önce bir yerel gazetede, bir bal satıcısının vermiş olduğu ilan gözüme ilişmişti. Reklam ‘Her türlü dertlere deva olan...’ diye başlıyor. Altına sıralamış bir sürü hastalık; iyi gelmediği hastalık yok gibi, en az 80-90 derde devadır diye de bağlamış sonunda. Hepimiz gerçek balın sağlık için yararlı olduğunu biliriz, ama 80-90 gibi bir rakam görünce de sanırım güvenimiz sarsılıyor. Acaba bal gerçekten yararlı mı?

Doğa mucizesi

İsterseniz bir doğa mucizesi olan bu olayı hatırlayalım. Arılar çiçeklerdeki nektarı (bal özü) toplamak için çiçek çiçek gezer. Aslında nektar, entemofil (tozlaşması böcekler ile olan) bitkilerin tozlaşmak için böcekleri cezbetmek amacıyla ürettikleri bir salgı. Dolayısıyla, arı nektar salgılayan bitkilere gittiğinde vücuduna bulaşan polenleri de diğer bitkilere taşıyarak tozlaşmayı sağlar. Yani arılar sadece bal üretmekle kalmaz, doğanın dengesi için son derece önemli bir görevi de görmektedirler. Yanlış hatırlamıyorsam Einstein, ‘Arılar olmasa dünyada bir kaç yıl içerisinde insanların yiyeceği hiçbir şey kalmazdı’ diye arıların önemini vurgulamış.

Zehirinin bile faydası var

Arılar nektarları toplayarak kovanlarına geldiğinde kovanların önüne yerleştirilen tel kafeslerden geçerken vücuda yapışan bu yapışkan polen kütleleri dökülür ve arıcılar tarafından toplanarak arı poleni olarak kullanılır. Arılar ürettikleri balı petekler içerisine koyarken kraliçe arı için hazırlanan daha yüksek besleyici niteliklere sahip bal ise arı sütü diye bilinir. Peteklerin tamamlanmasından sonra ise yine arılar petekleri mikroorganizmalar ve yağmur gibi dış etkenlerden korumak için peteklerin üzerini bir madde ile kaplarlar. Propolis olarak adlandırılan bu ürün de son derece değerlidir. Bu doğa olayı sonucu beş kıymetli ürün ortaya çıktığını görüyoruz; bal ve kovan ürünleri olarak da balmumu, arı poleni, propolis ve arı sütü. Bunların her biri insan sağlığı için son derece değerli ürünler ve yüzyıllardır sağlığı koruyucu ve tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Bir de arı zehirinin bazı durumlardaki tedavi edici niteliklerini unutmamak gerekir.

Aantioksidan içeriyor

Bal ve kovan ürünlerinin bileşiminde 200 kadar maddenin bulunduğu bilinmektedir; proteinler, amino asitler, vitaminler, polisakaritler, şekerler gibi temel bileşenler olarak bulunmakta ve balın besleyici özelliğini bu bileşenlerin-den kaynaklanmaktadır. Mesela vücudu-muz için gerekli olan ancak vücudumuzda sentezlenemediği için dışarıdan alınması zorunlu esansiyel amino asitlerin tümü (sekiz adettir) balda bulunmaktadır. Bu temel bileşenlerin haricinde, enzimatik (glukoz oksidaz, katalaz) ve enzimatik olmayan (askorbik asit, fenolik asitler, flavonoitler, organik asitler, karotenoitler) antioksidanlar bakımından zengin bir kaynaktır.

İşte bal ve kovan ürünleri için ileri sürülen tüm yararlar antioksidan niteliği ile yakından ilgilidir. Balın bileşimi ve antioksidan kapasitesi balın elde edildiği bölgeye, bölgedeki çiçek örtüsüne ve balın elde edilme tekniklerine göre büyük değişiklik gösterebilmektedir. Mesela balın, polifenolik yapıda flavonoitlerden hesperitin (flavanon) taşıması narenciye çiçeklerinden hazırlandığını, 8-metoksi kempferol (flavonol) taşıması biberiye çiçeklerinden, luteolin taşıması lavanta çiçeklerinden ve kersetin (flavonol) taşıması ise ayçiçeği çiçeklerinden hazırlandığını gösterir. Dolayısıyla balın antioksidan özelliği de kaynak bitkiye göre önemli ölçüde değişebilir. Mesela kersetin kimyasal yapısı bakımından yüksek bir antioksidan kapasiteye sahiptir. Buna bağlı olarak da kersetin türevleri bakımından zengin bal daha etkili olacaktır.

Halk arasında bir de koyu renkli balın daha yararlı olduğu kanısı yaygındır. Gerçekten de yapılan bilimsel çalışmalarda koyu renkli bal örneklerinin daha yüksek oranda flavonoitler ve karotenoitler taşıdığı ve dolayısıyla antioksidan özelliğinin daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bildiğiniz gibi karotenoitler de yüksek antioksidan özellikte bitki pigmentleridir. Önümüzde hafta da bu konuyu incelemeye devam edeceğiz.

Arı poleni ve balın yararları   

Geleneksel kültürümüzde balın yararlarından sık sık söz edilir. Araştırmalarımızda arı poleninin bu faydaları artırdığını gördük.

Son yıllarda doğal antioksidanların insan sağlığı bakımından önemini ortaya koyan çalışmalar yapılıyor. Geçen hafta da belirttiğimiz gibi, bilhassa fenolik asitler ve flavonoitler benzeri fenolik bileşenlerinin antioksidan özellikleri dikkati çekiyor. Bu bileşiklerin oranı ve kimyasal yapıları kullanılan bal ve kovan ürününe göre değişiklik gösteriyor. Mesela, balda pinobanksin, pinosembrin, kersetin, krizin, galangin, luteolin ve kempferol gibi flavonoitler bulunurken, propoliste pinosembrin, pinobanksin ve krizin temel flavonoitler olarak bulunmaktadır. Dolayısıyla, bal ve kovan ürünlerinin etkisi de bu bileşenlerine bağlı olarak değişiyor.

Genel olarak değerlendirdiğimizde, bal ve kovan ürünlerinin içerisindeki bileşiklerin yüksek antioksidan özellikleri, bu ürünlerin kalp ve dolaşım sistemi bozuklukları, kanserler, bağışıklık sistemi yetersizlikleri ve çeşitli iltihaplı hastalıklardaki etkilerinin dayanağını oluşturmaktadır. Ayrıca bal, farklı derecelerde yaraların, kesiklerin, yanıkların, cilt ülserlerin, abselerin ve varikoz ülserlerin tedavisinde de etkili olmaktadır. Bal, vücuda sürüldüğünde cildin nemi ile içerisindeki glukoz oksidaz enzimi etkin hale geçerek ortama yavaş yavaş hidrojen peroksit vermekte ve bu suretle dokulara hasar vermeden bakteriler üzerinde etkili olmakta ve ayrıca besleyici özelliği ile hücre gelişimini hızlandırarak yara izi oluşumunu önleyebilmektedir. İshal tedavisinde kullanıldığında vücudun rehidratasyonunu sağlarken, sıcak su ile seyreltilip içildiğinde ise bağırsakları yumuşatarak kabızlığa iyi gelmektedir. Ancak yine de geçen hafta bir bal satıcısının ilanında iddia ettiği gibi 80-90 hastalığa iyi gelir mi, bilinmez!

Çok vitaminli

Kovan ürünleri arasında geçen hafta nasıl elde edildiğini yazdığımız arı poleninin bileşiminin yaklaşık yarısı polisakaritlerden (kompleks şeker) ibaret olup ayrıca vitaminler, yağ ve lipitler, proteinler ve amino asitler taşımaktadır. Dolayısıyla arı poleninin besleyici özelliği yüksektir. Arı poleninin de antioksidan özelliği yapısında bulunan fenolik bileşenler (fenolik asitler ve flavonoitler) ve karotenoitlere bağlıdır. Arı poleni, halk arasında soğuk algınlığı, ülserler, kansızlık, enterit ve kolit gibi iltihaplı bağırsak hastalıklarında kullanılmaktadır. Son zamanlarda, bilhassa yaşlılığa bağlı azalan vücut direncini desteklemek amacıyla pazarlanmaktadır. Tabii etkisi, balda olduğu gibi, çevrede yetişen çiçeklerin çeşidine bağlı olarak bileşiminde meydana gelen farklılığa, arı poleninin işlenme şekline (yıkama, kurutma gibi) ve saklama koşullarına (ışık, süre gibi) göre değişiklik göstermektedir. Yani üreticiden üreticiye etkide farklılık görülebilmektedir

İltihap gideriryor

Birkaç yıl önce Doğu Karadenizli bir bal üreticisi, arı poleni ve halis balı karıştırarak hazırladığı macunla bize geldi. Bu karışımı astım, bronşit, kanserler, sarılık, ülser, kolit ve çeşitli iltihaplı hastalıkların tedavisinde kullandığını ve yararlı olduğunu düşündüğünü, macunun bu etkilerini araştırıp araştıramayacağımızı sordu. Tabii bütün bu tedavi önerilerinin incelenmesi oldukça zahmetli, ancak birkaçı üzerinde çalışma yapmayı planladık. Yaptığımız deney hayvanı çalışmalarının sonuçları gerçekten ilginçti; halis balın zayıf etkili olmasına karşılık, macunun kuvvetli iltihap giderici ve ağrı kesici etki gösterdiği, bu etkisinin aspirine yakın olduğunu tespit ettik. Bu bakımdan iltihaplı hastalıklar, kolit gibi durumlarda etkili olabileceği düşünülebilir. Ayrıca ilaçla (parasetamol) oluşturduğumuz karaciğer hasarını çok iyi iyileştirdiğini, dolayısıyla karaciğer işlevlerini desteklediğini gördük. Ancak alkol ile oluşturduğumuz ülser üzerinde ne bal ne de macun beklenilen yararı gösteremedi, daha doğrusu etki fazla kuvvetli değildi. Bu etkilerin bal ve macunun belirli bir miktarda uygulanması ile ortaya çıktığını da belirtmek isterim. Yani kullanılan miktar önemli. Yaptığımız içerik analizinde ise arı poleni/halis bal macununun antioksidan etkisinin, halis bala göre 3 misli daha yüksek olduğunu tespit ettik. Yani, arı poleninin bal ile karıştırılması etkilerini de kuvvetlendiriyor. Önümüzdeki hafta bir başka kovan ürünü ile ilgili bilgileri tartışacağız.

Propolis: Antibiyotik etkili bir kovan ürünü  

Benim kovan ürünleri arasında favorim propolis; işçi arıların ağaç ve çalıların büyüyen kısımlarından toplayıp arka ayaklarında depoladıktan sonra kovanda balmumu ile karıştırarak hazırladığı reçinemsi bir madde. Kovanda meydana gelen hasarların ve çatlakların onarımı için ve kovanları korumak için kullanır. Kovanda petekleri bal ile doldurduktan sonra, kovanı dış etkenlerden (hava oksijeni, yağmur, su, vd.), mikroorganizmalardan (bakteri, mantar, virüs) ve diğer zararlılardan (böcekler) korumak amacıyla üzerini propolis ile kaplar.

Propolis, eski çağlardan beri tedavi de dahil çok çeşitli amaçlarıyla kullanılıyor. Yapılan bilimsel çalışmalar ile iltihaplı hastalıklar, ülserler, yanıklar üzerinde iyileştirici etkisi bulunduğu ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği ortaya konulmuş. En dikkati çekici yanı ise antibiyotik özelliği; bakteri, mantar ve virüs enfeksiyonları üzerinde etkili olduğu ortaya konulmuş. Nitekim 12.nci yüzyıldan kalma kayıtlarda propolis’in ağız ve boğaz enfeksiyonlarının tedavisi ve diş çürüklerinin önlenmesi için hazırlanan reçetelerde yer aldığı görülmektedir. Günümüzde de diş çürüklerini önlemek üzere diş macunlarına ilave edildiğini görüyoruz. Ayrıca boğaz gargarası ya da pastil şeklinde ilaçlar halinde boğaz enfeksiyonlarında yararlı olmaktadır. Propolis ürünlerinin ağız ve boğaz mukozası üzerinde lokal olarak etkili olduğunun bilinmesine karşılık, son zamanlarda soğuk algınlığından korunmak için propolis taşıyan şurup ya da granül gibi içilen ürünler de pazarlanıyor.

Etkisi bileşenlerinde

Propolis’in bu yararlı etkilerinin yine arıların bitkilerden topladığı antioksidan etkili bileşenlerine bağlı olduğunu artık belirtmeye gerek yok sanırım. Yapılan çalışmalarda bakteriler üzerindeki etkinin pinosembrin, galangin, kafeik asit ve ferulik asit içeriğine bağlı olarak ortaya çıktığı, virüsler üzerindeki etkisinin kafeik asit, luteolin ve kersetin, mantarlar üzerindeki etkisinin ise pinosembrin, pinobanksin, kafeik asit, benzil ester, sakuretin ve pterostilbene bağlı olduğu ortaya konulmuştur. Görüldüğü gibi kafeik asit en etkili bileşeni olarak dikkati çekiyor. Bu nedenle propolis örneklerinin analizinde kafeik asit miktarı değerlendirilmektedir. Bu arada bir hususa dikkatinizi çekmek isterim; propolis pahalı olduğundan piyasada propolis’li diye pazarlanan ürünlerde yeterli miktarda propolis bulunup bulunmadığından emin değilim. Hani propolis var mı var, yeterli mi? Orasını karıştırma! Önemli bir not; saf propolis tahriş edici özelliktedir, yani kullanılmadan önce mutlaka seyreltilmesi gerekiyor.

Kovan ürünlerinden bir diğeri olan arı sütü, işçi arıda başın iki tarafta bulunan guddelerden salgılanan bir sıvıdır. Yumurtadan çıkan larvalar ilk 3-4 gün arı sütü ile beslenir ve hızla gelişerek ağırlığının bin katına erişir. Kraliçe arı gözlerindeki larvalar ise bir süre daha arı sütü ile beslenerek farklılaşır ve kraliçe arıyı meydana getirir.

Sterilite çok önemli

Besleyici özelliği bala göre çok daha yüksek olduğundan kıymetli bir üründür ve kovandan toplanarak pazarlanır. Bu amaçla ya spatül kullanarak elle ya da vakum ile emme yapılır. Ancak arı sütü mikroorganizma gelişimi için son derece müsait bir ortam olduğundan kullanılan alet ve kaplarda steriliteye (mikropsuzluk) dikkat edilmesi gerekir. Bir kovandan bir yılda 150-250 gram arı sütü elde edilebilmektedir. Arı sütünün bileşimi de diğer kovan ürünleri ile benzerlik gösterir, yani polisakaritler, proteinler, vitaminler, amino asitler ve antioksidan bileşikler bakımından zengindir. Koyu kıvamlı, özel kokulu ve beyaz renkli olup hava ile oksitlenerek rengi esmerleşir. Dayanıksız olması nedeniyle bekletilmesi sırasında etkisi önemli ölçüde azalmaktadır.

Genellikle yüzde 1 oranında bal ile karıştırılarak pazarlanmaktadır. Benim en çok merak ettiğim bu kadar dayanıksız bir ürünün nasıl olup da dükkan raflarında oda ısısında ya da güneş altında vitrinde pazarlandığı!

Bal ve kovan ürünleri polen bakımından zengin olduğundan polen alerjisi olan kişilerde dikkatli olunması yararlıdır. Aslında bazı kaynaklarda balın alerjik kişileri ‘desensitize’ ettiği, yani alerji etkenlerine karşı duyarsızlaştırdığı, bir çeşit aşı gibi işlev gördüğü yer alır.

Bal ve kovan ürünleri ile ilgili olarak dikkat edilmesi gereken en önemli husus, kullanılan bal ve ürünlerin ‘gerçek’ ve ‘katışıksız’ olması. Biliyorsunuz piyasada gerçek balı bulmak zor hale geldi; bazen şekerli suyu mumdan yapılmış hazır peteklerin yanına koyup bal diye satıyorlar. Arılar hazır şekerli suyu alıp enzimatik değişikliğe uğratarak bala benzer bir ürün meydana getiriyorlar. Bu durumda bitkilerdeki ‘polenler ve nektar’ olmadığından balın ve kovan ürünlerinin hiçbir antioksidan etkisi olmayacak ve dolayısıyla yararı da bulunmayacaktır. Bazen ise, arılara şekerli su verme zahmetine bile girmeyip şekeri yakıp karamelize etmek suretiyle fiziksel inversiyona uğratıp sulandırarak bal diye satıyorlar. Şüphesiz benim bilemediğim başka ‘bal’ üretme teknikleri de vardır. Bu tip kişilerin yaratıcılıklarının sonu yok!

Bal ve kovan ürünleri ile ilgili bazı bilimsel bulguları size açıklamaya çalıştım. Sonuç olarak, bal ve kovan ürünleri gerçekten sağlığımız için son derece yararlı, ancak anahtar kelime; gerçek bal ve kovan ürünlerini bulabilmek!

Star



Bu haber 3,106 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,216 µs