aile kalmak | " /> aile kalmak | "/>

En Sıcak Konular

Aile olmak aile kalmak

26 Şubat 2010 11:20 tsi
Aile olmak aile kalmak "Mutluluğun resmi deyince sizin de aklınıza benim gibi bir “aile resmi” geliyorsa size iki küçük tavsiyem var." Dr. Murat Kınıkoğlu yazıyor...

Dr. Murat Kınıkoğlu'nun yazısı...

Aile olmak aile kalmak

Mutluluğun resmini yapmak mümkün mü? Hadi şöyle sorayım; elinize bir kamera verip mutluluğu gösterin desem neyin fotoğrafını çekerdiniz?

Benim aklıma hep ilkokul kitabımdan hayal meyal hatırladığım bir resim gelir. Dısarıda kar var… Masa, birkaç koltuk, bir soba, sohbet eden anne-baba ve çocuklar, büyük anne örgü örüyor, büyük baba gazete okuyor...  Daha büyük bir zenginlik, daha büyük bir mutluluk tahayyül edemem. Benim için mutluluğun resmi; sahip oldugumuz en kiymetli varligimiz “Ailemiz”dir…

Başında, renkli sayfaların içinden poz veren, gülümseyen veya televizyon ekranında öne çıkarılmış şöhretleri gördüğümde hemen aklıma “Acaba mutlu bir ailesi var mı?” sorusu gelir. Benim için olmazsa olmaz şarttır bu... Onu seven bir eşi... veya çocukları… Eğer yoksa yazık... İsterse Karun kadar zengin olsun... En büyük ödüller, başarılar, birincilikler onun olsun... Kendisini sevgiyle karşılayan bir eşi veya kucağına oturmak, sarılmak için fırsat kollayan çocukları, annesi, kardeşi, evinde bir bekleyeni, kısaca bir ailesi yoksa.... Tabii ki vefatlar, kayıplar, kalbimizde ki bitmeyen sevgiler konumuz dışı...

Bunları yazmamin sebebi şu; çağımızda bir “aile” olmak her geçen gün daha zorlaşıyor. Büyük aileler bölünüyor, küçükler ayakta durmakta zorlanıyor... Boşanmalar her geçen gün daha da artıyor… Eski arkadaşlarla karşılaşıldığında hemen “Aaaa.. inanmam demek onlar da boşandı…” muhabbeti başlıyor...

Benim asıl bahsetmek istediğim; aile gibi görünüp de esasında aile olamamak.... İlkokul kitabında ki büyük anne ve büyük babayı çoktaaaan kaybettik; modern zamanların “gelin kaynana meydan savaşlarında” öldü onlar...  Bırakın kaynanalı evi artık kendi çekirdek ailemiz içinde, küçücük evlerimizde bile aile olamıyoruz... Kızımız odasında müzik dinliyor, oğlan internette çet yapıyor, anne televizyonda dizi izliyor... Peki baba nerde?.... Babalar geç gelecek; doğudakiler kahvede okey oynuyor, batıdakiler iş çıkışı barda arkadaşlarına takılıp stres atıyorlar...

Bence sorun şu; modern çağda bir aile oluşturmak, birbirini seven bir ailenin ferdi olmak, eskiye göre daha büyük fedakârlıklar gerektiriyor ve maalesef çağımızda artık “kimse bu fedakârlığı yapmaya çalışmıyor, kendini fedakârlık yapma zorunda hissetmiyor”. Öyle olunca da, yani herkes “Ben” deyince, herkes başını alıp gidince de “gerçek aile” olunmuyor....  Eh, ortada bir de maymun gibi taklit ettiğimiz batı olunca...

Son yıllarda ülkemizde de şöyle bir peşin kabulün gittikçe yerleştiğini görüyorum; “Çocuklar biraz büyüdü mü artık ailelerinden koparlar... İzledikleri televizyon kanalları, dinledikleri müzik farklıdır, onların beğenileri ile bizim ki asla örtüşmez, tatillere birlikte gidemeyiz, hafta sonunu birlikte geçiremeyiz, onların gideceği film ile bizim ki mutlaka farklıdır...” İşin kötü tarafi anne babalar iki de bir bu konuya değinerek “Zamane gençligi efendim...” diye başlayan cümlelerle “Aralarında büyük bir uçurum oldugunu” ve  anne-baba ile çocukların “Asla bir araya gelemeyecek zıt kutuplar olduğunu” kendileri baştan kabul ediyor ve çocuklarına da kabul ettiriyorlar... Bir de modern psikolojinin bize hediye ettiği “Buluğ çağı dinamiti” patlayınca tamam... Tak sepeti koluna herkes kendi yoluna... Annesi  ile devamlı kavga eden, babasi ile konuşmayan delikanlılar mı ararsınız, üniversiteye gider gitmez ayrı eve çıkmaya çalışan genç kızlar mı?... “Ah şekerim artık birlikte gezme mi kaldı... Avrupa da çocuklar hemen ayrı eve taşınıyor...”  veya “Bizim ufaklık da geçen gün odasının kapısına girilmez işareti koymuş..  Babası da ben de içeri giremiyoruz...” cümleleri size de tanıdık geliyor degil mi?

Daha önce de söyledim, bizim Aile yapımız batının aile yapısından farklı ve üstündür.. Acaba yüzlerce yıldır devam eden batı yolculuğumuza aile yapımızı koruyarak devam edemez miyiz? Hiç olmazsa aile değerlerimizin iyi yönlerine sahip çıkarak, geliştirerek.. Yoksa batı da öyle diye biz de çocuklarımızla aramıza mesafe koymalı,  bir an önce yalnız yaşamaları, ayrı eve taşınmaları, bir an önce bizden kopmaları için teşvik mi etmeliyiz?  

Mutlulugun resmi diyince sizin de akliniza benim gibi bir “aile resmi” geliyorsa size iki küçük tavsiyem var;

1. Ailenizin, ev içinde mümkün oldugu kadar bir arada olmasina çalisin. Ev de birkaç müzik seti, birkaç televizyon olmamasina dikkat edin..  Bizim evde tek televizyon var. Bazen her birimizin izlemek istedigi program farkli oluyor ama küçük bir gürültüden sonra bir sekilde mutabakat saglaniyor... Önemli olan da,  aile olmak da bu degil mi? Ortak bir payda da bulusmak... Ailenin diger ferdi için fedakârlik yapmak... Sevdigin için izlemek istedigin programdan vazgeçmek.. Daha ileri gideyim; sevdigin için sevdiginin izledigi programi sevmeye çalismak...

2. Tatillerinizi mutlaka birlikte yapin. Aile fertlerinin daha beter birbirinden koptugu, herkesin bir baska kösesine kaçtigi “tatil köylerinden” uzak durun… Her zaman bir arada olabileceginiz tatil organizasyonlarini tercih edin. Örnegin, “kültür turlarina” katilin... Bu isi, tecrübeli rehberleri ile çok iyi ve oldukça ekonomik sartlarla yapan kuruluslarimiz var... GAP turu, Dogu Karadeniz turu, Likya turu, Bati Karadeniz turu gibi… Trekking’lerde, dag bayir yürüme turlarinda, çadirlarda, küçük pansiyonlarda çocuklarinizla ve esinizle daha yakin olur günlük hayatta vakit bulamadiginiz güzel sohbetlere kapi açabilirsiniz….

Bir yazı okura ithaf edilir mi? Şarkıcılar gibi... Bu yazımı, ismini bilmedigim, kendi deyimiyle iki adet boyundan büyük oğlu olan okurum E.S. ye ithaf ediyorum. Bana gönderdigi e-mail nedense beni “aile” hakkında bir şeyler yazmaya itti, bende bu yazıyı yazdim... Belki onun da “mutlu bir ailesi” oldugunu hissettiğimdendir…..

 drmurat.net



Bu haber 1,402 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,017 µs