En Sıcak Konular

Etin politiği!

18 Şubat 2010 14:10 tsi
Etin politiği! Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, Türkiye hayvancılığı üzerine yeni oyunları açıklıyor...

ETİN POLİTİĞİ ya da TÜRKİYE HAYVANCILIĞI ÜZERİNE YENİ OYUNLAR

Kırmızı et fiyatlarındaki artış, güncel tartışmalardan biri oldu. Fiyatlarının nasıl düşürülebileceği konusunda iki yaklaşım var. Kimileri, ağırlıklı olarak kırmız et ticareti yapanlar ve et sanayicileri, ithalden yana. Temel amaçlarının da halka daha ucuza et temini olduğunu söylüyorlar. Ticaret erbabının halkımızı bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum, özür diliyorum. Kimileri de, et ithalatının sorunun çözümüne çare olamayacağını, ancak ithalat lobisinin ve Batılılar’ın bundan çıkar sağlayacağını belirtiyorlar. Bunlara sağlıklı cevap vermek için, bugünlere nasıl gelindi, kısaca irdelemek gerekiyor.

 TÜRKİYE NEDEN KIRMIZI ET FAKİRİ OLDU?

• Batı, ABD/AB, doğayı aşırı bir şekilde sömürerek gereksinimlerinden daha çok tarımsal stok ve girdi oluşturuyor. Bunlara pazar bulmak için çevre ülkelerinin tarımlarını çökertiyor, çökertmeye devam ediyor. Çökertmek için de tarım ürünlerinin Dünya Borsa Fiyatlarını aşağıya çekiyorlar, arkasından Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Bankası gibi örgütleri kullanarak çevre ülkelerine ithalatı dayatıyorlar. Özünde emperyalizm olan yeni-liberal politikalara da küreselleşme denildi.
• Yeni- liberal politikalar Türkiye Tarımı’nda nasıl uygulandı? Tarımsal KİTLER özelleştirildi. İç piyasayı terbiye etmek gerekçesiyle tarım ürünleri ithal edildi. Desteklemelerde istikrarsızlık ve yetersizlik yaratıldı. Yetersiz desteklemeler ise üreticinin büyük çoğunluğunu oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmelere değil, dev işletmelerin yaratılması ya da çok sınırlı büyük işletmeler lehine kullanıldı, bu süreç devam ediyor.
• Anılan politikaların hayvansal üretime yansıması ise şöyle oldu; Desteklemelerde sığır yetiştiriciliği öne çıkarıldı. Çünkü Batı’nın elinde olağanüstü sığır ürünleri ve bunları yaratan sığır stokları vardı.  Koyun ve keçi yetiştiriciliği görmezlikten gelindi.
• 2008 ve 2009 da Batı’da sığır stokları yine dayanılmaz duruma gelince Türkiye’ye inek sütünden üretilmiş süt tozları, doğrudan ya da dolaylı buzağı maması olarak pazarlandı. Sanayici bunlara yönelince çiğ süt fiyatları 35–40 kuruşa düştü ve 400 bine yakın anaç inek kasaba gitti.

Sığır sayısındaki ani düşüş et açığını tetikledi. Ancak et açığında koyun ve keçinin neredeyse yarı yarıya azalması ana etmenlerden biri oldu. Sonuç da kırmızı et üretimi alarm vermeye başladı. Burada koyun ve keçi sayısının azalması üzerinde durmak gerekiyor. Koyun-keçi sayısının hızla azalmasında, şehirlerde oturan kültürüne yabancılaşmış kitlelerin koyun-keçi eti, koyun-keçi peyniri yemez duruma gelmeleri ve ayrılıkçı terör de rol oynadı. Geçtiğimiz yıllarda koyun ve keçi eti fiyatlarının ne kadar aşağıda olduğunu anımsayın. Para kazanamayan çobanlar ne yapsın? Desteklemelerde üvey evlat muamelesi bile göremediler.

ÇÖZÜM VAR MI?

Hiç kimse günlük çözümler peşinde koşmasın. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı da ne yapacağını belirlesin. Kimi zamanlar et ithalatı için hazırlıklar yapılıyor deniyor, kimi zamanlar da ithalatı düşünmüyoruz, besi danası ithali söz konusu olabilecek sözler ediliyor. Böyle politika olur mu? Ekleyelim; Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, spekülatörleri(vurguncular) suçluyor. Haklı, ancak vurgunculuğu yaratan düzenin liberal düzen olduğunu neden söylemiyor?

Çözüm var;
• Tarımda uygulanan yeni-liberal politikalardan vazgeçilmeli.
• Mademki Avrupa Birliği sevdalısınız. Orada uygulanan Ortak Piyasa düzenini Türkiye’de de gerçekleştirin.
• Özelleştirilen ve kimileri de kapatılan Tarımsal KİT’leri; Süt Endüstri Kurumu, Yem Sanayi, Yapağı ve Tiftik Anonim Şirketlerinin yeniden açın. Et-Balık Kurumu’nu işlevsel hale getirin.
• Ulusal Süt Konseyi’ni süs olmaktan çıkartın, Et Konseyi’ni oluşturun.
• Koyun ve keçiciliğin hayvansal üretim içindeki payını yükseltecek düzenlemeler yapın. Çünkü özellikle Doğu ve Güneydoğu tam bir koyunculuk bölgeleridir.Bu konuda uyarılar yıllarca yapıldı Örneğin  18 yıl önce 5 Eylül 1992’de usta ve namuslu gazeteci Necati Doğru “ Türk-Kürt bir olup bir koyunu…..” adlı yazısında konuya değinmiş ve anılan bölgeler için koyunculuğa önem verilmesini belirtmişti.  
• Hayvan ıslahı çalışmalarına önem verin. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, üniversitelerle ortak ıslah çalışmaları yapsın.
• Kesinlikle ve kesinlikle tarım ürünlerinde ithalata yönelmeyin. Dünya Ticaret Örgütü’nün getirdiği zorlamalara çare arayın. Örneğin kalite standartlarını yükseltin.

Son söz, İthalat çözüm değil. Bağımlılık yaratıyor. Tıpkı afyon, esrar gibi. Bağımlılığa karşı çıkılmalı. Çağdaş ve adam olmanın anlamı budur. 

Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
mustafa.kaymakci@ege.edu.tr



Bu haber 1,075 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,508 µs