En Sıcak Konular

İnsanca yaşam için GDO’suz dünya

9 Aralık 2009 13:42 tsi
İnsanca yaşam için GDO’suz dünya Bilgi Üniversitesi 'Özgür Açılım Öğrenci Platformu' üyesi öğrenciler, GDO'ya karşı seslerini yükselterek bir bildiri yayınladılar. İşte o bildiri:


Sömürü Değil İnsanca Yaşam İçin GDO’suz Bir Dünya

Cartegena Biyogüvenlik Protokolü’nü Meclisinde kabul eden Türkiye, Ulusal Biyogüvenlik Yasası’nı çıkarmak yerine bir yönetmelikle GDO’ların ve ürünlerinin ülkemize girmesini izin vermiştir.

26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmeliğin insan yaşamı ve sağlığı, hayvan sağlığı ve refahı, tüketici çıkarları ve çevrenin en üst düzeyde korunması amacıyla hazırlandığı belirtilmesine karşın, getirilen düzenleme bunları sağlamaktan çok uzaktır.

GDO’lu tohumların üstün özellikleri olduğu, tarım ilaçlarının kullanımını azalttığı yönünde propagandalar yapılmaktadır. Gerçek ise böyle değildir. GDO’lu bitkilerin alan olarak % 85’inin herbisite (ot öldürücü ilaç) dayanıklılık gösterdiği GDO yandaşı şirket ve çevrelerce açıklanmaktadır. GDO’lu tohumu üreten firmalar aynı zamanda herbisiti de üretmektedir. Tohumunu sattığı çeşit herbisitten az zarar görmektedir. Çiftçi de rahatlıkla korkmadan herbisiti kullanabileceğini düşünmektedir. GDO’lu tohumların ekildiği ABD, Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerde herbisit kullanımının roket gibi yükseldiği biliniyor. ABD Tarım Bakanlığı bu artışı açıklamaktadır. GDO efsanesinin ne kadar yanlış olduğu ve ilaç kullanımının azalmak şöyle dursun arttığı açıktır. Bu ilaç; atan çiftçiye, yer altı sularına ve hayvanlara zarar vermektedir. Pahalı GDO’lu tohum ve herbisit bedelleri aynı şirketlerin cebine akmakta, çiftçiyi fakirleştirmektedir. Bu ülkelerde işçi ve çevre sağlığını düşünmeyen dev tarım işletmeleri ot mücadelesinde emek tasarrufu yaparak, kâr sağladığını düşünmektedirler. Ülkemizde en büyük tarım işletmesinin bile GDO’lardan çıkarı olmayacaktır.

Böceklere dayanıklılık özelliği taşıyan GDO’lu tohumlarla üretilen bitkilerde böcek öldürücü kullanımının azaldığını iddiası da boştur. Çiftçilerin deneyimleri gerçeğin ters yönde olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin Hindistan’da iki araştırmacı normal pamuk ekenlerin, GDO’lu pamuk ekenlere göre % 60 daha fazla gelir elde ettiklerini ortaya koymuşlardır. GDO’lu pamuk ekenlerin ilaç kullanımını azaltamadıkları ve verimi arttıramadıkları araştırmacılarca saptanmıştır. GDO’lu pamuk solgunluğa daha fazla eğilim göstermektedir. Bu gelişmeler sonucu Hindistan’da GDO’lu tohum satan dükkânlar yakılmıştır. 2003’ten bu yana bu nedenle intihar eden çiftçi sayısının 16 bini aştığı bildiriliyor.

GDO’lu ürünlerin bebekler için yasak, ancak anne ve babalar için serbest bırakılması toplum sağlığını ciddi tehlikeye atmaktadır. GDO’lar zararlı ve bu nedenle bebeklere yedirilmeyecek ise onu emziren ya da hamileliği esnasında karnında taşıyan annesine neden yedirilmektedir? Şayet GDO’ların hiçbir sağlık riski yok ise bebekler için neden yasaklanmıştır? GDO’ların hayvan denekler üzerinde yapılan denemelerde kan yapısını bozduğu, bağışıklık sistemini çökerttiği, sinir sistemini tahrip ettiği, organlarda küçülme meydana getirdiği ve sonraki nesillerde üreme yeteneğini bitirdiği bilimsel raporlarla kanıtlanmış durumdadır.

GDO’lu yemlerle beslenen hayvanların ve ürünlerinin de GDO’lu sayılması ve dolayısıyla etiketlenmesine ilişkin hiçbir maddenin yönetmelikte yer almaması da insan sağlığının hiçe sayıldığının en büyük göstergelerinden biridir!

Türkiye’nin hiçbir GDO’ya ve ürününe gereksinimi yoktur! GDO’lar açlığa çare değildir! Biyolojik çeşitlilik üzerine büyük bir tehdittir! GDO’lar tarım ilacı kullanımını artırarak hem toprağı hem de içme sularımızı zehirlemektedir! Çiftçileri dev biyoteknoloji şirketlerine bağımlı kılmaktadır.

Bugün GDO’lu gıda üretimi bir kaç şirketin tekeli altında. Geleneksel tarımda kullanIlan bitkilerin tohumlarıyla bir sonraki yıl yenide ürün alınabiliyor. GDO’lu tarında ise bu mümkün değil; üreticiler, firmalardan her sene tohum alınmak zorunda.

GDO’lu bitkilerin patentinin neredeyse tamamı şirketlerin elinde bulunuyor. Tüm insanlığa ait olan bir materyal olan DNA’nın özelleştirilmesi endişe ve tartışma kaynağı.

Ayrıca, GDO’lu ürünlerin hayvan yeminde serbest bırakılması sonucu, GDO’lu yemle beslenen hayvanların süt, et, yumurta, peynir gibi ürünleri hiçbir uyarı olmaksızın tüketiciye ulaşacaktır.

Bebek sağılığı için GDO’lu mamaları yasaklayan hükümet, bir yandan aynı bebeklerin GDO’lu yemle beslenmiş hayvanların sütünü –üstelik de hiç farkında olmaksızın- içmesine izin vermektedir.

Oysa ki Hükümet GDO’lu ürün üretimi yerine doğadaki ahenk ve düzene uygun köylü tarımını merkezi politikası haline getirip uygulasa, ne üreticiler yabancı şirketlere bağımlı hale gelip sömürülecek, ne tüketiciler sağlıksız ürün tüketmek zorunda kalacak, ne de toprağımız ve suyumuzun kirlenmesi yüzünden doğamızın dengesi bozulacak!

Kıssenger uluslara hükmetmek istiyorsanız onların gıda üretimlerini kontrol altına alın derken mensubu olduğu kapitalist sömürünün tüm acımasızlığını bir kez daha göstermekteydi. GDO yandaşlarının sürekli olarak dile getirdikleri insan nüfusu artmış ve kaynaklar yeterli değil ifadelerine yönelik olarak biz Müslümanlar onlara sormak isteriz:

Söz konusu olan durum kaynakların yetersizliği mi yoksa küresel kapitalizmin kaynakları kontrol altında tutarak hakları sömürmesi mi; çözüm idda edildiği gibi GDO değil doğal kaynakların adil ve eşit bir biçimde paylaşılmasıdır…

[Ve Musa demişti:] “Allah tarafından verilen rızıktan yiyip için, ama yeryüzünün yozlaşmasına ve çürümesine yol açarak bozgunculuk yapmayın.” (Bakara/60)

O ölçüyü aşanlar ki, yeryüzünde düzen ve uyum sağlayacaklarına bozgunculuk yaparlar!” (Şuara/152)

Küresel kapitalizmin insana ve doğaya yönelik bu acımasız sömürüsüne karşı durmayı tevhidi mücadelenin bir parçası olarak gören Özgür Açılım Öğrenci Platformu sömürünün değil tüm dünya köylülerinin,ezilen ve sömürülen dünya halklarının,her bir ferdi yeryüzünde ahenk ve düzeni korumakla görevlendirilmiş insan evladının, insanca yaşam arzusunun ve elbetteki kendisi Allah’ın sanatkarlığının apaçık bir göstergesi olan doğanın yanında olacak halde bir kez daha dile getirir ki:

Kardeşlik,Dayanişma Ve İnsanca Yaşam İçin

Özgür Açılım Öğrenci Platformu
üniversitelerde eylemli hakikat!



Bu haber 1,155 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,845 µs