En Sıcak Konular

Bilgisayar oyunları, bizleri oyuna getirmiş!

24 Kasım 2009 14:21 tsi
Bilgisayar oyunları, bizleri oyuna getirmiş! "Masum olduklarını zannettiğim bilgisayar oyunlarının karanlık yüzüne nasıl tepki vereceğimi bilemediğimden ‘Artık pes!’ diyorum; ama asla pes etmememiz gerektiğine inanıyorum..." Melda Bekcan yazıyor...

Melda Bekcan'ın yazısı...

Meğer, bilgisayar oyunları, bizleri oyuna getirmiş! 

Masum olduklarını zannettiğim bilgisayar oyunlarının karanlık yüzüne nasıl tepki vereceğimi bilemediğimden ‘Artık pes!’ diyorum; ama asla pes etmememiz gerektiğine inanıyorum...  
 
Sizleri birkaç saniyeliğine de olsa içinde bulunduğumuz zaman diliminden uzaklaşarak, tıpkı çocukluk yıllarında yaptığımız gibi, bilmece çözmeye davet ediyorum.

 Çok basit bir bilmece hazırladım sizin için. Vereceğim anahtar kelimelerden yola çıkarak, hayvanlar âleminin en popüler üyelerinden birini bulmanızı istiyorum.

 Anahtar kelimelerim; nehir/ vahşi yaşam/ kocaman açılan bir ağız/ av ve gözyaşı!

 Nasıl? Bulabildiniz mi?

Evet! Doğru bildiniz, mini bilmecemin cevabı timsahtı! Hani o kayış gibi derisi olan, nehrin kenarındaki gözüne kestirdiği avını, önce yanına sessizce yaklaşıp sonra ansızın ağzını sonuna kadar açarak midesine indiren vahşi hayvandan bahsediyorum.

Ne kadar korkunç geliyor değil mi timsahların karınlarını doyurmak için diğer canlılara yaptıkları. Onların av hikâyeleri, insanın tüylerini diken diken ediyor. Peki, sadece insanların mı? Eminim nehir kenarında yaşayan diğer canlı türleri de onları görünce, bizlerle benzer duygulara kapılıyorlardır!

Gelin görün ki bugüne değin timsahlara dair bildiğimiz gerçeklerin aksine, yakın zaman öncesinde, sıra dışı bir olay meydana gelmiş. Öğrendiğim kadarıyla, vahşi yaşamın akıp gittiği nehirlerden birinde, bölgenin efendisi timsahın, ansızın atak yapan farklı türden bir hayvan tarafından avlanmasıyla, suyun akış yönü tersine çevrilmiş. Üstelik bu hayvan, suaygırının ta kendisiymiş!

Yanlış okumadınız, gerçekten de kendi âleminin kralı timsah, etrafında bolca bulunan fakat genel olarak zararsız gördüğü suaygırlarından birinin hışmına uğramış. Zira oldukça kabul edilebilir gerekçesi varmış, o suaygırının bunu yapmak için.

Sizi daha fazla merakta bırakmadan hemen anlatayım. Uganda’nın Millî Parkı’na ait bir nehirde, suaygırı topluluğunun arasına düşen bizim umarsız timsah, rahat tavırlarını, aralarında yavruların bulunduğu sürünün içinde de devam ettirince, yavrusunu timsahın keskin dişlerinden korumak isteyen öfkeli bir anne suaygırının saldırısına uğramış. Vee bu iki hayvan arasında baş gösteren ölüm kalım savaşında hayatta kalma mücadelesini, her zamanki gidişatın tersine, timsah kaybetmiş.

Yani anlayacağınız yavrularını koruma güdüsüyle kavgayı başlatan anne suaygırının fendi, timsahı yenmiş! Tabii bu ilginç hadise, ünlü bir fotoğrafçı tarafından dakikası dakikasına karelenince, gazetelere haber olmaya hak kazanmış!

Şimdi gelin yazının başında yaptığımız gibi içinde bulunduğumuz zaman diliminden bir kez daha uzaklaşarak çocukluğumuza geri dönelim. Anne ve babalarımızın bizi koruyup gözetlediği dönemlere seyahat etsin hafızalarımız. Saflığımızın dorukta olduğu yıllara…

Hani arkadaşlarımız arasında doldurduğumuz hatıra defterlerinde, ‘Sepet sepet yumurta/ Sakın beni unutma/ Unutursan küserim/ Mektubumu keserim…’ dizelerini yazdığımız o günler ne kadar uzakta kaldı değil mi? Yalnızca tarih olarak değil, aynı zamanda değerler boyutunda da…

Biliyorum, eskilerden kalma bir klişe olacak ama yeni neslin hakikaten farklı olduğunu düşünüyorum. Baksanıza iddia edilene göre günlerdir Türkiye’nin gündeminden düşmeyen Musa Kang cinayetinin arkasında, bilgisayar oyunları varmış.

Meğer bazı oyunlardaki karakterlerin üstünden, büyük dümenler dönüyormuş! Ebeveynlerin masum olduklarını düşündükleri ve çocuklarının boş zamanlarında oynamasında sakınca bulmadıkları bilgisayar oyunları, artık oyun olmaktan çıkmış ve çocuklar arasında ticari bir sektör hâline gelmiş. Üstelik bazı oyunların içinde, onları tuzağa düşüren cinsel unsurlar da gizliymiş!

Sevgili okurlar, nasıl tepki vereceğimi bilemediğimden ‘Artık pes!’ diyorum; ama asla pes etmememiz gerektiğine inanıyorum.

Çocuklarımızı ve gençlerimizi, etraflarında kol gezen tehlikelerden korumak için çok büyük araştırmalara girmeye gerek yok zannımca. Şöyle bir hayvanlar âlemine göz atıp, suaygırlarında dahi bulunan toplumdaki küçük bireyleri koruma güdüsünden ders alsak, yeter de artar bile…

Aksiyon
 



Bu haber 1,402 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,076 µs