En Sıcak Konular

Domuz gider GDO'su kalır

5 Kasım 2009 17:39 tsi
Domuz gider GDO'su kalır "Gezegeni kurtarmak iddiası da ne demek?.. Gezegen çok fazla rahatsız olduğunda sırtındaki bizleri silkeleyip atar. Sonra da milyonlarca yıllık yolculuğunu sürdürür... Olan bize olur.” Güneri Cıvaoğlu yazıyor...

Güneri Cıvaoğlu/ Milliyet

H1N1 gider GDO kalır 

Domuz gribinden daha kalıcı ve gelecek nesilleri de etkileyecek asıl potansiyel tehlike GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) yönetmeliğidir. Toz duman arasında kaynamasın...Doğayla “Rus ruleti” oynanıyor çağımızda...

Paulo Coelho son romanında (*) “Gezegenimizi kurtaralım” diye seslenenleri bile eleştiriyor.
Bu seslenişte entelektüel burnu büyüklük olduğunu iddia ediyor.
Şu mesajı veriyor:
“Gezegeni kurtarmak iddiası da ne demek?..
Gezegen çok fazla rahatsız olduğunda sırtındaki bizleri silkeleyip atar. Sonra da milyonlarca yıllık yolculuğunu sürdürür... Olan bize olur.”
Gezegenin dengeleriyle ve doğanın duyarlılığıyla hiç ilgisi olmadığı izlenimini vermiş olan ve sadece bir pul payet, ışık sahne yaratığı gibi algılanan Michael Jackson’ın da bu gerçeğin altını çizmesi benim için sürpriz oldu.
Yaşamının, kamera arkası görüntülerle anlatıldığı filmde çalışma arkadaşlarıyla dertleşiyor.
“Her gün Amazonlarda kaç futbol sahası büyüklüğünde ağaç kesildiğini bilerek dehşete düşüyorum. Isınan, kutupları eriyen, suları kirlenen ve hızla tükenen gezegen için büyük üzüntü duyuyorum” söylüyor.
Ormandaki mutlu, küçük kız çocuğunu gösteriyor önce ve sonra da arkasındaki fon değişiyor, yerini ağaçları kesilmiş çorak topraklara bırakıyor. Masumlaşan çocuğun duygularını seslendiriyor.(**)
“Gün ışığına / yağmura / ormanlara / çiçekli çayırlara / denizlere / hayvanlara / tüm canlılara / ............ neler yaptık
Toprak ağlıyor
Rüyalarımıza, barışa neler yaptık
Ya bebeklerimize?..
Ya çocuklara?............
Biri bana bütün bunların nedenini anlatsın.”
.......................
Gelecek nesillerde GDO’lar için de böyle pişmanlık yakınmalarını yansıtan şarkılar olacak.
Genleriyle oynanmış meyveler, sebzeler, tahıllar yiyeceğiz.
Örneğin... Balık genli domates!.. Çünkü balık soğuğa dayanıklı, o halde balık genli domates soğuk havada da yetiştirilebilirmiş.
Böyle yüzlerce örnek...
Üstelik... Sadece GDO’lu ürünlerin ithalatı yeşil ışıkla sınırlı değil, belirli koşullarla GDO’lu tohumların ekilebileceği yolunda da kuşkular var.
Yönetmelikteki ifade muğlak... Kuş gribi geldi geçti.
Domuz gribi de (H1N1) geçecek.
Ama... Bu genleri değiştirilmiş meyveler, sebzeler, hatta belki kümes ve ahır hayvanları, su ürünleri kalıcı bir tehdit kaygısı veriyor.

TANRI SİZİ KUTSASIN

Michael Jackson, kendi hayatını anlatan filmde “doğa duyarlılığı”yla beni şaşırttı.
Sinemalarda gösterilen “Michael Jackson’s This Is It” adlı film için ben “M.J.(EMCEY) özel” diyorum.
Film, baştan sona kadar “kamera arkası” dediğimiz özel çekimlerle akan bir nehir...
Kameraların önündeki Michael Jackson başka, arkasındaki ise çok başka...
Provalar, notalar üzerinde çalışmalar, enstrümanlarda yeni ses arayışları, kendi aralarındaki konuşmalar, dansçılarla beden dili diyalogları, ışıkçılarla, sesçilerle Michael Jackson’a özel dilde konuşmalar...
Bu sonuncusundan bir örnek vereyim...

Michael Jackson “Kulağımdaki ses aygıtı kulağıma yumruk darbeleriyle vuruyor sanki... Oysa ben orta kulağımla duymak istiyorum” diye sesleniyor.
Cevap; “Tamam M.J. gereken ayarlamayı yapıyoruz” oluyor.
Çalışma arkadaşları, bu efsane sanatçıya isminin baş harfleriyle sesleniyorlar; “M.J. (EMCEY)”
Michael Jackson konserlerinin arkasında uzay laboratuvarı çalışmaları kadar ileri teknoloji beyin yoğun bir çalışma var.

Ama... En ilginci,    Michael Jackson’ın   malzeme taşıyıcısından ışıkçısına, dansçısına, vokal yapanına, enstrüman   çalanına, yönetmenine kadar herkese olağanüstü nazik konuşmaları...
İstediği her şey sonrasında teşekkür ediyor ve ardından “Tanrı sizi korusun (kutsasın)” diye sesleniyor.
Bunları yaparken öldükten sonra kamera arkası çekimlerinin bir belgesel haline getirileceğini herhalde aklından bile geçirmiyordu.
Öylesine doğal, öylesine sakin, öylesine konsantre ve öylesine hepsinden bilgili olduğu hissediliyor ki...
Üstünlük   taslamaya, hava atmaya hiç ihtiyacı yok.
Kapris, sert kelimeler, hırçınlık, bağırma-çağırma... Yok böyle şeyler...
Bütün arkadaşları “Onunla çalışmak büyük bir gurur ve büyük bir zevk” diyorlar.
Hiç tanımadığımız bambaşka bir insanmış meğer...
...........................
(*) Kazanan Yalnızdır/Can Yayınları/2009.
(**) Özetle yansıtıyorum...



Bu haber 941 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,476 µs