Ergen olmak zor iş
30 Aralık 2014 10:20 tsi
Zor iş sahiden. Ne kendini ne aileni bir türlü beğenemezsin. Mutsuzluk, aykırılık, eleştirisellik, öfke dönemin değişmez özellikleri sanki. Ergen anne babası olmak daha da zor.
Hızla değişen, yenilikler deneyen, söz dinlemeyen çocuğu karşısında şaşkınlık içindedir. Bir gün saçlarını kırmızıya boyatıp piercing yaptırdığında nasıl bir tepki göstereceğinizi kestirmeniz güç olabilir. Bu konuda sözü Klinik Psikolog Deniz Sevinçe bırakalım ve bakalım neler söylüyor bu konuda
ERGEN ÇOCUK NE HİSSEDER?
Çocuk, ergenliğin başlarında bedensel ve duygusal değişiklikler karşısında uyum ve baş etme çabalarında yetersiz kaldığını hissedebilir. Duyular hızla iniş çıkışlar gösterir. Çabuk sevinip, çabuk üzülüp, çabuk öfkelenirler. Dağınık ve savruk olurlar. Dış görünüşe verilen önem artar. Gençlik çağı, hem bağımsızlığın kazanıldığı hem de topluma karışıldığı bir dönemdir.
Ben kimim?
Ergenliğin sonlarına doğru en önemli özellik kimlik gelişimidir. Mesleki kimlik kazanmak ve bu anlamda kendini tanımlamak ister. "Ben kimim? ", "Ne olacağım" gibi soruları, güven duyarak yanıtlaması çok önemlidir. Ergenliğin sonuna gelip de bu sorulara uygun yanıtlar bulamamış bir genç kimlik kargaşası yaşayabilir. Kaç-kovala cinsellik yerini, "sevgi, dostluk, birliktelik, cinsellik " bütünlüğüne bırakır.
FARKLI DÖNEMLER VE ETKİLERİ...
Bağımsızlığın ve sosyal üretkenliğin kazanıldığı bu dönem 12li yaşlarda başlayıp 20li yaşların ortalarına kadar sürer. Çok uzun bir zaman diliminden söz ettiğimiz için kazanılan beceriler, karşılaşılan problemler açısından dönem dönem farklı etkiler bırakır.
Ergenliğin ortalarına gelindiğinde bilişsel gelişme tamamlanmıştır. İç görü geliştirebilir tepkisel davranmak yerine üzerinde düşünülmüş, daha ayrışmış davranışlar sergileyebilir.
GELECEK PLANLARI DEVREDE
Ergenliğin sonunda kimlik gelişimi önem kazanır. Gelecekle ilgili planlar yapması ve buna uygun davranması gerekmektedir. Daha önceki dönemler sorunsuz atlatıldıysa, gencin kimlik entegrasyonu tamamlanmış olur. Daha önceki dönemlerde özveri gösteremeyen genç insan artik özverili davranabilir.
Anlaşılmak kadar, anlamaya kabul edilmek kadar, kabul etmeye hazırdır. Ergenliğin başından beri yaşanan duyguların, kurulan özdeşimlerin, edinilen deneyimlerin harmanlandığı ve senteze ulaştığı bu dönemde genç insan kazanımlarıyla ya da eksiklikleri ile yetişkinliğe adım atar.
Karşılaşılan sorunlar ve aileye düşen görevler...
SIRLAR ARKADAŞLARLA PAYLAŞILIR
Ergenlik döneminde biyolojik ve hormonal değişiklikler o kadar hızlı olur ki aile de çocukları kadar şaşkındır. Dengeli ve uyumlu okul çocuğu gitmiş yerine güç beğenen, çabuk tepki veren, oldukça tedirgin bir genç gelmiştir. Evdeki kuralların çokluğundan ve sıklığından yakınırlar. Artık sırlar aileden çok arkadaşlarla paylaşılmaya başlamıştır. Soyut kavramları düşünebilme yeteneği artmıştır ancak kulaktan dolma ve ödünç alınmış fikirlerle aileyi eleştirme fırsatı hiç kaçırılmaz. Ailelerin bu gibi durumlarda çatışma yaratmadan kendileri ile konuşabileceği mesajı vermeleri gencin kendini güvenle ifade edebilmesini sağlar.
AİLELERE DÜŞEN GÖREVLER
- Gençlere değer vermek
- Otorite boşluğu yaratmamak
- Öfkeli iken önemli konuları konuşmaktan kaçınmak
- Gencin kendini açık ve net olarak ifade etmesine fırsat vermek
- Aşırı koruyucu ve yardımsever tutumları azaltmak
- Sevgi ve takdiri sözel olarak ifade edebilmek, birçok sorunun daha kolay halledilmesine neden olacaktır.
Serda KIVILCIM- BUGÜN GAZETESİ
Bu haber 1,118 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle