En Sıcak Konular

GDO'lu mamalar hakkında gerçekler

30 Mayıs 2014 10:55 tsi
GDO'lu mamalar hakkında gerçekler Milupa mamalarında GDO çıkması ve mamaların toplatılması kararı GDO'ları yeniden gündeme getirdi. Peki GDO nedir? GDO'nun zararları nelerdir? GDO'suz yaşam mümkün mü?

Bu hafta annelerin canını sıkan haberlerden biri dünyaca ünlü çocuk maması markası Mulipa'nın ürettiği Aptamil Sütlü Tahıllı Karışım ürününün içinde GDO tespit edilmesi ve ürünün piyasadan toplatılmasıydı.

GENETİĞİ değiştirilmiş gıdalar ismi ilk duyulduğundan beri tartışma konusu. Peki biz tüketiciler olarak GDO hakkında yeterince bilgi sahibi miyiz? Dünyanın korkup kaçtığı bu GDO nedir? İşte bebek mamalarına kadar giren GDO hakkında bilmeniz gerekenler...

GDO NEDİR?

GDO, "Kendi türü dışındaki bir canlıdan gen aktarılarak bazı özellikleri değiştirilen bitki, hayvan ya da mikroorganizma" olarak tanımlanıyor.

Habertürk gazetesi yazarı Damla Çeliktaban'ın bugünkü köşesinden aktardığı bilgiler şöyle:

GENETİĞİ EN ÇOK DEĞİŞTİRİLEN ÜRÜNLER:

MISIR:ABD dünyadaki en büyük mısır üreticisi... 2000 yılında ABD Tarım Bakanlığı, ülkede yetiştirilen mısırın yüzde 25'inin genetik olarak değiştirildiğini tahmin ettiklerini söyledi. Mısır içeren ürünler ise salata sosları, margarin, un ve mısır şurubudur. NBŞ olarak da bilinen mısır şurubu bisküvilerden, reçellere baklavadan hazır çorbalara kadar birçok ürünün içinden gizli gizli sıntıyor...
SOYA: Soya genetiği en yoğun değiştirilen ürün. Soyanın genetiği ürünün böceklere ve mantara karşı direncini artırmak, ürünü vitamin, yağ ve protein içeriği bakımından zenginleştirmek için değiştiriliyor. GDO'lu soya; sucuk, salam, sosis, et suyu tabletler, fındık-fıstık ezmesi, çikolatalı ürünler, çeşitli unlu mamuller, süt tozu, hazır çorbalar ve hayvan yemlerinde kullanılıyor.
KANOLA YAĞI: Kolza yağı olarak bilinen kanola yağı, en yoğun olarak kullanılan ürünlerden biri. En çok Batı Kanada'da yetiştirilen kanolanın yüzde 80'inin genetiği değiştirilmiş. Zararlı bitkileri yok etmek için kullanılan tarım ilaçlarına karşı direnci artırmak için kolzanın genetiği değiştiriliyor. İDOGER :kolay yabani ot kontrolü yapılıyor, daha az tarım ilacı kullanılıyor ve daha fazla ürün sağlanıyor. Bu yağı o çok sevdiğimiz paketli cipslerde bolca bulabilirsiniz...

GDO'LU ÜRÜNLERİN ZARARLARI

Greenpeace sitesinde GDO'nun insan sağlığına ve çevreye zararları şu şekilde listelenmiş:

SAĞLIĞA ZARARLARI

- GDO'lar öldürücü alerjilere neden olabilir.
- GDO'lu yemler, hayvanlarda antibiyotik direncini artırır, antibiyotiklerin etkisini azaltır.
- Çoğu GDO'nun içerdiği böcek öldüren toksinlere hamile kadınların kanında ve fetüsünde rastlandı.
- İtalya'da yapılan bir bilimsel araştırmada marketlerden alınan her 4 sütten 1'inde GDO geni parçalarına rastlandı.
- GDOların salgıladığı böcek zehirinin tamamının insan sindirim sisteminde parçalanmadığı ortaya çıktı.
- GDO ekim tarlalarında kullanılan yabani ot ilaçları, memeliler için toksik etki ve insanlarda hormonal dengeyi bozma riski taşıyor.

ÇEVREYE ZARARLARI

- GDO üretimi, süper dayanıklı böcek ve yabani bitki türleri yaratır. Bu türlerin varlığı ekosisteme ve tarıma büyük tehdit oluşturur.
- GDO'lar tozlaşma yoluyla doğal türlere bulaşarak biyoçeşitliliğe zarar verir.
- Zehir salgılayan GDO'lar, kelebekler gibi zararsız canlıların ölümüne neden olur.
- Zehir salgılayan GDO'lar zehirlerini köklerinden toprağa geçirirler. Zaman içerisinde bu zehirlerin birikimi çevre için tehlike içerir.

GDO GERÇEKLERİ UÇUŞTAN UÇUŞA

- ABD'de FDA'nın ilk onay verdiği ürün, 1994 yılında genleri değiştirilmiş domates oldu. Bu domatesle ilgili birçok dava açılınca ilk GDO'lu ürün piyasadan çekildi. Amerika Ziraat Bakanlığı'nın verilerine göre, 2002 yılında üretilen GDO'lu domatesin besin değerleri 1963'teki doğal domatese göre hayli düşüktü. 2002 mahsulü GDO'lu domateste 1963 domatesine göre daha az protein, daha az A vitamini, daha az C vitamini ve daha az demir bulundu.
- GDO'lu ürünler ülkemizde ilk olarak 1998 yılında gündeme geldi. Türkiye, o dönemde soya ve mısır ithalatını, bu ürünleri GDO'lu tohumla yetiştiren Kanada, Meksika ve Arjantin'den yapıyordu.
- Dünyada GDO'lu ürün ekilen alan 1996 yılında 1.7 milyon hektar iken 2010 yılında 148 milyon hektara yükselmiş... Bu üretimde birinci sırada soya var, ikinci sırada mısır, üç ve dörtte ise pamuk ve kanola...(Sadece yediklerimizde değil, giysilerimizde de GDO var artık)
- GDO'lu gıda üretimi birkaç şirketin tekeli altında.
Geleneksel tarımda bitkilerin tohumlarıyla bir sonraki yıl yenide ürün alınabilirken GDO'lu tarım yapıldığında bu mümkün değil; üreticiler, firmalardan her sene tohum almak zorunda.
-Avrupa Mahkemesi 2011 'de aldığı bir kararla içeriğinde GDO'lu polene rastlanan balların satışını yasakladı.
- Almanya 2009 yılında GDO'lu mısırı tamamen yasakladı.

GDO ÇOCUKLARA NE YAPAR?

Genetiği değiştirilmiş ürünlerin tüketilmesi nelere yol açar, zararları nelerdir?

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Başak Namdar Çelikkan'ın açıklamaları şöyle:


"GDO'lu ürünler insan sağlığını tehdit edebilmektedir. Biyogüvenlik Kanunu'nun yasaklar başlıklı 5. Maddesinde, GDO ve ürünlerinin bebek mamaları ve bebek formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaklanmıştır. GDO'lu ürün tüketilmesi ile insanlarda antibiyotiklere karşı direnç kazanımı, allerjik reaksiyonlar ve hücrelerde değişmeler olabileceği hayvan deneylerinde gösterilmiştir.

GDO YOKTUR DİYE UMUYORUM

Bebek beslenmesinde anne sütünün önemi, birinci seçenek olduğu ve diğer beslenme yöntemlerine üstünlüğü tartışılmaz bir gerçektir. Çocuk hekimi olarak anne sütünün olmadığı, verilemediği veya yetersiz olduğun durumlarda ancak hazır bebek mamalarının verilmesini önermekteyim.

Avrupa Birliği'nin bebek mamaları konusundakı kuralları nettir ve kesindir. Ülkemize ithal edilen bebek mamalarının hiçbir şekilde GDO içermediğini düşünüyor ve umuyorum."

Bu haber 1,862 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,489 µs