Çocuklar neden saldırganlaşır?
13 Aralık 2013 11:08 tsi
Patronunuzu kumtorbası olarak hayal ettiğiniz, gürültücü komşularınızın arkasından söylendiğiniz oluyormu? Yetişkinlerin hayatı bu kadar gerilimliyken çocukların dünyası da çizgi filmlerdeki gibi renkli, neşeli kalamıyor ne yazık ki...
Bir tarafta arkadaşları tarafından itilip kakılan çocukların aileleri, diğer tarafta öğretmenlerin şikayetleriyle yılmış anne babalar var. Çocukların şiddeti kopyaladığına dikkat çeken Yaşam Tasarım Merkezinden Eğitmen ve Danışman Ebru Demirhan, çocukların şiddeti kopyaladığına dikkat çekti ve Siz patronunuza kızdıkça, oğlunuzun sıra arkadaşını tekmelemesine şaşırmayın dedi. Demirhanla saldırgan çocuklar ve yaşadıklarını konuştuk...
*Çocuklar, kendi arkadaşlarına karşı dalgacı, acımasız, kimi zaman şiddete varan tavırlar sergileyebiliyor. Bu tavırların sebebi nedir?
Çocuklar, ebeveynlerini kopyalarlar. Evde iş arkadaşları ya da diğer kişilerle dalga geçen aile büyüklerini gören çocuk, okul arkadaşlarına benzer şekilde davranabilir. Çocuk, evde rahatça konuşan ebeveyninin ertesi gün işe gittiğinde o kişilere saygıyla yaklaşacağını bilmez. Çocuk gördüğü davranışı ortaya koyduğunda ise tepkiyle karşılaşır. Evde çocuğunu döven anne baba, çocuğunun dışarıda dövdüğü kişinin yaşadıklarından da sorumludur.
*Sevgi dolu bir aileden saldırgan çocuklar çıkabilir mi?
İçinde gerçek sevgi olan ailede, saldırgan çocuk olma olasılığı düşüktür. Atalarımızdan aldığımız kayıtların önemini de küçümseyemeyiz. Öfke, şiddet yayılarak yerleşir. Beden, akıl, bilinçaltı, duygu, ego ve ruh arasında sinsice gezinip her birine biraz iz bırakıp yerini sağlamlaştırır. Sadece dayak yememesi çocuğun şiddet görmediği anlamına gelmez. Senden adam olmaz, Ne işe yararsın ki, Seni doğuracağıma taş doğursaydım gibi cümlelerle büyüyen çocuk sayısı çoktur. Aynı şekilde baba, anneye saygı duymazsa çocuk için depresyona yatkınlık başlar.
Şiddet yerine akıllı hareket
*Öğretmenler, çocuklar arasındaki bu baskı ortamını nasıl düzenleyebilir?
Öğretmenler, ilişki yönetimi konusunda kişisel özellikleri kadar yer alabiliyorlar. Saldırgana güçlü, saldırıya uğrayana zavallı olarak bakılmamalıdır. Bazen zeki çocuklar saldırgan davranabilirler ve öğretmenler zekalarından dolayı onları hoş görebilirler. Zeka ile saldırganlığın ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Çocuklara şiddet yerine akılla hareket etmeyi öğretebilmeleri için kendilerinin şiddet uygulamamaları da çok önemli. Saldırıya uğrayan ve uğratan çocukların aileleri ile irtibata geçilmeli, orta nokta olarak tarafları birbiri ile karşılaştırmadan sorunun çözümü için bir yol bulmaya yardımcı olmalıdırlar.
İş yaşamını bile etkileyebiliyor
*Saldırgan çocukların, arkadaşlarının arasında neden olduğu sorunlar nelerdir?
-Fiziksel özellikleri nedeniyle arkadaşları dalga konusu yapmak, dörtgöz, patates gibi lakaplar takmak en masum görünen saldırganlıklar. Böyle lakaplar takılan çocukların bir kısmı gülüp geçebiliyor ama bir kısmında derin izlere dönüşüyor. İş yaşamına gi-rildiğinde sunum yapmaktan çekinen, rezil olma korkusu yaşayan, kendini ifade edemeyen yetişkinlerin sorunlarını deşince böyle olaylar buluyoruz. Dalga geçilen çocuklar, zamanla kendisi gibi davranmaktan vazgeçip diğerlerine göre yaşamaya başlıyor.
Ebeveyn çocuğunu iyi gözlemlemeli
*Kendi akranları tarafından saldırıya (sözlü-davranışsal) maruz kalan çocuklar neler hisseder? Bu çocuklar, kendilerini korumak için ne yapmalı?
Çocuklar böyle konularda konuşmaktan hoşlanmaz. Gözlerini kaçırır, kelimeleri yuvarlar, anlatmamak için uğraşırlar. Anne-baba çocuklarını iyi gözlemlemeli. Okulla ilgili sorular sorulduğunda kaçamak cevaplar var ise çocuğu rahatsız etmeden küçük sorularla konu araştırılmalıdır. En iyi arkadaşın kim? gibi yumuşak bir soru ile başlayıp Okulda en sevmediğin kişi kim? şeklindeki bilgi amaçlı sorulara gün gün geçilmelidir. Çocuğuna sözlü ya da fiziksel saldırıda bulunan çocukları dövmeye giden ebeveynler var. Bu işleri daha da zorlaştırır. Akılcı ve çözümleyici olmak ebeveynin çocuğa karşı görevidir. Çocuğun ailesi ile irtibata geçilmeli, rehber öğretmen var ise sınıf öğretmeni bilgilendirilmelidir.
SERDA KIVILCIM - BUGÜN GAZETESİ
Bu haber 1,195 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle