Mükemmel uçaklar: Sinek kuşları

3 Mayıs 2013 09:16 tsi
Nektarı müthiş bir hızla, saniyede 13 defa yalayabilir ve ihtiyaç duyduğu yakıtı çok kısa sürede buradan alabilir.

Sinek kuşları, kanatlarını çok hızlı çırparak havada asılı kalmalarıyla tanınırlar. Geriye doğru ve dikey olarak da uçabilen, dar ağızlı çiçeklerin polenlerini taşımakla vazifeli bu kuşlar, çiçeklerin nektarlarını emerken havada sabit bir şekilde kalabilirler. Umumiyetle çiçek nektarlarından beslenen sinek kuşları, kırmızı çiçeklerinki başta olmak üzere, birçok çiçek özüne alâka duyarlar. Bilhassa yavrularını beslerken böcek yiyebilen türleri de vardır. Sinek kuşlarının pek çok türü, yuvalarını ağaç dallarında itina ile dokunmuş bir kap görünümünde yapar. Nesillerinin devamı için genellikle yılda iki adet beyaz yumurta yumurtlarlar. Kuş yumurtalarının en küçüğü olan bu yumurtaların erişkin sinek kuşu vücuduna nispeti, diğer kuş yumurtalarınkine kıyasla oldukça büyüktür. Kuşlar âleminin en gösterişli üyelerinden biri olan bu kuşun kuluçka süresi 14–19 gündür. Erkek sinek kuşları genelde parlak renkliyken, dişileri soluk renklidir. Kuşların, ince ve uzun yaratılan gagaları sayesinde, derin çiçeklerden rahatlıkla besinlerini alabilmeleri sağlanmıştır.

Sinek kuşlarının uçuş şekilleri aerodinamik açıdan incelendiğinde; ağırlıklarının % 75'ini kanatlarının aşağı hareketleriyle, % 25'ini ise yukarı hareketleriyle kaldırdıkları müşahede edilmiştir. Harika yaratılmış bu kuşa, saniyede 27,3 metre hızla aşağı doğru inerken maruz kaldığı yerçekimi ivmesinin 9 katına dayanabilme özelliği bahşedilmiştir. Unutmayalım ki normal bir insan, yerçekimi ivmesinin en fazla 4-5 katına dayanabilir. Bilindiği gibi tabiatta en hızlı uçan kuş, doğandır. Sinek kuşu ise, saatte 90 kilometreyi aşan bir sürati yakalayabilir. Ancak hız, vücut boyu cinsinden değerlendirildiğinde; sinek kuşunun hızı 385 vücut boyu/saniye iken, doğanın hızı 200 vücut boyu/saniyedir. Bu hız savaş uçaklarında ise ancak 150 gövde boyu/saniyedir.

Yeryüzünde hayvanlar âleminde böceklerden sonra, uçarken en hızlı vücut metabolizmasına sahip olacak şekilde yaratılmış olan hayvan, sinek kuşudur. Sâni-i Hakîm'in bu narin kuşların kalb atışlarını dakikada 1.200 defaya kadar yükselebilme hususiyeti bahşetmesiyle, çok hızlı hareket eden kanatlarını desteklemeleri sağlanmıştır. Günlük olarak umumiyetle toplam ağırlıklarından daha fazla besin tükettiklerinden her gün yüzlerce çiçeği ziyaret ederler. Bu kuşlara ayrıca, geceleri ve yiyecek az olduğunda metabolizmalarını yavaşlatabilme ve kış uykusu gibi bir uyuşukluk içerisine girebilme mekanizması da bahşedilmiştir. Bu uyuşukluk esnasında kalb atışları dakikada 40–150 arasına kadar düşebilir, bu da besin ihtiyacını azaltır.

En küçük göçmen kuş olarak bilinen sinek kuşlarının 1,8 gr. ağırlığa sahip olan türü de (arı sinek kuşu = Mellisuga helenae) olmakla birlikte, ortalama 3,2 gr. ağırlığındadırlar. Her yıl 6.000 km'den fazla yol kat ederler. Göç esnasında oldukça fazla enerjiye ihtiyaç duymalarına rağmen, 800 km. uzunluğundaki Meksika Körfezi'ni hiç durmadan geçebildikleri gözlenmiştir. Bunu yapabilmeleri için Rezzâk-ı Hakikî, göç dönemleri öncesinde diğer göçebe kuşlarda olduğu gibi sinek kuşlarına da; yakıt olarak kullanmak üzere vücutlarında yağ depolama, ağırlıklarını % 45–50 nispetinde artırma, potansiyel uçuş sürelerini uzatma ve her bir ATP enerjisini iktisatlı kullanma hususiyetlerini bahşetmiştir. Diğer taraftan sinek kuşları, türlerine göre değişmekle birlikte, saniyede 15 ila 80 defa kanat çırpabilir ve bu çok hızlı kanat çırpmaları sayesinde havada asılı kalabilirler. İnsanoğlu, kâinatta birçok şeyden ilham alarak bazı icatlarda bulunmuştur ki, işte sinek kuşuna verilmiş olan bu istidattan da ilham alınarak, dikey olarak havalanan ve havada sabit durabilen helikopter ve uçaklar tasarlanmıştır. İnsan, sinek kuşuna bahşedilen bu hususiyetleri görünce; "Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman olan Allah'tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir." (Mülk, 19) mealindeki âyeti hatırlar.

Sinek kuşları, oldukça hassas ve narin yaratılmalarına rağmen, kâfi miktarda yiyeceğe ve barınacak yere sahip olmaları durumunda, -20 °C sıcaklığa dayanma gücü ile donatılmışlardır.

Sinek kuşu, her gün en az kendi ağırlığı kadar nektar tüketir. Bunu temin etmek için de 2.000'den fazla çiçeği ziyaret etmesi gerekir. İnsanınkinden 7.000 kat daha küçük beyne sahip olan bu kuşlar, ne zaman ve hangi çiçekten ne kadar nektar alınmasını gerektiren karmaşık zihnî işlemleri nasıl yapabilmektedir? Bu vazife ancak ve ancak Hafîz-i Ezelî'nin kendilerine bahşettiği hususi kabiliyetlerle izah edilebilir.

Sinek kuşunun dili, tüylü uçlarıyla uzun ve çatallıdır. Tüylü uçlar, çiçeklerin içerisindeki tatlı nektarı yalayarak içebileceği büyüklükte yaratılmıştır. Aynı zamanda sinek kuşu, gagasıyla böcekleri de yakalayabilir. Uzun ve ince gagası, tüp şeklindeki çiçeklerin derinliklerine girebilecek şekilde ideal bir yapıdadır.
Çiçeklerin ürettiği balözü, yalnızca % 30 nispetinde şeker ihtiva eder. Dolayısıyla kuş, günlük enerji ihtiyacını karşılamak için kendi ağırlığının beş katı sıvı almış olur. Herhangi bir hayvan, kendi vücut ağırlığı kadar bile su içemezken sinek kuşları nasıl oluyor da bu kadar su içebiliyor? Tabii ki Yaratıcı'mızın, toplam vücut ağırlığı 3,2 gr. olan bu kuşun böbreklerine verdiği kâbiliyetle!

Sinek kuşları, omurgalı canlılar arasında en yüksek metabolizma hızına sahiptir. Tünediklerinde, 700–850 kere atan kalbleri, havada asılı durur şekilde uçarlarken dakikada 1.200 defa atmaya başlar. Boylarına göre bir jetten daha fazla yakıt harcarlar. Eğer insan bu nispette enerji harcayacak olsaydı, vücut sıcaklığı 300–400 °C'lere kadar yükselirdi. Sinek kuşlarının tempolu hayat tarzlarına uygun, kusursuz bir yaratılışı vardır. Bütün canlıların rızkını veren Yüce Allah (celle celâluhu) sinek kuşuna bu yoğun tempoyu kaldırabilmesi için muhteşem bir beslenme yolu öğretmiştir. Nektarı müthiş bir hızla, saniyede 13 defa yalayabilir ve ihtiyaç duyduğu yakıtı çok kısa sürede buradan alabilir.

Aklının yetmediği her şeyi tabiata ve sebeplere havale ederek açıklamaya çalışan, varlığın büyük sırrını o pozitivist ve evrimci zihnine yerleştiremeyen, aklı gözüne inmiş mektepli materyalistlerin sinek kuşundaki bu harikulade ve mu'cizevî özellikleri anlayabilmeleri ve açıklayabilmeleri elbette ki imkânsızdır.

Sızıntı

Bu haber 2,405 defa okundu.