En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ayten Altıntaş



Prof. Dr. Ayten Altıntaş
1 Temmuz 2008

Bunaltıcı sıcaklarda en iyi serinletici gülsuyu



 

Haziran ayında başlayan sıcaklar önümüzdeki aylarda da aynı hızıyla devam edeceğe benziyor. Bugünlerde gülsuyu şişesini yanınızdan eksik etmeyin.

Gülsuyunun serinletici etkisini Osmanlı tıp kitaplarında okuduğum zaman meseleyi pek iyi kavrayamamıştım. Daha sonra gülle ilgili çalışmalarım sırasında derinlemesine incelediğim zaman gülsuyunun “serinletici ve ferahlatıcı” etkisini, bunun neden ve niçin olduğunu o zamanki tıbbın kurallarına uygun olarak anlatıldığını gördüm. Bu etkiye inandım ve bir bilginin kaynağına inmenin ne kadar önemli olduğuna bir kere daha şahit oldum.

Osmanlı Tıbbı, bütün eski medeniyetlerin tıbbının bir devamı ve o bilgilerin Osmanlı hekimlerinin süzgecinden ve tecrübesinden geçerek oluşturulan kısmıdır.Bu tıp bilgileri 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra hem Avrupa’da hem de Osmanlı’da terk edilip “kimya” devrine geçilmiştir.  Kimya döneminden önceki tıp, tamamen doğal bitkisel, hayvansal veya madensel ilaçları kullanıyordu. Bu ilaçlardan biri de kokulu güldür. Osmanlı tıbbının içinde yer alan kokulu gülle yapılan pek çok ilaç vardı. Bunlardan biri de “gülsuyu”dur. Gülsuyu özel olarak yetiştirilen kokulu güllerin imbikte damıtılmasıyla elde edilen güzel kokulu bir su olup,üretimi ve kullanılış tarihi çok eski dönemlere kadar gitmektedir. 

Gülsuyunun tıptaki etkilerinden ferahlatıcı etkisini İbni Sina’dan başlayarak bütün önemli hekimlerin kitaplarında bulmak mümkün. Eski tıbba göre gülsuyunun niteliği “serin ve nemli” olduğundan bayılmalarda ve hararetten doğan “yürek oynamalarında” gülsuyu vazgeçilmeyen bir kurtarıcıydı. Ateşlenmelerde hemen gülsuyu ile yüz ,eller ayaklar ovularak alınan diğer ilaçların etkisi beklenirdi. Baş ağrılarında  özellikle  “sıcak” nitelikli baş ağrılarında ilk başvurulan madde idi. Kızgınlık öfke gibi duyguların yarattığı baş ağrısında gülsuyu ile yüzü şakakları ovmak gerektiği belirtilirdi. Gülsuyu sarhoşların da ellerinin altında bulunması gereken bir madde idi. Çünkü sarhoşluğun etkisini azaltır, içkinin verdiği baş ağrısını hafifletirdi. En önde gelen kullanım yeri ise sıcak günlerde serinletici ve ferahlatıcı etkisi idi. 

Osmanlı hekimlerinin tavsiye ettiği bu bilgiler zamanla topluma mal olmuş, bu sebeplerle bilinen ve kullanılan usuller haline gelmişti. Bayılmalarda, fenalaşmalarda hemen gülsuyu şişesi getirilir, yüz ve bilekler gülsuyuyla ovulurdu. Misafirlere gülsuyu ikramı vazgeçilmeyen bir adet haline gelmişti. Bu sebeple gülsuyu kullanımı tahmin edebileceğinizden büyük miktarlara ulaşabiliyordu. Sadece Topkapı Sarayında kullanılan gülsuyu tonlarla ifade edilir. Bu vazgeçilemeyen faydalı su, her sınıf halk tarafından kullanılır, en güzel görkemli şişeler  gülsuyu için hazırlanırdı. Özel gülsuyu şişeleri olan “gülâbdanlıklar” herkesin alım gücüne göre çok renkli, çok çeşitli ve çok zariftiler.Gülsuyu ikram etme geleneği kolonya ikramı ile devam ediyor. En küçük taşra evlerinden, şehirlerarası otobüslerde ikram edilen kolonyayı gördüğünüzde bu geleneğin gülsuyunun alkollenmiş şekli olduğunu unutmayın. 

Gülsuyunun serinletici ve ferahlandırıcı etkisinden bu sıcak günlerde yaralanın. Şimdilerde kolaylıkla bulacağınız püskürtücü şişelere koyup ihtiyaç duyduğunuzda yüzünüze sıktığınız gülsuyunun etkisini fark edecek , Osmanlı hekimlerinin ne kadar haklı olduklarını anlayacaksınız. Hanımlar için ufak bir not daha ; gülsuyunun cildi gençleştirici etkisini de unutmayın.



Bu yazı 4,151 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 12 Ocak 2011 Sabuna ihanet etmeyin!
    • 6 Eylül 2010 Ramazanda ruhun gıdası 'güzel koku'
    • 31 Mayıs 2010 Ekmekler karardı!
    • 8 Mart 2010 'Saç'ı çözmek!
    • 17 Ağustos 2009 Bir kaşık gülbeşeker lütfen
    • 20 Temmuz 2008 Unutulan bir ilaç bergamot
    • 1 Temmuz 2008 Bunaltıcı sıcaklarda en iyi serinletici gülsuyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,991 µs