En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
1 Ocak 1990

Grip aşısı olmak göle maya çalmaktan farksız



Yeni grip aşıları geçtiğimiz günlerde piyasaya verildi. Tabii bununla eşzamanlı olarak da bu kış grip vakalarının daha da artacağını… mutlaka aşı olunması gerektiğini… bildiren türden klâsik ‘korkutma haberler’ de sökün etmeye başladı.

Arada bir içlerinde ‘Sağlıklı insan için grip aşısı lüks’ gibi muhalif olanlar çıksa da, bunların çoğu aşı satışını artırmak için yaptırılan ‘Şimdi grip aşısının tam zamanı’ veya ‘Aman grip aşısını ihmal etmeyin’ türünden ısmarlama haberler.

Tabii, insanların kafası hayli karışık. Grip salgını olacak mı, yoksa toplumda panik mi yaratılmak isteniyor? Grip aşısı üreten firmaların ya da ilaç endüstrisinin bu işte rolleri var mı? Grip aşısı olmak şart mı? Bu yıl piyasada olan grip aşısı bizi bu salgından koruyabilecek mi? … gibi pek çok soruya cevap arıyorlar… bulamıyorlar.

Grip aşısı neden diğer aşılardan farklı

Biliyorsunuz grip aşıları diğer aşılardan farklı; meselâ kızamıkta veya diğer virüs aşılarında olduğu gibi bir kere yapılan aşı ile ömür boyu koruma sağlamak mümkün olmuyor.

Bunun için de grip aşılarının her sene yeniden hazırlanması gerekiyor. Çünkü, grip virüsleri sabit virüsler değil; yüzeylerindeki proteinlerde sürekli olarak küçük veya büyük değişiklikler oluyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün dünyanın çeşitli ülkelerinde 100’den fazla laboratuarında hangi virüslerin salgın yaptığı sürekli olarak izleniyor ve bunlar içinden en çok hastalık yapan iki A ve bir B tipi virüsü belirlenerek üretici firmalara bildiriyor.

Bu seneki grip aşısında da geçmiş senelerde olduğu gibi biri H1N1 diğeri H3N2 alt tipinden olmak üzere iki adet A ve bir adet de B tipi grip virüsüne ait antijenler var, ama bu aşı öncekilerden çok farklı.

Bugüne kadar yeni grip aşılarında bir öncekinde yer alan üç virüsten biri veya bazen de ikisi değiştirilirken, bu sene üç virüs de değiştirildi. Bu çok önemli; çünkü geçen seneki grip aşılarında bulunan virüslerle hastalık yapan virüsler tamamen farklı olduğu için aşılar etkisiz kaldı.

Grip aşısı zaten yüzde yüz koruyucu bir aşı da değil. En ideal şartlarda bile sağladığı koruma yüzde 70-80 kadar. Aşının etkili olabilmesi için aşıda bulunan virüslerle salgın yapan virüslerin aynı veya çok benzer olmaları gerekiyor. Geçen sene olduğu gibi uyum azsa aşının koruyuculuğu da azalıyor veya hiç de olmayabiliyor.

Bir diğer mühim nokta da koruyuculuğun gençlerde daha fazla olması;  yaş ilerledikçe aşının etkinliğinin azalması. Bu da grip aşına duyulan güveni azaltan bir unsur. Grip aşısı özellikle yaşlılara tavsiye ediliyor,  zira bir grip salgınında en çok hastalanan ve ölenler yaşlı insanlar, ama onlarda da gençlerdeki kadar koruyucu değil maalesef.

Yeni araştırmaya göre grip aşısı etkisiz

Grip aşısının etkinliğinin ‘abartıldığını’ gösteren çalışmaların sayısı da her geçen gün artıyor. Amerika’ da son 20 yılda grip aşısı olan yaşlıların oranı yüzde 15’ den yüzde 65’ e çıkmasına rağmen yaşlıların hastaneye yatış ve ölüm oranlarında buna uygun bir azalma olmadığı biliniyor.

Geçen hafta yayınlanan ve Kanada’ da 700 kişi üzerinde yapılan araştırma da grip aşılarının yaşlılarda gribe bağlı ölümleri azaltmadığını ortaya koydu. Oysa daha önceki çalışmaların sonuçlarına bakarak grip aşısı olan yaşlılarda hastaneye yatışların yüzde 30 ve ölümlerin yüzde 50 oranında azaldığı sanılırdı.

Kimler aşı olmalı

Grip aşılarının etkinliği Nasrettin Hoca’nın göle maya çalmasından farklı değil. Önümüzdeki kış aylarında beklenen grip salgınına yol açacak virüsle aşıdaki virüsler uyumlu olursa ‘İyi ki aşı olmuşum’ diye sevinebilirisiniz. Ama bu işin garantisi yok, aşı hiçbir işe yaramayabilir de.

Oxford Üniversitesi gribe karşı ömür boyu koruma sağlayacak bir aşı üzerinde çalışıyor. İngiliz bilim adamlarının, grip virüsünün yüzeyinde bulunan ve sürekli olarak yapısal değişikliklere uğrayan proteinler yerine, virüsün iç kısmında bulunan ve tüm grip virüslerinde aynı olan proteinleri hedef alarak geliştirdikleri aşı şu sıralarda gönüllüler üzerinde deneniyor. Araştırmalar sonunda aşı etkili ve güvenli bulunursa tek bir doz aşı ile gribe karşı sürekli bağışıklık elde edilebilecek. Ama, durun hemen heveslenmeyin, aşının yaygın olarak kullanılabilmesi için en az beş yıllık bir süreye ihtiyaç var.

Bana sorarsanız; yüzde yüz ve ömür boyu etkili bir grip aşısı çıkana kadar herkesin değil, ama kronik akciğer, kalp ve böbrek hastalarının, yani grip salgınlarında ölüm ihtimali en yüksek olan kişilerin aşı olmaları uygundur derim. Aşı tutmazsa kayıpları 16 liradan ibaret olur ki, bence bu fiyat tutmama riskini almaya değer.

Son söz

Prospektüsünde yazmıyor, ama aşı yaptırırken ‘Ya tutarsa’ diye iyi dilekte bulunmanızı hararetle tavsiye ederim. Çünkü, ‘iyimser olmanın bağışıklığı kuvvetlendirdiğini’ gösteren araştırma sayısı, grip aşılarının etkin olduğunu gösteren araştırma sayısından çok daha fazla.



Bu yazı 3,982 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Mart 2015 Karatay'ın askerleriyiz!
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 10 Haziran 2014 Kimi kime şikayet edelim?
    • 16 Mayıs 2014 Akademik sahtekarlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 21 Şubat 2014 Antibiyotikler meme kanseri riskini artırıyor
    • 4 Aralık 2013 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 20 Kasım 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 13 Şubat 2013 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 10 Ocak 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 14 Eylül 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 9 Temmuz 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 17 Mayıs 2012 Coca-Cola'nın reklam yüzü olabilirim
    • 8 Mayıs 2012 FDA şaşırma, sabrımızı taşırma
    • 27 Nisan 2012 Sönmez gene döndü
    • 5 Nisan 2012 Şampuanlar da bozuk çıktı
    • 12 Mart 2012 Dokunan değil içen yanıyor!
    • 12 Mart 2012 Meyve suyu değil boyalı su bunlar
    • 8 Mart 2012 Amerikalılar çiğ sütü akladı
    • 21 Şubat 2012 Hasta memnuniyeti neyi gösterir?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,504 µs