İlaç endüstrisinin başta gelen pazarlama taktiklerinden biri de piyasaya yeni verilen ilaç veya aşıları eşi benzeri olmayan ‘mucize tedaviler’ olarak sunmalarıdır. Bu yeni ürünün olumlu yönleri olabildiğince abartılırken yan etkileri ise görmezden gelinir, yok sayılmaya çalışılır.
Bunun son zamanlardaki en iyi örneklerinden biri de iki sene önce piyasaya sürülen ve bir seneden beri ülkemizde de kullanılmaya başlanan halk arasında ‘rahim ağzı kanseri aşısı’ olarak bilinen ‘HPV aşısı’. Bu aşı da benzerleri gibi, hiçbir yan etkisi veya olumsuzluğu olmayan ve rahim ağzı kanserini tamamen ortadan kaldıran ‘mucize bir aşı’ olarak topluma sunuldu ve her genç kızın (hatta erkek çocukların da) mutlaka bu aşıdan olmaları için büyük kampanyalar düzenlendi.
Meselâ, Amerika’ da yüzlerce doktor halka bu aşılar hakkında bilgi vermek üzere eğitildi. Bu kişilere bir konferans karşılığı 4 bin 500 dolar ödendi; bu sayede yüz binlerce dolar kazanan doktorlar oldu. Aşı üretici firmalardan biri olan Merck 2008 yılı eczacılık reklâm ödüllerini sildi süpürdü. Bu aşılardan Gardasil ‘yılın markası’ seçildi. Politikacılar, kanaat önderleri, kadın dernekleri ve tıp kurumları ile lobi faaliyetleri yürütüldü; aşının kanunen zorunlu olması için çalışıldı.
Nitekim bu kampanyalar ve reklâmlar sayesinde adeta bir ‘panik havası’ yaratılarak Amerika ve Avrupa’da çok kısa bir sürede milyonlarca kız ‘paldır-küldür’ aşılandı. Kızlarına aşı yaptıramayan anne babalar ise sanki kızlarını kanserin kucağına atmış gibi ‘vicdan azabı’ çekmek durumunda kaldı.
Elbette rahim ağzı kanseri önemli bir hastalık. Dünyada her yıl, yüzde 90’ı gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere 500 bin kadın bu hastalığa yakalanıyor ve 274 bini de bu yüzden ölüyor. Ancak düzenli yapılan smear testleri sayesinde bu kanserden kurtulmak mümkün. Amerika’da bir yılda rahim ağzı kanseri olan 12 bin kadının 3 bin 600’ü ölüyor ki bunların çoğu smear testi yaptırmayan kadınlar.
Tabii ki, kanser gibi çok önemli bir hastalığı önleyen bir aşıya kimsenin itirazı olamaz… olmamalı da, ama gerçekte durum öyle mi değil mi, gelin bakalım.
HPV nedir?
HPV Latince Human Papilloma Virus kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir akronim. Human insan, papilloma ise siğil demek. Türkçesi insan papilloma virüsü’dür.
HPV virüslerinin farklı türleri insan vücudunun çeşitli yerlerinde, meselâ el ve ayaklarda, genital bölgede veya ağızda bir çeşit selim tümör olan ancak kanserle hiçbir ilgisi olmayan papilloma’lara yani siğil’lere yol açarlar.
Bunların 100’ den çok türü var ve içlerinden 40 kadarı insandan insana cinsel ilişki ile geçiyor. HPV’ ler özellikle gelişmiş ülkelerde o kadar yaygın ki, kadınların yüzde 80’ inin hayatlarının bir döneminde bu virüsle karşılaştıkları tahmin ediliyor.
Cinsel yolla bulaşan bazı HPV türlerinin yarattığı enfeksiyonlar hiçbir belirtiye sebep olmuyor ve tedavi edilmedikleri halde birkaç yıl içinde kendiliklerinden iyileşiyor. Buna karşılık bazı HPV enfeksiyonları ise uzun yıllar devam edebiliyor ve bunlar rahim ağzını döşeyen hücrelerde bir takım anormalliklere yol açabiliyorlar. İşte, bu anormallikler bir kadının rahim ağzı kanseri olması riskini artırabiliyor. Ancak HPV’ nin yol açtığı bu kanserlerin oluşumu için çok uzun süre geçmesi gerekiyor.
HPV’ler kansere yol açma özellikleri bakımından ‘düşük riskli virüsler’ ve ‘yüksek riskli virüsler’ olmak üzere iki gruba ayrılıyor. Bu her iki grup virüs anormal hücrelere yol açmakla beraber sadece yüksek riskli HPV’ ler kansere sebep oluyorlar. Bunun içinde bunlara karsinojenik yani kanser oluşturan HPV’ ler ismi de veriliyor.
HPV’ lerin 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 66, 68 ve 73 numaralı olanları karsinojenik. Bunlar arasında da 16 ve 18 numaralı HPV’ler tüm rahim ağzı kanserlerinin yüzde 70’inden sorumlular. Sigara içilmesi ve çok çocuk doğurmuş olmak kanser riskini artıran faktörler. Ancak, bu yüksek riskli veya karsinojenik olarak adlandırılan HPV enfeksiyonlarının büyük çoğunluğunun kansere sebep olmadan kendiliğinden iyileşebileceğini de hatırlatalım. Burada esas olan kadının bağışıklık sistemin sağlıklı olup olmaması.
Rahim ağzı kanserleri düzenli olarak smear testi yaptırılan kadınlarda çok erken yani kanser öncesi dönemde yakalanır ve çok küçük bir cerrahi girişim ile de tamamen ortadan kaldırılabilir. Bu test sayesinde rahim ağzı kanserine bağlı ölümler gelişmiş ülkelerde müthiş şekilde azalmıştır: Amerika’ da yılda sadece 3.600, Fransa’ da 1000 ve İngiltere’ de ise 400 kadın bu yüzden ölmektedir.
Piyasadaki mucize aşılar
Piyasada rahim ağzı kanserine karşı kullanılan iki tür HPV aşısı var. Bunlardan Gardasil isimli aşı HPV’ nin 6, 11, 16 ve 18 numaralı türlerine, Cervarix ise 16 ve 18 numaralı türlerine karşı bağışıklık sağlamaktadır. 16 ve 18 numaralı HPV türlerinin rahim ağzı kanserlerinin yüzde 70’inden sorumlu olduklarını söylemiştim; 6 ve 11 numaralı türler ise siğillere karşı koruma sağlarlar. Aşının, cinsel ilişkiye başlamadan önce yani 11-12 yaşlarındaki kızlara 6 ay içinde 3 ayrı doz şeklinde uygulanması, 26 yaşından büyük kadınlara ise yapılmaması önerilmektedir.
Araştırmalar aşıların 5 yıllık koruyuculuğun tam olduğunu göstermekle beraber, koruyuculuğun bu süreden sonra devam edip etmediği belli değildir.
Aşının yan etkileri
Üretici firmalar aşılarının son derece emniyetli olduğunu, çok seyrek rastlanan ve önemli olmayan bazı yan etkileri olduğunu söyleseler de, aşının kullanımı yaygınlaştıkça bu konudaki şüpheler de artıyor. Amerika’ da bugüne kadar aşı ile ilgili 9 bin 749 yan etki bildirildi. Bunların yüzde 94’ü aşı yapılan yerde ağrı ve şişme gibi ciddi olmayan yan etkiler olmakla beraber yüzde 6 oranında anaflaktik şok, şuur kaybı, sara nöbetleri ve felçler, düşük ve erken doğumlar… gibi hayatı tehdit eden tablolar da bildirildi.
Bunlar içinde en korkutucu olan ise 11 kızın aşı yapıldıktan 2 hafta sonra çeşitli sebeplerle ölmeleri. Bu 11 ölümden 7’ sinin aşıdan 2 gün sonra gerçekleştiğini de özellikle vurgulamak isterim. Gerçi, bu ölümlerin HPV aşısı ile ilişkisi kesin olarak kanıtlanmış değil, ama gene de aşının emniyetinden kuşkulanmamak mümkün değil.
İnsan ister istemez, bundan birkaç yıl önce, benzerlerine göre ‘yan etkileri daha az’ diye reklâmı yapılan ve daha sonra ‘ölümcül yan etkileri olduğu ortay çıktığı için’ piyasadan çekilen Vioxx isimli romatizma ilacını hatırlıyor.
Aşı çok pahalı
HPV aşısı pahalı bir aşı. 3 doz aşının satış fiyatı 360 dolar. Peki, yüzde yüz koruyucu olmayan, etkinliğinin ne kadar sürdüğü bile tam olarak bilinmeyen bir aşıya bu kadar çok para harcanması doğru mu?
Amerika’ daki istatistiklere göre 9-26 yaşları arasındaki bir milyon kadın içinden her yıl 30-40 tanesi rahim ağzı kanserine yakalanmaktadır. Araştırmalar HPV aşısının kanser öncüsü lezyonları yüzde 12.2 ilâ 16.5 oranında azalttığını göstermektedir. Buna göre bir milyon kadının aşılanması her yıl 30-40 kadın yerine 26-35 kadının kanser olmasına yol açacaktır. Bir başka deyişle, bir milyon kadının aşılanması bunlar içinde sadece 4-5’ inin kanser olmasını önleyecektir.
Rahim ağzı kanserine yakalana kadınların yüzde 37’ sinin öldükleri hesaba katıldığında ise aşılanan bir milyon kadından ancak 1-2’ si ölümden kurtulmuş olacaktır. Ekonomik olarak söylemek gerekirse bir milyon kadının aşılanmasının maliyeti 360 milyon dolardır ve bu masraf ancak 1-2 kadını ölümden kurtaracaktır.
Gelelim neticeye
Yukarıdaki bilgilerden de kolayca anlaşılabileceği gibi, HPV aşısı sadece kansere yol açan 16 ve 18 numaralı virüslere karşı koruma sağlar.
Koruma süresi bugünkü bilgilere göre ömür boyu değil, sadece 5 yıldır. Bu sebeple de 10 yaşında aşı yapılan bir kız çocuğunun 5 sene sonra korumasız kalması muhtemeldir. Bu kızların tekrar aşı olmaları gerekecek, aksi taktirde aşıyı boş yere yaptırmış olacaklardır.
HPV aşısının, kansere yol açtığı bilinen 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 66, 68 ve 73 numaralı virüslere karşı hiçbir koruyucu etkisi yoktur. Bu sebeple de kadınların rahim ağzı kanserine karşı smear testleri ile izlenmeye devam edilmeleri gerekir. Bu şekilde düzenli jinekolojik kontrol altında kadınlarda rahim ağzı kanseri zaten çok erken evrede yakalanıp kesin olarak tedavi edilebilmektedir.
HPV aşısısın vücudun diğer virüslere karşı doğal bağışıklığını azaltıp azaltmayacağı… HPV aşısı ile tip 16 ve 18’ e karşı korunma sağlanırken, kanser yapabilen diğer HPV’ lerin kanser yapıcı etkilerinin artıp artmayacağı… HPV aşısının karsinojenik ve genotoksik (genler üzerine zararlılık) etkilerinin olup olmadığı da belli değildir.
Siz olsanız, kızınıza HPV aşısı yaptırır mısınız yaptırmaz mısınız?
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle