Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
6 Aralık 2011
Lokum gibi kolestrol
Dün akşam Habertürk televizyonunda Yiğit Bulut’ un sunduğu Sansürsüz isimli programda kolesterol hastalık mıdır, kolesterol ilaçları ne kadar işe yarıyor soruları etrafında güzel ve faydalı bir tartışma oldu.
Programa benden başka kardiyolog Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, Prof. Dr. Bingür Sönmez ve kardiyolog Dr. Deniz Şener katıldı.
Ülkemizin çok ünlü ve değerli kalp-damar hastalıkları cerrahlarından olan Prof. Dr. Bingür Sönmez, halk arasında kötü kolesterol denilen LDL-kolesterole “Lanetli kolesterol” ve iyi kolesterol olarak bilinene HDL-kolesterole ise “Hayırlı kolesterol” diyor.
Ben ve benim gibi düşünenler ise kolesterolün iyisinin veya kötüsünün olmayacağını; HDL-kolesterol, LDL-kolesterol veya VLDL-kolesterol gibi tanımlamaların kolesterolü kanda taşıyan lipoproteinleri ifade ettiğini dile getiriyoruz.
Bize göre “LDL-kolesterol yüksekliği” tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil; tam aksine damar cidarında meydana gelen enflamasyonu kontrol altına almak için karaciğer tarafından daha fazla üretilen bir madde.
Yeni araştırmalar da kötü kolesterol denilerek LDL-kolesterole haksızlık yapıldığını, bunun aslında hiç de “kötü olmadığını “ ortaya koyuyor.
Bu sene başında yayınlanan ve Warwick Üniversitesi tarafından yapılan çalışmada özellikle şeker hastaları ve yaşlılarda kalp krizi riskini artıran en önemli etkenin, LDL-kolesterol değil yapışkan özelliği çok fazla olan ‘ultra küçük LDL-kolesterol’ olduğu gösterildi.
Araştırmaya göre, bu ultra küçük-LDL’ ler normal LDL’ ye şeker gruplarının ilave eklenmesiyle (bu olaya glikozillenme deniyor) ortaya çıkıyor. Bu şeker gruplarının LDL yüzeyinde yeni bölgeler yarattıkları ve bunların da damar cidarına yapışmayı kolaylaştırdıkları ileri sürülüyor.
Yapısı değiştiği için LDL-reseptörleri tarafından tanınmayan, bu yüzden kandan uzaklaştırılamayan ve kanda birikmeye başlayan bu kolesterole “ultra kötü kolesterol” adı veriliyor.
Metformin isimli diyabet ilacının kalp damar hastalıkları riskini azaltması da kan şekerini düşürerek normal LDL’ nin ultra kötü-LDL’ ye dönüşmesinin engellenmesi suretiyle olduğu düşünülüyor.
Gelelim neticeye
Bu durumda senelerdir kötü-kolesterol, lanetli-kolesterol gibi tanımlamalarla suçlanan LDL-kolesterole itibarının iade edilmesi gerekiyor.
Bunun için de LDL-kolesterole bundan böyle “LOKUM GİBİ KOLESTEROL” adının verilmesini tavsiye ediyorum.
Programı seyretmek için: http://tvarsivi.com/player.php?i=2011110742408
KAYNAKLAR
http://www.sciencedaily.com/releases/2011/05/110526204953.htm
http://diabetes.diabetesjournals.org/content/early/2011/05/18/db11-0085.abstract)
Bu yazı 12,254 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
19 Mart 2015
Karatay'ın askerleriyiz!
-
31 Ekim 2014
Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
-
10 Haziran 2014
Kimi kime şikayet edelim?
-
16 Mayıs 2014
Akademik sahtekarlık geleneğinin kime ne zararı var
-
21 Şubat 2014
Antibiyotikler meme kanseri riskini artırıyor
-
4 Aralık 2013
Damacana mı musluk suyu mu?
-
20 Kasım 2013
Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
-
13 Şubat 2013
Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
-
10 Ocak 2013
Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
-
1 Ekim 2012
Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
-
14 Eylül 2012
İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
-
9 Temmuz 2012
Bir sağlık haberi skandalı
-
17 Mayıs 2012
Coca-Cola'nın reklam yüzü olabilirim
-
8 Mayıs 2012
FDA şaşırma, sabrımızı taşırma
-
27 Nisan 2012
Sönmez gene döndü
-
5 Nisan 2012
Şampuanlar da bozuk çıktı
-
12 Mart 2012
Dokunan değil içen yanıyor!
-
12 Mart 2012
Meyve suyu değil boyalı su bunlar
-
8 Mart 2012
Amerikalılar çiğ sütü akladı
-
21 Şubat 2012
Hasta memnuniyeti neyi gösterir?
Yorumlar
+ Yorum Ekle