En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
4 Ocak 2011

İlaç endüstrisinin kar hırsına kim dur diyecek?



Tüm dünya ülkelerinin ilaca ödedikleri para her geçen gün hızla artıyor. Bundan 5-6 sene kadar önce Türkiye’ nin ilaca harcadığı para birkaç milyar dolar civarındayken geçen sene 20 milyar dolara yaklaştı. Durum gelişmiş ülkelerde bizden de beter. USA reçeteli ilaçlara 1990’ da 40 milyar dolar öderken 2008’ de bu rakam 234 milyar dolara çıktı.


Bu artış insan sağlığının iyileşmesiyle paralel gitse söyleyecek fazla söz olmayacak ama durum hiç de öyle değil. İlaca ödenen paradaki bu hızlı yükselmenin tıbbi bir sebebi yok; bu tamamen ilaç endüstrinin pazarlama faaliyetlerinin başarısı!


Bağımsız bir gözetleme örgütü olan Public Citizen’ in (PC) raporuna göre, USA’ da ilaç firmaları ceza ve hukuk ihlalleri için son 5 senede 15 milyar dolar ceza ödediler. İlaç endüstrisinin kanun dışı pazarlama faaliyetleri özellikle son 5 yılda zirveye ulaştı.


İlaç endüstrisini federal hükümetin “en büyük dolandırıcısı” olarak gören PC’ nin raporundan dikkat çeken bazı bilgiler:


• Son 20 senede 165 ilaç firması 20 milyar dolar ceza ödediler; bunun yüzde 75’i son 5 seneye aitti.
• Son 20 senedeki mali cezalarının yarısından fazlası dünyanın en büyük ilaç üreticileri olan GlaxoSmithKline, Pfizer, Eli Lilly ve Schering-Plough tarafından ödendi.
• Son 20 senede verilen cezaların en büyük kısmı endikasyon dışı ilaç promosyonları oluşturuyordu.
• Devlet yönetimine karşı işlenen en önemli suç ilaçların yüksek fiyatlardan satılmasıydı.
• İlaç endüstrisinin ihlallerinin ortaya çıkmasında daha önce ilaç firmalarında çalışanlar ve diğer ispiyoncular çok önemli rol oynadılar.


İlaç endüstrisi zorda
İlaç endüstrisi piyasaya eskisi kadar çok ilaç sürememenin sıkıntısını yaşıyor. Daha çok kazanmak için de mevcut ilaçların daha yaygın kullanımı için kanundışı yollara başvurmaktan kaçınmıyor.
Para cezaları ilaç endüstrisinin çok fazla umurunda değil; hatta onların bu cezalara çoktan razı olduklarını bile söyleyebiliriz. Çünkü bu tür pazarlama faaliyetleri sayesinde elde ettikleri kazançlar ödedikleri cezanın yanında devede kulak kalıyor.


Endüstrinin sözcüleri PC’ nin raporu için ne düşündükleri sorulduğunda her zamanki “cool” halleriyle “bu problemleri arkalarında bıraktıklarını ve endüstrinin artık çok sıkı kurallar koyduğunu” söyleyip geçmişler.


PC’ nin sağlık araştırma grup başkanı Dr. Wolfe’ e göre “Bu tür ihlallere son vermek için para cezaları çözüm değil. Halk sağlığını tehlikeye atan suçlulara hapis cezası vermeden bu işi önlenemez.”
Nitekim Adalet Bakanlığı GlaxoSmithKline’ nin avukatlarından birine karşı FDA’ nın bupropion etken maddeli ilacının endikasyon dışı kullanımı ile ilgili bir kovuşturmasını engellediği için dava açtı. Şubatta başlayacak yargılamada suçlu bulunduğu takdirde 5 ila 20 sene hapis cezasına çarptırılması mümkün.


Gelelim neticeye
İlaç üreticilerinin kazançlarında gözümüz yok ama daha çok kâr etmek için türlü etik ve kanundışı yollara başvurmaları da kabul edilebilir bir şey değil.


İnsan sağlığını hiçe sayan bu pazarlama oyunlarına mutlaka bir son verilmesi gerekiyor:


BİR: Hükümetler bu oyunlara karşı gerekli kanuni düzenlemeleri bir an önce yapmalı ve suçlular için sadece para değil hapis cezaları da olmalı.


İKİ: İlaç yolsuzluğuna karşı ne kadar ağır yaptırımlar olsa da bu iş ancak dürüst hekimler sayesinde önlenebilir.


KAYNAKLAR
1. http://www.bmj.com/content/341/bmj.c7360.full
2. http://www.citizen.org/hrg1924


 



Bu yazı 3,848 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Mart 2015 Karatay'ın askerleriyiz!
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 10 Haziran 2014 Kimi kime şikayet edelim?
    • 16 Mayıs 2014 Akademik sahtekarlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 21 Şubat 2014 Antibiyotikler meme kanseri riskini artırıyor
    • 4 Aralık 2013 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 20 Kasım 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 13 Şubat 2013 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 10 Ocak 2013 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 14 Eylül 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 9 Temmuz 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 17 Mayıs 2012 Coca-Cola'nın reklam yüzü olabilirim
    • 8 Mayıs 2012 FDA şaşırma, sabrımızı taşırma
    • 27 Nisan 2012 Sönmez gene döndü
    • 5 Nisan 2012 Şampuanlar da bozuk çıktı
    • 12 Mart 2012 Dokunan değil içen yanıyor!
    • 12 Mart 2012 Meyve suyu değil boyalı su bunlar
    • 8 Mart 2012 Amerikalılar çiğ sütü akladı
    • 21 Şubat 2012 Hasta memnuniyeti neyi gösterir?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,407 µs