Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
23 Haziran 2010
Yeni tıp fakültesine değil kaliteli eğtime ihtiyacımız var
Politikacıların popülist söylemlerine alışmıştık ama Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş, Nazilli ilçesine yeni bir tıp fakültesi açılması gerektiği söyleyerek ‘Kayseri’ ye liman isteyen’ milletvekilini bile kıskandıracak bir açılım yapmış.
Aslına bakarsanız, bu sözlere hiç de şaşırmadım. Siyasetçiler, hatta vali veya başka bürokratlar çeşitli sebeplerle bu tür halkın hoşuma gidecek açıklamalar yapabilirler. Ülke bütünlüğünü bozmayı hedef almadıkça herkes istediği görüşü, gönlündeki arzuları dile getirmekte elbette özgürdür. Ben bu açıklamanın Nazilli’ liler tarafından büyük takdirle karşılanmış olduğundan da hiç şüphe duymuyorum ve bunu, Çetin Altan’ ın her köye bir tenis sahası hedefinin başka türlü bir ifadesi olarak değerlendirip geçiyorum.
Üzerinde durmak istediğim husus Vali Bey’ in bu açıklamasına Aydın Tabip Odası’ ndan gelen müthiş cevap. Odanın Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eralp Atay “İhtiyacımız olan yeni bir tıp fakültesi değil; mevcut olanların kalitesinin arttırılmasıdır” açıklamasında bulunmuş.
Ben de aynı kanaatteyim; bırakın yenilerini açmayı, ülkemizde gereğinden çok fazla tıp fakültesi var. Hatta ben bunların bazılarının kapatılması gerektiğini dahi iddia ediyorum.
Bakın 12 ekim 2009 tarihli ‘Akademisyensiz Tıp Fakültesi’ başlıklı şu gazete haberi fazla söze hacet bırakmıyor:
‘’Kütahya ve ilçelerindeki fakülte ve yüksek okullarında 39 bin öğrencisi bulunan Dumlupınar Üniversitesi bünyesinde ilk kez bu yıl tıp fakültesi açıldı. Resmi bir törenle eğitime başlayan fakülteye 26 öğrenci alındı ancak hiçbir öğretim görevlisi ataması yapılmadı.’’
Daha çok tıp fakültesi açmak, daha çok doktora sahip olmak elbette halkın kulağına hoş gelir ama bizim asıl meselemiz doktor sayısı değil. Elbette, kaç kişiye doktor düştüğü önemlidir, ama ondan daha önemlisi doktorun kalitesidir! İyi yetişmemiş olduktan sonra, ister 200 kişiye, isterse 100 kişiye bir doktor düşsün, neye yarar? Sağlık hizmetlerinden istenen verimin alınamamasının en önemli sebebi hekim azlığı değil, tıp eğitimindeki eksik ve yanlışlar ile hekim dağılımındaki dengesizliktir.
Aydın Tabip Odası tarafından hazırlanan 6 sayfalık raporda şu ifadeler de çok önemli:
‘’ Türkiye'de 1980'li yıllardan başlayarak her on yılda bir tıp fakültesi sayısı yaklaşık iki katı artırılmıştır. Tıp Fakültelerinin durumu ile ilgili olarak en önemli veri kaynağı olan 2008 Raporu en güncel veriyi içermektedir. Bu rapora göre, 2007 yılında 44 devlet üniversitesi ve 5 vakıf üniversitesi olmak üzere 49 tıp fakültesi öğrenci almaktadır. 2007 yılında yeni kurulacaklarla fakülte sayısının 66'a ve tıp fakültesi bulunan il sayısının da 51'e yükseleceği belirtilmektedir. Bu haliyle, sınırında tıp fakültesi olmayan il kalmayacaktır. Şu an itibariyle ülkemizde 72 tıp fakültesi bulunmaktadır. Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi de, 1992 yılında kurulmuş ve ancak, 1998 yılında öğrenci almaya başlayabilmiştir. Bu durum da, Tıp Fakülteleri açılırken tıp eğitiminin gereği olan akademik, idari ve alt yapı olanaklarının hazır olmadığının göstergesidir.’’
Prof. Dr. Figen Doyran da Medimagazin’ deki ‘Sağlık Politikaları ve Tıp Eğitimi’ başlıklı yazısında şu görüşlere yer vermiş:
‘’ OECD raporlarına göre son 15 yılda en hızlı hekim sayısı artışı yaşayan ülkemizde nüfus başına düşen tıp fakültesi sayısı çok yüksektir. İngiltere’de 2.54 milyon kişiye bir tıp fakültesi düşerken, Türkiye’de bu rakam 1.1 milyon kişiye bir tıp fakültesi şeklindedir. 2008 yılından itibaren öğrenci sayısı hızla artmış, bazı fakülteler yüzde 70 oranına ulaşan bu artışı karşılayacak altyapının olmaması nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşamış ve yaşamaya devam etmektedir. Çünkü sağlık politikasının belirlenmesi aşamasında tıp eğitimi bileşeni yeterince değerlendirilmemiştir. Yeterli altyapı ve öğretim üyesinin bulunmadığı ya da mevcut olanaklar içinde kalabalık tıp fakülteleri nedeniyle Türkiye’de hekim kalitesinin korunması olanaksız hale gelmiştir. Rasyonel iş gücü analizi hiçbir fakültede yapılmamış ya da değerlendirilmemiştir.’’
Gelelim neticeye
Ülkenin sağlık sorunları konusunda çoğu zaman sesi pek çıkmayan veya çıksa da duyulmayan tabip odalarına nispet Aydın Tabip Odası’ nı ve bu raporu hazırlayan meslektaşlarımı tebrik ediyorum.
Valinin sözlerinin doğrudan muhatabı olan Adnan Menderes Üniversitesinden de Tabip Odasınınki gibi kapsamlı bir rapor olmasa da en azından görüşlerini ifade etmelerini merakla ve mutlaka bekliyorum.
Bu yazı 3,096 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
19 Mart 2015
Karatay'ın askerleriyiz!
-
31 Ekim 2014
Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
-
10 Haziran 2014
Kimi kime şikayet edelim?
-
16 Mayıs 2014
Akademik sahtekarlık geleneğinin kime ne zararı var
-
21 Şubat 2014
Antibiyotikler meme kanseri riskini artırıyor
-
4 Aralık 2013
Damacana mı musluk suyu mu?
-
20 Kasım 2013
Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
-
13 Şubat 2013
Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
-
10 Ocak 2013
Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
-
1 Ekim 2012
Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
-
14 Eylül 2012
İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
-
9 Temmuz 2012
Bir sağlık haberi skandalı
-
17 Mayıs 2012
Coca-Cola'nın reklam yüzü olabilirim
-
8 Mayıs 2012
FDA şaşırma, sabrımızı taşırma
-
27 Nisan 2012
Sönmez gene döndü
-
5 Nisan 2012
Şampuanlar da bozuk çıktı
-
12 Mart 2012
Dokunan değil içen yanıyor!
-
12 Mart 2012
Meyve suyu değil boyalı su bunlar
-
8 Mart 2012
Amerikalılar çiğ sütü akladı
-
21 Şubat 2012
Hasta memnuniyeti neyi gösterir?
Yorumlar
+ Yorum Ekle