Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
28 Nisan 2010
Bu kanun bize de lazım
Obama tarafından imzalanan yeni Sağlık Reformu kanununda yer alan bir hüküm obezitenin ciddi şekilde mücadele edilmesi gereken bir sağlık sorunu olduğunu göstermesi bakımından oldukça önemli. Buna göre gelecek seneden itibaren tüm eyaletlerde restoranlar menülerinde bulunan yiyeceklerin yanına kalori miktarlarını da yazmakla yükümlü olacaklar.
Bu aslında Amerika için yeni bir şey değil; çünkü bazı eyaletler bunu iki yıldır uyguluyor. Bu eyaletlerde birçok restoran, salonlarındaki tabelalarda veya internet sitelerinde yiyeceklerin kalori miktarlarını bildiriyorlar. Bazıları bununla da yetinmeyip yiyeceklerinde ne kadar yağ, karbonhidrat, kolesterol, lif, sodyum ve diğer beslenme öğelerinin bulunduğunu da belirtiyorlar.
20’ den fazla şubesi olan ve sayıları 200 binin üzerinde olan zincir restoranları ilgilendiren kanunun amacı bu uygulamanın ülkenin tamamına yayılması, bir standart oluşturulması, insanların bilinçlendirilmesi ve böylece de daha fazla kişinin kalorisi daha düşük yiyecekleri tercih etmesinin sağlanması. Bu kanuna ilk başta karşı çıkan restoran endüstrisi şimdi yeni düzenlemeyi destekliyor.
Yiyeceklerdeki kalori miktarını bilmek çok önemli
Hazır yiyecek ve içeceklerin kalori değerlerini bilmekte gerçekten büyük yarar var. Çünkü bir fincan kahvenin kalori miktarı 20’ den 800’ e kadar, bir hamburgerinki ise 250’ den 1300’ e kadar çıkabiliyor. Düşük kalorili olduğu sanılan salataların kalorileri de bunlardan aşağı kalmayabiliyor.
Bu kanunun restoranların daha düşük kalorili yiyecekler hazırlamasını da teşvik etmesi umuluyor. Çünkü benzer bir kanunun 2008’ den beri uygulandığı New York’ ta bazı restoranlar kendiliklerinden en popüler menülerinin kalori miktarlarını düşürme yoluna gitmişler. Mesela McDonald’ s büyük boy patateslerde 70 kalorilik, Dunkin’ Donuts da ünlü tatlısında 130 kalorilik indirim yapmış.
Kâğıt üzerinde her şey iyi ve hoş olsa da pratikte öyle olmayabiliyor. New York’ da bir yıllık uygulamadan sonra yapılan bir ankette, öğleyin dışarıda yemek yiyenlerin yüzde 50’ sinin kalori miktarlarını dikkate aldıkları ama sadece yüzde 15’ inin bu yüzden fikirlerini değiştirdikleri ortaya çıkmış. Bu kişilerin diğerlerine göre ortalama olarak toplamda 750 kalori yani 100 kalori daha az aldıkları belirlenmiş.
Stanford Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada ise New York şehrindeki Starbucks müşterilerinin kalori tüketiminin bir sene içinde yüzde 6 oranında azaldığı ortaya çıkmış.
Gelelim neticeye
Başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere pek çok hastalık için başta gelen risk faktörlerinden biri olan obezite ile mücadelede doktorlar kadar yönetimlere de önemli görevler düşüyor. Amerika’ da restoranların menülerinde yer alan yiyeceklerin kalorilerini bildirmelerini zorunlu kılan hüküm de bu tür uygulamalardan biri. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığının bu ve benzeri yaklaşımları gündemine alması gerektiğini düşünüyorum.
Bu yazı 2,504 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
19 Mart 2015
Karatay'ın askerleriyiz!
-
31 Ekim 2014
Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
-
10 Haziran 2014
Kimi kime şikayet edelim?
-
16 Mayıs 2014
Akademik sahtekarlık geleneğinin kime ne zararı var
-
21 Şubat 2014
Antibiyotikler meme kanseri riskini artırıyor
-
4 Aralık 2013
Damacana mı musluk suyu mu?
-
20 Kasım 2013
Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
-
13 Şubat 2013
Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
-
10 Ocak 2013
Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
-
1 Ekim 2012
Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
-
14 Eylül 2012
İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
-
9 Temmuz 2012
Bir sağlık haberi skandalı
-
17 Mayıs 2012
Coca-Cola'nın reklam yüzü olabilirim
-
8 Mayıs 2012
FDA şaşırma, sabrımızı taşırma
-
27 Nisan 2012
Sönmez gene döndü
-
5 Nisan 2012
Şampuanlar da bozuk çıktı
-
12 Mart 2012
Dokunan değil içen yanıyor!
-
12 Mart 2012
Meyve suyu değil boyalı su bunlar
-
8 Mart 2012
Amerikalılar çiğ sütü akladı
-
21 Şubat 2012
Hasta memnuniyeti neyi gösterir?
Yorumlar
+ Yorum Ekle