En Sıcak Konular

Kaynaktan çeşmeye suyun hikâyesi

2 Nisan 2013 12:22 tsi
Kaynaktan çeşmeye suyun hikâyesi Atalarımız suya gereken değeri vermiş ve toplanması, ulaştırılması ve dağıtılması için sanat değeri taşıyan yapılar inşa etmişlerdir.

 Prof. Dr. Zafer Ayvaz
 
Su hayatımızın en önemli ihtiyaçlarından başında gelir. İçme, yıkanma, temizleme, çamaşır yıkama, gıda hazırlama, tarımsal üretim, sanayi üretimi, elektrik üretimi, ibadete hazırlanma gibi birçok önemli hayati faaliyetimiz için temiz suya ihtiyaç duyarız. Şimdilerde çeşmeden su içmeye çekindiğimiz için genellikle damacana içindeki kaynak sularını kullanıyoruz. Onların da sağlıklı olmadığı basında sıkça yer alıyor. Acaba eskiden insanlar suyu nasıl biriktiriyor ve evlerine sağlıklı biçimde ulaştırıyorlardı?
Çok eski devirlerinden beri temiz suyun temini, ulaştırılması, depolanması, dağıtımı ve çeşitli maksatlar için kullanımına yönelik olarak su yapıları ve suyla işleyen makineler geliştirilmiş ve kullanılmıştır. Suyla ilgili tarihi yapılar ve tesisler arasında; su bendleri (barajlar), su yolları, su boruları, su kanalları, su terazileri, su kemerleri, karizler,  maksemler(savaklar), sarnıçlar, havuzlar, maslaklar, çeşmeler, sebiller, hamamlar, su çark-ları, su değirmenleri ve su pompaları sayılabilir. 
 
Bunlardan bend adı verilen açık su depoları, kaynak ve yağmur sularını toplamak için iki dağ yamacı arasına yapılın büyük kâgir duvarlardır. İstanbul'da Osmanlı devrinde yapılmış Topuzlu Bend, Ayvat Bendi, Valide Bendi gibi barajlar hala ayaktadır. Su kemerleri,  üstü kapalı suyollarından akan suyun seviyesini sabit tutarak vadiler üzerinden geçiren ve aynı yükseklikte bir noktaya akıtan, köprü şeklinde ayaklı kemerler üzerine yapılan su yapısıdır. İstanbul`a Belgrad Ormanları`ndan su getiren, kullanılamaz durumdaki eski Roma suyolu Mimar Sinan tarafından ekler ve katma sularla yeniden yapılandırılarak Kırkçeşme Tesisleri adını almıştır. Osmanlı dönemi İstanbulu`nun en önemli su tesislerinden biri olan bu tesis için Kovukkemer, Paşa Kemeri, Uzunkemer, Mağlova Kemeri, Güzelce Kemer gibi kimi anıtsal ölçekte 33 tane sukemeri yapılmıştır. Bu yapılar eşsiz güzellikleriyle zamana adeta meydan okumaktadırlar. Su terazileri de, Osmanlı döneminde inşa edilen ve su basıncını ayarlamaya, suyu ölçerek dağıtmaya yarayan kule biçiminde yapılardır. Bunların yüksekliği 10 metreye kadar olabilmekteydi.
 
İstanbul`un mimarisinde önemli bir yeri olan bu terazilerinin 30`u halen ayaktadır. Bunlardan biri Beyazıt`taki Şehzadebaşı su terazidir. Su kanalları, suyun bir yerden başka bir yere taşınmasını sağlayan kanallar olup, sarnıçlar arasındaki bağlantıyı kurmakta, çeşmeler ve evlere su taşımaktaydılar. Sarnıçların fazla sularını aktarmalarını sağlayan kanallar da mevcuttur. Su kanalları taş, kurşun veya pişmiş toprak malzemeden yapılmaktaydı. Sarnıç,  yağmur suyu biriktirmeye yarayan yer altı su deposudur. Üzeri tümüyle kapalı sarnıçlar bulunduğu gibi, büyük bir havuz görünümünde açık sarnıçlar da yapılmıştır. Bu sarnıçlara su kent dışındaki kaynak ve göllerden su kemerleriyle getirilirdi. İstanbul`da günümüze kadar kalmış sarnıçların en büyük ve ünlüleri Binbirdirek  Sarnıcı ve Yerebatan Sarayı'dır. Havuzlar, gelen suları toplayıp tasfiye eden ve ana galeriye sevk eden, çapları 2 m ile 30 m arasında değişen, genellikle daire planlı, 2-20 m derinliğinde tek veya çift gözlü tesislerdir. Çift katlı örnekleri de vardır.  Dikdörtgen planlı üstü açık su depolarına hazne adı verilirdi. İstanbul'daki en önemli hazneler Aetiyus (bugünkü Vefa Stadı), Aspar (Yavuz Selim`deki Çukurbostan) ve Hegius Mokius (Altınmermer semtindeki) su depolarıdır.
 
Maslaklar, havuzlardan şehre giden ana galerilerin kollara ayrıldığı uygun noktalarda inşa edilen küçük hücrelerdir. İstanbul'un bu adla anılan semti ismini böyle bir yapıdan almaktadır. Bunlar lüleli taksim sandığı ile donatılmış olup, akan su miktarını tayin ve tesbite yararlardı. Kimi zaman taksim/maksemlerle karıştırılan mas-lakların özellikle şehir dışında olmalarıdır. Maskemler, şehre gelen suları şehir içindeki çeşme ve binalara dağıtmak için, su miktarını belirleyen lülelerden savak denilen tevzi / dağıtım teknelerine akıtan düzeneğe sahip, üstü kubbe veya tonoz ile örtülü bir binadan oluşan su hazneleridir. Yer üstünde ve yer altında olmak üzere iki tipte inşa edilmişlerdir. İstanbul'un meşhur Taksim Meydanı, adını 1732 yılında yapılan bu su yapısından almıştır. Karizler, dağ ya-maçlarından eteklerine doğru 20-50 metre aralıklarla kazılan kuyuların altlarından bir-birlerine bağlanması ve bu sayede yeraltındaki suyun yer üstüne sistemli bir çıkarılmasıdır. Bir karizin uzunluğu 10-15 km olabilir ve bu mesafede yüzlerce kuyu bulunabilir. Bu sistemle yeraltında biriken sular, yeraltından açılan kanallar aracılığıyla yavaş yavaş yeryüzüne çıkarılır. Su yeryüzüne çıktığı zaman orada bir havuz yapılır. Havuzda toplanan su daha sonra oradan tarlalara verilir. Türk dünyasında karizlere oldukça fazla rastlanmaktadır. Çeşmeler,  borularla gelen suyun bir oluk ya da musluktan aktığı, kimisi mey-danlarda, kimisi sokağın bir köşesinde, bazıları da evlerin altlarında, hayırseverlerin topluma temiz içme suyu sunmak için yaptırdıkları su yapılarıdır. İstanbul şehri, adeta bir çeşmeler sergisidir. İstanbul`da hüküm süren hemen her sultan, sadrazam, valide sultan ve diğer ileri gelenler Osmanlı kültüründe, sosyal yaşantısında ve mimarisinde önemli yer tutan birçok çeşme yaptırmışlardır. Bunların en fazla bilineni, bir sanat eseri hüviyetindeki III. Ahmet çeşmesidir. Sebiller, sokaktan geçenlere parasız su dağıtmak için hayrat olarak yaptırılan küçük yapılardır. Sebiller mimarileri ve bezemeleriyle dönemlerinin üsluplarını ve beğenisini yansıtırlar. Bir külliye içinde ya da bağımsız olarak tasarlanan bu yapıların cephe sebili, köşe sebili, pencere biçiminde türleri vardır.
 
Ayrıca bağımsız, anıtsal örnekleri de bulunur. Hamam, özel bir düzenle ısıtılan sıcak ve soğuk suyu bulunan, yıkanma amacıyla kullanılan yapılardır. 17. yüzyılda, sadece İstanbul`da 168 büyük çarşı hamamı vardı. Hamamlar, uzun müddet kalmamak şartıyla, sıcak su ve sabunla yapılacak vücut temizliği için iyi bir yıkanma ve temizlenme yeridir. Hamamda terleyen vücudun, bir bez veya süngerle ovularak yıkanması, vücutta kan dolaşımını kolaylaştırarak insana rahatlık verir. Su Çarkı,  akmakta ya da dökülmekte olan suyun doğrusal hareketini dönme hareketine dönüştürmekte kullanılan mekanik aygıta denir. Temel olarak bir tekerleğin çevresine yerleştirilmiş paletlerden oluşur. Hareket etmekte olan suyun paletlere uyguladığı kuvvetin çarkı döndürmesi ve bu dönme hareketinin çarkın merkezindeki mil aracılığıyla makinelere iletilmesi ilkesine dayalı olarak çalışır. İnsan ya da hayvan gücünün yerini alan ilk mekanik enerji kaynağı olan su çarkı ile suyun yükseğe çıkarılması, tahılların öğütülmesi sağlanıyordu. Su değirmenleri, su gücüyle tahılları öğütmeye yarayan araçlardır. Değirmenler akarsu kanarlarında kurulur ve özel bir kanalla alınan su değirmen taşlarını döndürmeye yarayan yatay veya dikey bir çarkı hareket ettirir.
 
1563 Yılı Maraş Tahrir Defterleri kayıtlarına göre Afşin ve Çevresinde 1200 adet su değirmeni bulunmaktaydı. Su pompası,  basınç farkı oluşturarak suyu düşük basınçtan yüksek basınca hareket ettirmeye yarayan aygıttır. Takiyüddin Raşid'in 16. Yüzyılda tasarladığı ve mekanik alanında Arapça kaleme aldığı "Otomatlar Üzerine Yüce Yöntemler"  adlı eserinde çizimini verdiği 6 silindirlik su pompasının maketi İstan-bul'daki İslam Teknoloji Müzesinde bulunmaktadır.  

Atalarımız suya gereken değeri vermiş ve toplanması, ulaştırılması ve dağıtılması için sanat değeri taşıyan yapılar inşa etmişlerdir. Bu güzel eserler hala şehirlerimizin süsü ve turistik değeri olarak ayaktadır. Günümüz insanının suya gereken önemi verdiğini söylemek çok zor. İçme suyunu plastik ambalajlarla temin etmeye muhtaç olmamıza rağmen, evlerimizde, işyerlerinde, sanayide ve tarımda su israfı diz boyu. Hiç olmazsa bir yudum temiz suya hasret Afrika insanını düşünsek de suyumuzu tasarruflu kullansak.

ekomagazin  



Bu haber 1,687 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,007 µs