Almanya'da GDO'yu yasakladı! | " /> Almanya'da GDO'yu yasakladı! | "/>

En Sıcak Konular

Almanya'da GDO'yu yasakladı!

27 Mayıs 2009 10:47 tsi
Almanya'da GDO'yu yasakladı! Fransa, Avusturya, Macaristan, Yunanistan, Lüksemburg ve Almanya’nın aralarında olduğu Avrupa ülkelerinde tarihi kararlar alındı.

Son olarak GDO’yu yasaklayan Almanya’nın gerekçeleri nelerdi? Çözüm GDO’da mı, yoksa organik tarım da mı? Dünya mevcut nüfusu besleyebilir mi?

İşte tüm soruların cevapları.

"Tarıma destek artarsa, açlık azalır"

BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO'nun verilerine gö­re, dünya genelinde yaklaşık bir milyar kişi açlık çe­kiyor. G8 tarım bakanları zirvesinde de açlıkla mü­cadelede belirlenen BM hedeflerinin tutturulamayacağı belirtildi.

İtalya'da gelişmiş sekiz sanayi ülkesinin (G8) tarım bakanlarını bir araya getiren zirvede BM'nin 2015 yılına kadar açlık çekenlerin sa­yısını yarıya indirme hedefinin ancak tarımın rolü­nün artırılmasıyla mümkün olabileceği kaydedildi.

Gelişmiş sekiz sanayi ülkesinin tarım bakanları İtal­ya'nın Treviso kentinde iki gün süreyle bir araya geldi ve "Küresel Sorunlar: Acil Gıda İhtiyacını Azalt­ma" adlı Dünya Tarım Raporu'nu ele aldı. Yıllardır tartışılan rapor, 2008'de kabul edilmişti. Farklı uz­manlık alanlarından 580 bilim adamının dört yıl bo­yunca dünya tarımını analiz ederek hazırladığı Dün­ya Tarım Raporu'na katkıda bulunan bir sivil toplum örgütünün temsilcisi olan Benedikt Haerlin, raporda dünyadaki gıda maddesi paylaşımının yanlış olduğu sonucuna varıldığı görüşünde.

Dünyada herkese yetecek kadar gıda maddesi var mı?

Haerlin, "Dünyada herkese yetecek kadar gıda maddesi var mı? Sorusu artık geride kaldı. Yeterince üretiyoruz. Gelecek ne­siller için gereğinden fazla gıda üretiliyor ve hala tü­ketilmeyen besin kaynakları var. Sorun; 'yeterli mik­tarda gıda üretebiliyor muyuz' değil, 'açlık çekilen yerde sofraya yeterli miktarda yemek geliyor mu?' sorusunda düğümleniyor." diyor.

Modern tarım küresel ısınmayı artırıyor Zirvenin sonuç bildirisinde yer alan en önemli ko­nuysa "Açlıkla mücadelede tarım rolü artırılmalı" ol­du. Ancak üretilen yeterli miktardaki gıdanın adil paylaşılmamasını dünyayı tehdit eden küresel ısınma da körüklüyor.

Afrika ve Asya'da küçük üreticiler, şimdiden iklim değişikliklerinden etkileniyor. Su sı­kıntısı, kuraklık, sel baskınları sonucu meydana ge­len toprak kaymaları ürüne zarar veriyor. Modern tarım ise küresel ısınmayı arttırıyor. Her yıl aynı ürünün ekilmesi ile ortaya çıkan tek yönlü tarım doğaya zarar veriyor. Ayrıca tarımlık arazi açmak için ormanların yok edilmesi de atmosferdeki kar­bondioksit miktarını artırıyor

Bir milyar insan açlık çekiyor

BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO'nun verilerine gö­re, dünya genelinde yaklaşık bir milyar kişi açlık çe­kiyor.

Gelişmiş sekiz sanayi ülkesiyle Rusya'nın ta­rım bakanının katıldığı zirvede, "gelecek için en önemli hedeflerden birinin gıda ve içme suyunun kalite ve miktarının garanti edilmesidir" denildi.

Tarım sektöründe değişiklik zorunlu

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP)'in Başkanı Achim Steiner'e göre, 2050 yılında dünya nüfusu 9 milyara ulaşacak ve bu yüzden tarımda kü­resel değişiklik zorunlu. Steiner, "Bu dokuz milyar insanın gıda ihtiyacını karşılamanın mümkün olduğu kanaatindeyim. Ancak, bugünün tarım yöntemlerini sürdürürsek, şüphesiz problemler yaşanacak. Çün­kü dünyanın pek çok ülkesinde şimdiden su sıkıntısı çekiliyor. Araziler giderek daha kötü bir kalitede iş­leniyor. Modern tarım alanlarında sıklıkla doğaya za­rar veriliyor. Modern tarımcılık, dokuz milyar insa­nın gıda ihtiyacını karşılayacak kaynakları yok ediyor. Bu da sürdürülebilir organik tarımın giderek önem kazandığı anlamına geliyor." diyor.

Bir yıl önce açıklanan Dünya Tarım Raporu'nda da doğaya zarar veren değil, doğayla uyumlu tarımcılı­ğın gerekliliği vurgulanıyordu. Raporda, ayrıca gıda maddelerinin adil dağıtılması ve daha iyi değerlendi­rilmesi gerektiği de belirtiliyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Başkanı Achim Steiner, iki önemli noktadan birinin de sağlıklı gıdalar üretilme­si olduğunu dile getiriyor.

Üretilen gıda maddelerinin yüzde 30 ila 40’ının ziyan ediliyor

Steiner'e göre ikinci önemli konu ise eldekinin iyi değerlendirilmesi. BM Çevre Programı'nin, birkaç hafta önce 'Çevresel Gı­da Krizi' adlı bir rapor yayınladığını belirten Steiner rapora göre üretilen gıda maddelerinin yüzde 30 ila 40’ının ziyan edildiğini söyledi

Genetiği değiştirilmiş mısıra yasak

ABD'nin biyo-teknoloji devlerinden Monsanto'nun ürettiği, genetiği değiştirilmiş mısır tohumu­nun Almanya'da üretimi yasaklandı. MON 810 türü tohumların doğaya verdiği zararlar hala tam olarak bilinmiyor.

Federal Almanya Tarım Bakanlığı son haftalarda yoğun baskı altındaydı. Kısa bir süre içer­sinde mısır ekimine başlayacak olan Alman çiftçiler, Tarım Bakanı Usa Aigner'in, genleri değiştirilmiş "MON 810" türü mısır tohumunun yasaklanıp ya­saklanmayacağı konusunda acilen karar vermesini is­tiyordu. Bakan Aigner'in üyesi olduğu Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi içersinde de, sadece hayvan ye­mi olarak öngörülen bitkinin ekilmeye devam edil­mesine izin verilmemesi isteniyordu.

Parti, Avrupa Parlamentosu seçimleriyle Almanya'daki genel se­çimler öncesinde, Bavyeralı tüketicilerle çiftçileri karşısına almak istemedi. Ancak beklenen açıklama­yı yapan Alman Bakan Aigner, kararının siyasi nitelik taşımadığını vurguladı: "Bu kararın, 'Yeşil gen tekni­ği' konusunda geleceğe dönük bir ilke kararı olmadı­ğının altını çizmek istiyorum. Bu, tek bir konuya iliş­kin, lehte ve aleyhteki tüm unsurlar titizlikle tartılarak, bilimsel zeminde alınmış bir karardır. Av­rupa'da izin verilen bu genetik değişikliğe uğramış tek organizmaya ilişkin yanıtsız kalan birçok soru daha güçlü bir güvenlik araştırmasının yapılmasının önemini açıkça ortaya koyuyor."

Tarım Bakanlığı, uğur böcekleri, su piresi ve kele­bekleri tehdit ettiği görüşünde. Karar öncesinde politikacılar "MON 810" türü mısır türünün polen­lerinin balda tespit edildiğini gündeme getirmişlerdi. Arıcılar ürünlerinde hayvan yemi içeriği ya da gıda ürünlerinde bulunmasına izin verilmeyen içerik bulunduğu takdirde üretimlerini sürdüremiyorlar. Fe­deral Tarım Bakanlığı uzmanlarından Christian Grugel'a göre ise bu argüman kararda belirleyici bir rol oynamadı: "Elimizde şu anda, arılarda, somut bir tehlike olduğunu ortaya koyacak türde etki olduğu­nu belgeleyen bir bilimsel araştırma yok. En azından benim arılarla bir bağ olduğunu ortaya koyan bir araştırmadan haberim yok. Ancak mevcut araştır­maların belirli sorulara yanıt vermediği bir durumla karşı karşıyayız."

Şirket yargı yoluna gidiyor

Genetiğiyle oynanmış mısır tohumlarının üretici­lerinden Monsanto, Federal Alman Hükümeti'nin bu kararına karşı dava açabilir. Hatta şirketin sözcü­sü bu yönde adım atmaya hazırlandıklarını bir haber ajansı aracılığıyla duyurdu bile.

Tarım Bakanı Aigner ise endişeli değil. Zira diğer Avrupa ülkeleri de bu mısır türünü yasakladı: "Avusturya, Macaristan, Yu­nanistan ve hatta Lüksemburg'a karşı dava açılmadı. Fransa'ya karşı 2008 yılında dava açıldı ve halen ka­rar çıkmış değil. Bizde süreç farklı bir zeminde iler­ledi. 2007 yılında önce koruma önlemi alındı. Horst Seehofer başkanlığında bir izleme süreci kararlaştı­rılmıştı. Şimdiki hukuki durum ise işte geldiğimiz noktadır."

Çevreciler karardan memnun

Siyasetten farklı tepkiler yükselirken çevre ve do­ğal hayatı koruma örgütleri kararı memnuniyetle karşıladı. Alman Çiftçiler Birliği'nden Adalbert Kienle da genetiği değiştirilmiş mısırın yasaklanmasını memnuniyetle karşıladıklarını duyurdu: "Alman­ya'da bu karardan etkilenen çiftçi sayısı çok az. Bu mısırın ekilmesi için yapılan başvurularda toplam 3 bin 600 hektarlık bir alan öngörülmüştü. Bu Almanya'daki ekilebilir alanların sadece yüzde 0,02'sini oluşturuyor. Ancak yine de etkilenen çiftçiler var."

Le Monde Diplomatique Türkiye Mayıs 2009/ Çeviri: Değer Akal  

dwelle.de



Bu haber 1,993 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,213 µs