‘Bu şampiyonluğa çok üzüldüm!’ | " /> ‘Bu şampiyonluğa çok üzüldüm!’ | "/>

En Sıcak Konular

‘Bu şampiyonluğa çok üzüldüm!’

12 Temmuz 2011 18:25 tsi
‘Bu şampiyonluğa çok üzüldüm!’ Dalga Dalga Geliyorlar kitabının yazarı Prof. Dr. Süleyman Dağdağ, "Erişkinler buna uymasalar da çocuklara, gelişme çağındakilere, hamilelere, anne ve baba adaylarına seslenmek istiyorum" dedi. Ve çok özel mesajlar verdi...

26 Haziran 2011 tarihinde Hürriyet gazetesinde yayınlan “Cep’ten konuşmada Avrupa lideriyiz iletişime ‘baz söktük’ darbesi vuruluyor” başlıklı haber çok ilgimizi çekti. Bu habere göre Türkiye, cep telefonu ile konuşma süresi bakımından Avrupa şampiyonu olmuş. Haber bir başarı gibi verilmiş ama aslında bu şampiyonluk, hem cebimizi hem de canımızı yakan cinsten... Ayrıca haberde ilgi çeken bir diğer konu da “ev tipi baz istasyonu projesi”. Bu da müjde gibi verilmiş ama?

Öncelikle Hürriyet gazetesinde yayınlanan bu  haberi, ardından da Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Daşdağ ile yaptığımız, konuyla ilgili özel röportajımızı yayınlıyoruz. 

“Cep’ten konuşmada Avrupa lideriyiz iletişime ‘baz söktük’ darbesi vuruluyor”
CEP telefonuyla konuşma süresi bakımından Türkiye 2011’in ilk çeyreğinde Avrupa lideri oldu. Kişi başı 260 dakikalık konuşma süresi olduğunu açıklayan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, “Baz istasyonu kapatırsak mobil haberleşme durur. Bazı yerel yönetimler baz istasyonlarının söküm törenleri yapıyorlar, bilişimin kurban edilme törenleri bunlar” dedi.

Avrupa’dan daha iyiyiz
Türkiye’deki kapsama alanının pek çok Avrupa ülkesinden iyi olduğunu belirten Tayfun Acarer, şunları anlattı: “AB’nin başkenti olan Brüksel’e gittiğimde dahi cep telefonu çekmiyor. Telefonumu az kalsın kırıyordum. Arıyorum düşmüyor, tam konuşuyorum kesiliyor, sinyal sesi gelmiyor. İddia ediyorum, bizim sistemimiz Avrupa’nın pek çok ülkesinden daha iyi. Nüfusu 500 olan yerleri dahi kapsıyoruz.”

170 milyar adet kısa mesaj attık
TÜRKİYE’de cep telefonu pazarının hızla büyüdüğünü dile getiren  BTK Başkanı Tayfun Acarer, sektörle ilgili şu bilgileri verdi:

Türkiye şu anda Avrupa’da en çok konuşan ülke.
Geçen seneki değer bir ayda 128 dakikaydı.
Şu anda 2011’in ilk üç aylık verilerine göre, Avrupa’nın en çok konuşan ülkesiyiz.
Kişi başı 260 dakikalık konuşma ile Avrupa’nın ilk sırasına yükseldik.
Fransa ve İrlanda 248 dakika civarındaydı.
SMS’de de 170 milyarı bulduk.

Ev tipi baz istasyonu projesi geliştiriyoruz
MİNİ baz istasyonlarının Türkiye’de kurulması için çalışma yaptıklarını vurgulayan BTK Kurul Üyesi Galip Zerey, şunları dile getirdi: “Daha az manyetik dalga yayan mini baz istasyonları var. Biz de bunları kullanmaya başlayacağız. Evlerde olacak. 3G teknolojisi açık alandaki gibi kapalı alanda rahatlıkla çekmiyor. Bunun için böyle bir yapıyı araştırıyoruz. Ayrıca evdeki sinyal etkileri daha azaltır. Aynen internet modemi görünümünde. Daha az manyetik dalga yayacak.”
Çilem Kaya/ Hürriyet- 26 Haziran 2011

 ***

Dalga Dalga Geliyorlar kitabının yazarı Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Daşdağ'a, cep telefonu ile konuşma konusunda Avrupa şampiyonu olmamızın bize ne kazandıracağını ve ev tipi baz istasyonlarının doğurabileceği riskleri sorduk. 

Yukarıda yayınladığımız haberde Türkiye’nin, 2011 yılının ilk çeyreğinde cep telefonuyla konuşma süresi bakımından Avrupa lideri olduğu belirtiliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

"Bahsettiğiniz haberde “CEP telefonuyla konuşma süresi bakımından Türkiye 2011’in ilk çeyreğinde Avrupa lideri oldu” ifadesi aslında insanda bir başarı algılaması oluşturuyor. Oysa başarı olarak sunulan bu liderlik, ciddi sağlık risklerini bünyesinde taşıyan ülkemiz için dikkat edilmesi gereken son derece vahim bir durumdur! Dünya Sağlık Örgütü, Mayıs 2011’de cep telefonlarını 2B sınıfına aldı. Bu da cep telefonlarının kanserojen olabilir sınıfına alındığının bir göstergesidir. Yani bir riskten söz edilebilir. Bunu Dünya Sağlık Örgütü de kabul etmiş durumdadır. Ülkemizde ise bazı otoriteler bu olayı bırakın önemsemeyi, kahve ve turşu da aynı grupta yer alıyor deyip, olayın hafife alınmasını sağlamaya çalışmaktadırlar. Oysa olay o kadar hafife alınacak cinsten değildir.

Çünkü turşu veya kahve, herkesin, her gün, her yemekte yediği veya içtiği gıdalar değildir. Ülkemizdeki cep telefonu kullanıcıları ise, cep telefonlarının sağlık üzerine zararlı etkilerini hiç dikkate almadan saatlerce konuşabilmektedirler. Hürriyet gazetesinde yayınlanan haber de bunun bir kanıtıdır. Şimdi her gün saatlerce cep telefonları ile konuşan kişi ile turşu yiyen kişiyi siz bir karşılaştırın bakalım?

Cep telefonları teknolojisinin son derece yararlı bir teknoloji olduğunu söyleyen bir araştırmacı olarak, ülkemizin bu konudaki liderliğine çok üzüldüğümü belirtmek istiyorum. Çünkü kanser veya diğer hastalıklar kablosuz iletişim kaynaklarıyla etkileşmenin hemen ardından ortaya çıkmaz. Bu uzun yıllar alan bir süreçtir. Umarım on beş yirmi yıl sonra haklı çıkan benim gibi düşünenler olmaz. Ancak bu teknoloji çılgınca kullanılmaya devam etmektedir. En üzüldüğüm nokta ise çocukların veya gelişme çağında olanların kablosuz iletişim teknolojilerine aşırı bağımlılıklarıdır. En azından bu grupta yer alanlar için önlemler geliştirmek zorunludur. Aksi takdirde geleceğimiz olan çocuklarımızı ateşe atmış oluyoruz. Bu yüzden özellikle bu grupta yer alanların ciddi bir şekilde eğitilmesi gerekir. Ben cep telefonlarıyla en az konuşan ülke olduğumuzda, yaşadığım toplumla gurur duyarım.

Bir başka dikkat çekmek istediğim nokta, toplumun cep telefonları ile konuşmayı sınırlandırma konusunda hassasiyet göstermeyip, baz istasyonlarını suçlu ilan etmeleridir. Cep telefonu kullanılacaksa, baz istasyonlarının kurulumu kaçınılmazdır. Ancak bunların çevrede oluşturdukları elektrik alan değerlerinin tekrar gözden geçirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Yani baz istasyonlarının çevrede oluşturdukları elektrik alan mümkün olduğunca düşürülmelidir."

Ev tipi baz istasyonun bu teknolojik rahatlığı ile birlikte ne gibi sağlık riskleri olabilir?

"Hürriyet gazetesindeki değindiğiniz haberde BTK’dan bir yetkili “3G teknolojisi açık alandaki gibi kapalı alanda rahatlıkla çekmediği için evlere mini baz istasyonları kuracağız” şeklinde bir ifade kullanmaktadır. Bu femtocell teknolojisi olarak adlandırılan bir sistemdir. Ancak henüz sağlık üzerine etkileri bilinmeyen bir konudur. Her eve mini bir baz istasyonu kurulduktan sonra sonuçlarının ne olup, olmadığını yıllar sonra hep birlikte göreceğiz. Ama ben bu teknolojiyi kullanacak olanların da dikkatli olmasını, yani temkinli olmalarını öneririm. Bunun için isteyenin evinde kurulması gereken mini baz istasyonlarının, kullanım sürelerinin olabildiğince düşük tutulması, evde yaşayanlar için bir önlem olabilir. Gelecek neyi gösterir şimdiden kestirmek gerçekten mümkün değil. Bugün itibariyle Science Citation İndexte (SCI) femtocelllerle ilgili 127 adet yayın bulunmaktadır. Bunların hiçbiri sağlık riskleri ile ilgili değildir. Çünkü konu yenidir ve bu konudaki araştırmalar gelecekte yapılacaktır."

Normal baz istasyonu ile arasında ne gibi farklar var?

"Öncelikle biri evin dışında, diğeri içindedir. Yapılan araştırmalar mevcut baz istasyonlarına 300-500m uzakta bulunanlarda belirgin bir sağlık etkisine rastlanmadığını belirtmektedirler. Ancak burada 3G teknolojisinin evlerin içinde veya kapalı alanlarda istenen verimi sağlamadıklarına bir vurgu var. Yani 3G teknolojisini evinde veya işyerinde kullanmak isteyen bunu evine veya iş yerine kuracak. Aslında bu kablosuz iletişimde bir çılgınlık yaşanmaktadır. Kablosuz internet hizmeti sunan belediyelerin veya ilgili kuruluşların sayısı her gün hızla artmaktadır. Bu da ortamdaki elektromanyetik alan düzeyinin yükselmesi anlamına gelmektedir ve şimdilik kimse olayın ciddiyetinin farkında değildir. Bu konu hâlâ ülkemizde “lüks” gibi algılanmaktadır. Dalga Dalga Geliyorlar kitabımda da belirttiğim gibi radyasyonlardan korunmada üç temel kural vardır. Bunlardan ikisi süre ve mesafedir. Bu iki parametre her kablosuz teknoloji kullanan için dikkate alınması gereken önemli bir korunma önlemidir."



Geçtiğimiz günlerde de Amerikalı Prof. Dr. Devra Davis, Türkiye’ye geldi ve sizin Dalga Dalga Geliyorlar kitabında yazdıklarınızı destekleyen Cepteki Tehlike kitabının tanıtımına katıldı. Davis, yaptığı açıklamada “Cep telefonu ilaç olsa şimdiye kadar yasaklanırdı” ifadesini kullandı.
Bu noktada cep telefonu bu kadar risk taşırken, 3G’li telefonların daha yaygın kullanımı için ev tipi baz istasyonu ne kadar gerekli? Yani bir kar zarar hesabı yapsak, nasıl bir tablo ortaya çıkar?

"Ben olsam evime böyle bir sistem kurmam! Örneğin hâlâ evimde kablosuz internet kullanmamaktayım. Bana göre iletişimde kablolu iletişim imkânı varken, onu kullanmak en akıllıca olanıdır. Bu yüzden son zamanlarda hızlı bir eğilim gösteren kablolu veya sabit telefon aboneliğinin iptal edilmesini doğru bulmuyorum. Bana göre en sağlıklı iletişim kablolu iletişimdir. Erişkinler buna uymasalar da çocuklara, gelişme çağındakilere, hamilelere anne ve baba adaylarına seslenmek istiyorum; 'En sağlıklı iletişim, kablolu iletişimdir'. Çünkü bu saydığım grupta yer alanlar, geleceğimizi inşa etmektedirler. Sağlıklı bir gelecek için, olabildiğince kablolu iletişimi tercih edelim."

www.iyilikguzellik.com özel Nihal Doğan


 



Bu haber 2,296 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,689 µs