Hayatı ıskalamayın | " /> Hayatı ıskalamayın | "/>

En Sıcak Konular

Hayatı ıskalamayın

10 Kasım 2010 10:15 tsi
Hayatı ıskalamayın "İkinci hayatta, yani gölge çizgisinden sonrasında değişen daha pek çok şey var ama olan biteni hemen kabullenmemek, işleri asla oluruna bırakmamak lazım. Hangi yaşta olursak olalım iyi hayatı inşa etmeye devam etmeliyiz."

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun yazısı:

Hayat bizim ondan yaptığımız şeydir... Bu cümleyi okuduğum günden beri ‘iyi hayat' konusu gündemimden hiç düşmedi. Eğer orta yaş virajını geçtiyseniz o cümlenin önemi daha da artıyor. (İyi Hayat/Alex Rovira)
Orta yaş çizgisine ben kendi adıma ‘gölge çizgisi' diyorum. Hayatın bundan sonraki bölümü ilk kısmının gölgesi gibi seyir ediyor. Yani ilk bölümde ne ekmişseniz ikinci hayatta onu biçiyorsunuz. Ama daima ‘Yapacak bir şeyler var' diye düşünmek lazım. Yoksa adına ister yaşlanma, isterseniz yaş alma deyin süreç gerçekten keyifsiz bir hale geliveriyor.
Yaş almanın nasıl bir şey olduğunu iki-üç yıldır ben de net bir şekilde hissediyorum. Mesela bedenim eskisinden daha ağır. Ruhumun dinginlik arayışları iyice yoğunlaştı. Canım daha çok tatil çekiyor. Uykularım eskisinden daha hafif ve kısa. Zamanı daha iyi değerlendirme telaşı içindeyim.

PEKİ NE YAPMALI

İkinci hayatta, yani gölge çizgisinden sonrasında değişen daha pek çok şey var ama olan biteni hemen kabullenmemek işleri asla oluruna bırakmamak lazım. Hangi yaşta olursak olalım iyi hayatı inşa etmeye devam etmeliyiz.
Benim de böyle bir gayret içinde olduğumdan emin olabilirsiniz! Mesela hayatı ıskalama yanlışını asla yapmamaya çalışıyorum. Hayata olumlu bakmaya, yargılayan yanımı küçültüp, öven yanımı büyütmeye, ruhumu daha çok besleyip inanç dünyamı genişletmeye, aileme, dostlarıma ve tabii ki kendime daha fazla zaman ayırmaya çalışıyorum.
İyi hayat konusunu yeniden yazmamın sebebi geçen hafta sonu yaptığım o kısa ve güzel tatil... O hafta sonu Yalova'da dostlarla birlikte olmanın fıkra dinleyip gırgır yapmanın, paylaşmanın, şakalaşmanın, ortak sofralarda keyif çatmanın sıcaklığını bir kez daha yaşadım. Size bugün o tatilden bahsedeceğim.

BİR DETOKS TATİLİ

Geçen haftasonunu dostlarımla birlikte Yalova'nın Termal beldesinde güzel bir butik otelde geçirdim. Bölge olağanüstü doğasıyla tam bir cennet. Allah her yere kaşıkla verdiğini, buraya adeta kepçeyle vermiş! En önemli özelliklerinden biri, sahip olduğu sıcak ve şifalı su. Bu suyun özellikle romatizmal hastalıklar konusunda bilimsel olarak da onaylanmış haklı bir şöhreti var.
Yalova'daki termal su özellikle kas ve eklem romatizması sorunu olanlara tavsiye ediliyor. Ayrıca içilebilen bir su ve eğer bilinçli bir şekilde faydalanılırsa detoks için de bire bir!
Yalova Termal bölgesi olağanüstü büyük kapasitesi ve mükemmel doğası nedeniyle bana göre en şanslı termal alanlardan biri olabilir gibi görünüyor. Bölgenin üzerinde azıcık çalışılsa burada müthiş bir uluslararası termal vaha yaratılabilir. Burası Almanya'daki Baden Baden'den, Çekoslavakya'daki Karlovi Vori'den çok daha mükemmel bir termal merkez olabilir. Bunun için olaya, kaplıca oteli yaklaşımını bir kenara bırakarak iki sihirli kelimeyi, sağlık ve turizmi aynı anda düşünmek lazım.

Atatürk'ün tatil yaptığı yer

Yalova'da konakladığımız Limak Butik Termal Otel geleneksel termal turizmiyle modern otelcilik anlayışının mükemmel bir karışımı. Tesis 1905'te hizmete girmiş, 1930'lu yıllarda Atatürk'ün emriyle elden geçirilmiş. Uzun süre Atatürk ve uluslararası misafirlerinin istirahat yeri olarak kullanılmış. Tesisi iki yıl kadar önce Limak grubu devir almış ve adeta yeniden yaratmış. Bu konuda dünyada ne kadar otel varsa hemen hepsiyle boy ölçüşebilecek kalitede bir butik termal otel çıkmış ortaya. Konukseverlik mükemmel. Çünkü size gerçekten ev sahipliği yapan son derece profesyonel ve bilgili çalışanlar var. SPA harika. Şifalı sudan odalarınızda bile faydalanmanız mümkün. Kısacası aklına termal tatil gelenler, beden ve ruhunu şımartmak isteyenler, hele hele yolu Yalova'ya düşenler bu oteli mutlaka görmeli hiç olmazsa bir kahve içimi uğramalı.

Termal sağlık ne demek

Kaplıca tatilleri bizim sağlık kültürümüzün ayrılmaz bir parçası. Bu güzel alışkanlığımız bulunduğumuz coğrafyanın şifalı sulardan zengin olmasıyla ilgili. Halkımız kaplıca ve hamama gitmekten hoşlanıyor. Bugün de pek çok insanımız özellikle sağlık sorunlarını çözmek amacıyla kaplıcalarda şifa arıyor. Kimi Kütahya, Oylat, Afyon; kimi Kızılcahamam, Çermik, Yalova kaplıcalarında derdine derman bulma peşinde. Başlangıçta geleneksel tıbbın bir parçası olarak mütevazı pansiyonlarda ya da iki-üç yıldızlı otellerde yürütülen kaplıca turizmi son yıllarda kendini yeniledi. Modern bir ‘termal sağlık/termal turizm' anlayışı başladı. Bu konuda verdiği önemli hizmetler nedeniyle kişisel olarak tanışmadığım Sayın Prof. Dr. Zeki Karagülle'nin hizmetlerini unutmamak gerek. Kaplıca veya termal turizmde hızlı bir gelişme içindeyiz. Afyon'da (mesela Oruçoğlu Tesisleri) Balçova'da (Kaya Termal Otel) ve Yalova'da (Limak Butik Termal Otel) mükemmel beş yıldızlı tesisler var.

Sihirli sözcük: Wellness

Yeniçağın sihirli sözcüklerinden biri olan Wellness (kendini iyi hissetme hali) artık termal uygulamalar ve SPA sözcükleriyle birlikte hatırlanıyor. Doğal sıcaklığı 20 dereceyi geçen mineralden zengin şifalı suların bulunduğu yerler termal tesisler şeklinde bünyesine modern SPA teknolojilerini de katarak hizmet veriyor. Buralarda ayurvedik uygulamalardan refleksoloji masajlarına kadar çok farklı geleneksel tedavi tekniklerinden, relaksasyon (gevşeme) yardımlarından faydalanmak mümkün.

Herkes faydalanmalı

Termal sözcüğü Latince kökenli. Bizde kaplıca veya ılıca sözcüğü tercih ediliyor. İkisinin de anlamı aşağı yukarı aynı. Prof. Dr. Zeki Karagülle kaplıca sözcüğünün ‘kapalı ılıca'dan türetildiğini belirtiyor. Son yıllarda dünyanın her yerinde popüler hale gelen Wellness sözcüğünün olduğu her yerde kaplıca ve SPA sözcüklerine de rastlamamak mümkün değil. Yani sağlıklı yaşam ve tatil birlikte düşünüldüğünde çoğumuzun aklına önce termal tesisler geliyor. Bize gelince... Bizde kaplıca sözcüğü daha ziyade romatizmal hastalığı olan yaşlıların, hatta ileri yaşlıların kulağına hoş gelen bir sözcük. Oysa termal tesislerden her yaşta faydalanmak mümkün. Zeki Hoca'nın deyimiyle, termal tatili yalnızca bedensel sağlık için değil, ruhsal gevşeme, güzelleşme, sosyalleşme için de yapmanız mümkün. Yani sağlıklı ve güzel bir hayatınız olsun istiyorsanız yaşamınızın bir köşesine termal tesislerden faydalanmayı ruhsal ve bedensel sağlığınız açısından düşünmelisiniz.

Hürriyet



Bu haber 1,238 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,359 µs