Tüylenme Akdeniz ırkında fazla | " /> Tüylenme Akdeniz ırkında fazla | "/>

En Sıcak Konular

Tüylenme Akdeniz ırkında fazla

18 Ekim 2010 10:08 tsi
Tüylenme Akdeniz ırkında fazla Kadınların tüylenme problemiyle doktora başvurduğunu belirten Prof. Ayvaz, şu bilgileri verdi:

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Selma Akalın, hayvanlar üzerindeki deneylerin teflonda bulunan bazı maddelerin troid hastalıkları ile ilişkili olabileceğini gösterdiğini söyledi.

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği tarafından düzenlenen 32'nci Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi Belek'te devam ediyor. Kongreyle ilgili düzenlenen basın toplantısına Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sema Akalın, Prof. Dr. İlhan Satman, Prof. Dr. Faruk Alagöl, Prof. Dr. Sevim Güllü, Prof. Dr. Göksun Ayvaz, Prof. Dr. Tümay Sözen katıldı.

 ''SU İÇSEM YARIYOR DİYEN'' HASTA HAKLI MI?

Dernek Başkanı Selma Akalın, son yıllarda çevre kirliliğinin insan sağlığı ve hormonal denge üzerindeki etkilerini değerlendirdiklerini belirterek, çeşitli gıdaların saklandığı kapların metabolik etkileri üzerine çalışma yaptıklarını ifade etti. Kullanılan çeşitli kimyasalların metabolizmayı ve endokrin organlarının fonksiyonlarını bozduğunu kaydeden Prof. Dr. Akalın, şu bilgileri verdi:

''Gıda kaplarındaki bisphenol A maddesi batılı ülkelerde yasaklanma aşamasındadır. 'Su içsem yarıyor' diyen hastalarımız acaba haklı mıdır? Yine sıvı sabunlar ve bazı el sabunları dahil çeşitli maddelerde bulunan triclosan sulara karıştığı zaman 40 yıl kalıcı olabilmektedir. Teflonda bulunan bazı maddelerin troid hastalıkları ile ilişkili olabileceği hayvan deneyleri ile gösterilmektedir.''

Akalın, son yıllarda halkın çeşitli destek maddelerini gelişi güzel kullandığını, bilimsel gerçeklikten uzak ''York Testi'' gibi alternatif tanı yöntemlerinin sıkça kullanıldığını belirterek, ''Bilimsellikten uzak, ilaç değeri olmayan, maddelerin kullanılması, ekonomik yükün yanı sıra toksik etkileri nedeniyle hasta sağlığı açısında da zararlı. Karaciğer yetmezliği nedeniyle kaybedilen vakalarla karşılaşıyoruz'' dedi.

Akalın, dozunun ve içeriğinin belirtilmediği, yan etkileri belli olmayan maddeleri gelişigüzel kullanmanın sağlık açısından zararlı olduğunu belirtti.

ZEKİ NESİL İÇİN İÇİN İYOT

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevim Güllü de, 'Türkiye'de tiroid kanseri sıklığının arttığı yönünde bir ''şehir efsanesinin'' dolaştığını belirterek, buna ilişkin herhangi bilimsel veri olmadığını vurguladı. Güllü, ''Hastaların paniğe sürüklenip, küçük modüller yüzünden ameliyathaneye gittiği görüyoruz. 3-5 milimetrelik modüller için ameliyat olan hastalar var'' diye konuştu.

Güllü, Türkiye'de 1999 yılından itibaren tuzun iyotlanmaya başladığını belirterek,iyotun önemini vurguladı.

Güllü, ''Hashimoto tirodi sonucu bir iyot yasaklama kampanyası ortaya çıktı. Neredeyse deniz kenarında yaşamayı yasaklayacaklar. İyot yasaklaması sadece çok özel durumlarda olabilir. İyot eksikliği zeka gelişimiyle birebir ilişkilidir. Bebeklikten itibaren az iyot alımı 5-7 birim daha düşük IQ'ya neden oluyor. Daha sağlıklı ve zeki bir nesil için iyotlu tuz gerekli'' diye konuştu.

 OSTEOPOROZ ERKEKTE DE GÖRÜLÜYOR

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Osteoporoz ve diğer Metabolik Kemik Hastalıkları Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Tümay Sözen de kadınlarda menopozla birlikte östrojen hormonunun azalması sonucu kemik kaybının arttığını belirterek, osteoporozun kadın hastalığı olmadığını kaydetti. Tümay Sözen, ''Osteoporoz, yaş ilerledikçe hem kadını hem erkeği etkileyen hastalıktır'' dedi.

Tümay, güçlü kemikler için kalsiyumun önemini vurgularken, bunun için süt ve süt ürünlerinin çocukluktan başlayarak ilerleyen yaşlarda da sık tüketilmesini önerdi. Sözen, fast food tarzı yiyecek ve içeceklerden kemikte kalsiyum depolanmasına engel olduğu için uzak durulması gerektiğini kaydetti. Sözen, son yıllarda dünyada kemiklerde kalsiyumun emilimini sağlayan Vitamin D yetmezliğinin ortaya çıktığını belirterek, ''Vitamin D hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Vitamin D güneş ışıklarıyla deride üretilebiliyor. Bırakın güneş ışığı cildinize temas etsin'' diye konuştu.

 MENÜLERE KALORİ MİKTARI

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı öğretim üyesi, kongre sekreteri Prof. Dr. İlhan Satman, diyabetin son yıllardaki beslenme biçimi ve hareketsiz yaşam tarzı nedeniyle arttığını belirtti. Satman, ''Araştırmalarda kendisini hareketsiz olarak belirtenlerin yüzde 20'si, kendisini hareketli olarak tanımlayanların ise yüzde 10'u diyabet hastası. Bu nedenle çocuklara küçük yaşlardan itibaren hareket yapmanın önemini anlatmamız gerekiyor'' dedi.

Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevelansı çalışmasını Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile değerlendirdiklerini anlatan Satman, ''Araştırma sonuçları Sağlık Bakanı Akdağ tarafından büyük bir dikkatle incelendi. Akdağ ile neler yapılabilmesi gerektiğini enine boyuna tartıştık. Bakanlık bu araştırmaya sahip çıktı ve neler yapılabilmesi konusunda bizim fikirlerimizi aldı'' değerlendirmesinde bulundu. 

Bakanlığın metabolik hastalıkların önlenmesi konusunda irade bildirdiğini söyleşen Satman, ''Bakan Akdağ ile bazı önlemler de konuştuk. Mesela restoranlarda menüdeki yemek tarifelerinin yanına kalori miktarını yazmak, okulların kantinlerinin düzene girmesi, okullarda hamburger gibi fast food gibi yiyeceklere yönelik yaptırımlar gündeme geldi'' dedi.

TÜYLENME AKDENİZ IRKINDA FAZLA

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Göksun Ayvaz ise, erkeklerde yumurtalık fonksiyon problemlerinin daha çok ergenlik çağında ortaya çıktığını, ancak ailelerin çocuklarını doktora götürmemesi nedeniyle teşhis ve tedavi edilemediğini belirtti. Ayvaz şöyle devam etti:

''Erkek çocuğunun erkeklik gelişiminin çok da iyi olmadığını etrafa göstermeme gayesiyle saklanan bir olgu bu. Erkeklik, testis problemlerinin tanısı daha çok askerlik sırasında yapılan muayenelerde konuluyor. Askeri hastanelerde yumurtalık fonksiyonu problemi hastası popülasyonu fazladır. 13-14 yaşlarda ergenlik belirtilerinin olmadığının fark edildiği zaman erkek ve kız çocuklarının mutlaka doktora götürülmesi gerekiyor.''

Kadınların tüylenme problemiyle doktora başvurduğunu belirten Ayvaz, şu bilgileri verdi:

''Tüylenme ırka göre değişir. Akdeniz ırkında tüylülük daha fazladır ama kuzey Avrupa ülkelerinde daha azdır. Belli bir seviyeye geçtikten sonra hastalık anlamına da gelebiliyor. Mutlaka altında yatan bir neden var mıdır yok mudur diye araştırılması gerekiyor. Altta yatan nedenler daha çok endokrinolojik problemler oluyor. Bizde tüylenme fazlalığı olan genç kızlar ya cildiyeye ya da kadın doğuma gider. Kadın doğumun ilgilendiği yumurtalar bu işin sadece bir kısmını oluşturuyor.''

bugün



Bu haber 1,644 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,121 µs