İnsülin direnci | " /> İnsülin direnci | "/>

En Sıcak Konular

Çağın vebası: İnsülin direnci

26 Ağustos 2010 09:00 tsi
Çağın vebası: İnsülin direnci İnsülin nedir, nasıl önlenir? Osman Müftüoğlu anlatıyor...

Porf. Dr. Osman Müftüoğlu/ Hürriyet

Her dört kişiden biri bu sorunu yaşıyor; önce gizli şeker, sonra şeker hastası yapıyor. Hipoglisemi ataklarının sorumlusu da o. Kolay kilo aldırıp zor kilo verdiriyor, tansiyonu yükseltiyor, kalp damar hastası yapabiliyor, uykuyu bozuyor, belleği zorluyor, terletiyor, sinirli, öfkeli yapıyor. Çocuk obezitesi ile de ilişkili ve bazı kanserlerle bağlantısı var.

Peki, sebebi ne, nasıl önlenir?

KİLOLU ve şişman kişilerin sayısında müthiş bir artış var. Rakam büyüdükçe kalp, şeker, tansiyon, gut hastalarının ve kansere yakalananların sayısı da artıyor. ‘Erkek tipi göbek bağlayan' genç kız ve hanımların çoğaldığını, kilo sorununun 10-15 yaş grubunda bile patlama yaptığını da gözlemlemiş olmalısınız. Ulusal kardiyoloji dernekleri, hipertansiyon birlikleri, obezite vakıfları, kanser organizasyonları yaşam tarzımız, bilhassa beslenmemizle ilişkili olan bu artıştan endişe duyuyor. Televizyonlar, gazeteler aracılığıyla sizi bilgilendirmeye, kampanyalar, seminer ve söyleşiler düzenleyip uyarmaya çalışıyorlar.

Her yaşın ortak belası

Kilo, hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp damar hastalıkları ve kanserlerdeki bu korkutucu artışın başka nedenleri de var ama önemli nedenlerinden biri yaşam tarzı yanlışlarımızla ilişkili bir sorun: İNSÜLİN DİRENCİ. Sorun (ya da sendrom) bir taraftan okul çağı çocuklarını ve gençlerimizi tehdit ederken diğer yandan orta ve ileri yaşlılarda ciddi sağlık sorunlarına, ölümle sonuçlanabilen problemlere yol açıyor. Bu hafta insülin direnci konusunu detaylı bir şekilde incelemeye çalışacağız. Umarız yararlanırsınız. 

Direncin sebebi ne

Yemeğinizi yedikten kısa bir süre sonra gıdalar bağırsaklarda parçalanarak şeker parçalarına dönüştürülür, emilip kana ulaşır. Kandaki şekerin kas, karaciğer, beyin ve yağ dokusunda kullanılması lazımdır. Bu dokuların şekerden enerji olarak faydalanabilmeleri için insülin hormonuna ihtiyaç var. Pankreastan salgılanan bu hormon kan şekerinin dengelenmesi ile hücre ve dokuların şekeri kullanmasında anahtar rol oynar. Karaciğerin glikoz (şeker) yapımını azaltır, kas ve yağ dokusu tarafından kandan çekilen şeker miktarını arttırır.

Ne kadar insülin o kadar yağ

Yağ dokusundan yağ asitlerinin çözülmesini azalttığı için kan şekeri ayarını etkiler. İnsülinin karaciğerde kan şekerinin glikojen olarak depolanmasını arttırdığı da biliniyor. Kısacası insülin şeker metabolizmasında anahtar bir rol oynuyor. Kanda insülin fazlalaştıkça yağlanma ve kilo alma kolaylaşıyor. İnsülin hormonunu kanda hızla yükselten şeker, beyaz ekmek beyaz pirinç pilavı beyaz undan yapılan diğer gıdalar (kurabiyeler börekler poğaçalar açmalar) gereğinden fazla yendiğinde pankreastan aşırı miktarda insülin salgılanıyor.

İnsülin artınca...

Kanda miktarı çok artan insülin hormonu kan şekerini çok hızla ve çok fazla düşürerek açlık hissine yol açıyor. Bu nedenle “şeker-un” yükü fazla gıdaları bol ve hızla tüketenler kısa bir süre sonra yeniden acıkıyor. Kanda yüksek olan insülin yükselmeye devam edecek olursa bir süre sonra sistem de arızalanıyor. Hücre duvarındaki insülin reseptörleri insüline karşı direnç göstermeye insüline yanıt vermemeye başlıyor, kan damarlarında dolaşan insülinle hücre arasında tam bir blok durumu oluşuyor, aşılamaz bir duvar meydana geliyor.

Kartopu gibi büyüyen dert

İnsülin direnci olarak tanımladığımız bu duvar, kandaki şekerin kas ve yağ hücresine girmesini önlüyor. Sonuçta kanda insülin biriktikçe duvar da kalınlaşıyor. Bu fonksiyonel duvarı aşmak için pankreas daha fazla insülin salgılamak zorunda kalınca birbirini besleyip kartopu gibi büyüyen, sonra da bir çığ haline gelip metabolizmanın canına okuyan yanlış bir sistem  çalışmaya başlıyor. Zamanla  pankreas bezi yoruluyor insülin cevapsızlığı insülin yetersizliğine dönüşüyor. İşte o zaman çok ciddi, endişe verici bir süreç başlıyor.

BENİM ÖNERİM

Bu belirtiler sizde de varsa

*  EĞER kolay kilo alıyor zor veriyorum, gittikçe genişleyen belime ve göbeğime çare bulamıyorum, verdiğim kiloları kısa bir süre sonra yeniden ve fazlasıyla geri alıyorum diyorsanız,
*  Sık acıkan, tatlı krizleri yaşamaya başlayan, yemeğin üzerinden bir saat geçmeden yiyecek arayan, yemeklerden sonra yorgun, halsiz düşüp hımbıllaşan/ağırlaşan, uyuklayan biri haline geldiyseniz,
*  Yemeklerden 1-2 saat sonra can sıkıcı boyutlara varan hipoglisemi atakları ve bağlı sinirlilik, öfke, çarpıntı, bitkinlik, açlıktan şikayet ediyorsanız,
*  Tatlı, unlu, nişastalı yiyecekler ve şekerli içeceklere ilginiz arttıysa,
* Makarnasız, pilavsız, ekmeksiz, böreksiz, poğaçasız, kurabiyesiz, çikolatasız, dondurmasız yapamıyorum diyorsanız,
*  Uyku sorunlarınız var, sık sık uyku bölünmeleri, uyku apnesi atakları, gece yeme sorunları kapınızı çalmaya başladıysa,
*  Sağlık kontrolünüzde tansiyonunuzda yükselme, iyi kolesterolünüzde azalma, trigliseridinizde çoğalma, karaciğerinizde büyüme, şekerinizde yükselme, ürik asidinizde fazlalaşma gibi eğilimler saptandıysa bu diziyi daha dikkatli okumanızı tavsiye ederim.

Sebep olduğu hastalıklar

İNSÜLİN direnci olanlarda şu hastalıklara yakalanma ihtimali artıyor.
*  Şeker hastalığı/Erişkin tipi diyabet
*  Obezite/şişmanlık
*  Hipertansiyon
*  Koroner kalp hastalığı/inme ve felçler
*  Karaciğer yağlanması/yağlanmaya bağlı iltihaplanma
*  Gut hastalığı
*  Bazı kanserler (meme, prostat)
* İnsülin direncine yakalananlarda reaktif hipoglisemi ataklarının, gizli şekerin, bellek bozukluklarının, Alzheimer hastalığı gelişme ihtimalinin, depresyon ve panik atakların, uyku apnesi ve horlamaların, kan pıhtılaşmasında bozulmaların daha sık görüldüğünü kanıtlayan bulgular var.

Belirtileri neler

İNSÜLİN direnci sendromu teşhisinde kullanılan objektif parametreler de var. Aşağıdaki bulgulardan üçünün aynı kişide bulunması tanı konmak için yeterli:
*  Kanda şeker ve insülin fazlalığı önemli bir teşhis kriteridir
*  Bel çevresinin genişlemesi (erkeklerde 100, kadınlarda 88 cm.'nin üzerine çıkması)
*  Kan basıncının yükselmesi: 130/85 mmHg ve üzeri
*  Karaciğer yağlanması
*  HDL kolesterol düşüklüğü (40 mg/dl.nin altındaki değerler)
*  Trigliseridin yüksekliği (200 mg.ın üstündeki değerler)
*  Ürik asit yüksekliği.

İnsülin direnci nasıl çözülür?
Genetik mirasında “insülin direnci” yazanlar, kolay şişmanlar. İşin kötüsü, bu şanssız insanların kiloları arttıkça insülin direnci daha da derinleşir.

Bu da daha fazla kilo almak anlamına gelir. Yani tam bir kısırdöngü söz konusudur. Allah bu insanlara kolaylık ve sabır versin!

Prof.Dr. Osman MÜFTÜOĞLU İnsülin direnci problemini çözmenin en etkili yolu, kilo vermektir. Bizim tecrübelerimize göre yüzde 5’lik bir kilo kaybı bile direnci kırmaya yetiyor, yüzde 10’un üzerindeki kilo kayıpları sorunu neredeyse çözüyor. Kilo vermek kan şekerini kontrolünü dengeliyor, kan basıncını düşürüyor, trigliseridi normal değerlere getiriyor. Bir süre sonra iyi kolesterol HDL’de yükselmeye de yol açıyor.

Kısacası insülin direnci genetik mirasta yazılı kalıcı bir “kodlanma hatası”, “genetik bir eğilim” durumudur. Bu nedenle “asla tamamen yok edilemez, sorun kökünden çözülemez” ama pek çok genetik sorun gibi o da yönetilebilen, kontrol altına alınabilen bir problemdir.

NE YAPMALI?

“İnsülin direncinin nasıl kontrol altında tutulacağı” sorusunun yanıtına gelince... Bu, bilgili bir hasta ile uzman bir sağlık ekibinin birlikte çalışarak başarabileceği bir iştir. ınsülin direncini normale getirmek, sadece ilaç yutmak veya yalnızca diyet yapmakla mümkün olmaz. Bu iki önlem birlikte uygulansa bile arzu edilen sonuç her zaman alınamaz. Çünkü bu iş, egzersiz olmadan asla başarılamaz...

Sorunun çözümü, kilo vermekten geçiyor. Mevcut kilonun yüzde 10’unun kaybı, yukarıda da belirttiğimiz gibi orta ve uzun vadede mükemmel yararlar sağlıyor ama ne var ki insülin direncini yönetmeyi öğrenmeden kilo vermek oldukça zor, hatta imkânsız!

Bir miktar kilo verilse de bir süre sonra fazlasıyla geri alınıyor. Bunun için mutlaka “medikal bir kilo programı” şart. Çoğu hastada “diyet+egzersiz+ilaç” üçlüsü olmadan başarılı olmak mümkün değil.


Egzersiz Uzmanı Özcan KIZILTAŞ

Egzersiz: Power walking

“İnsülin direncinin azaltılmasında en etkili egzersiz hangisi” sorusunun yanıtını vermek pek kolay değil.

Gözlemlerimiz, yürüyüşün en önemli “direnç kırıcı egzersiz” olduğu yönündedir. Biz özellikle “power walking” diye tanımlanan ve orta yaşlı biri için dakikada 100-120 adım atmayı temel koşul kabul eden tempolu ve sıkı yürüyüşlerin etkili olduğunu düşünüyoruz.

Adım sayısı zaman içinde dakikada 140-150’ye kadar çıkarılabilir. Yürüyüş süresince elde yarım-bir kiloluk ağırlık taşınması, vücudun üst bölümündeki adaleleri de kullanıma sokacağından egzersiz etkinliğini artırır.

Egzersiz çalışmalarını düzenli olarak haftada üç kez yapmak ve mümkün olduğu kadar kalp hızını dakikada 100’ün üzerine çıkarmak (mümkünse 120’ye yaklaştırmak), etkili bir sonuç almayı kolaylaştırır.

Yürüyüş dışında yüzme, bisiklet çevirme, merdiven inip çıkma da etkili egzersizlerdir. Önemli olan nokta da egzersiz programına başlamadan önce mutlaka bir doktor kontrolünden geçmektir.

İnsülin direnci çözülünce...

* Hipoglisemi sorunu ortadan kalkıyor. Tatlı krizleri, açlık nöbetleri, uyuklamalar, sinirlenmeler, öfkeler, anlamsız, aşırı ve ani tepkiler, uyku bölünmeleri, çarpıntı ve terlemeler tarihe karışıyor!
* Kilo vermek kolaylaşıyor. Verilen kilolar yeniden geriye alınmıyor. Kilo yönetimi sorun olmaktan çıkıyor.
* Kan şekeri yükselmeleri sona eriyor. şeker hastası olmanın önüne geçilebiliyor.
* Kan yağları dengeleniyor. Trigliserid normale dönüyor. ıyi kolesterol HDL yükseliyor. Total kolesterol düşüyor.
* Kan basıncının dengelenmesi kolaylaşıyor.
* Karaciğer yağlanması ortadan kalkıyor.



Bu haber 3,815 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,735 µs