En Sıcak Konular

Buğdayda küresel-yerel oyunlar...

23 Ağustos 2010 10:09 tsi
Buğdayda küresel-yerel oyunlar... Buğday anavatanında karaborsaya düşüyor!

Buğday üretimi üzerinde yapılan spekülasyon, yoksul ülkelerin temel besin maddesini borsada alım-satımı yapılan bir metaya dönüştürüyor. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın tarafından yapılan açıklama ve ortaya konan rakamlar, gıda üzerinden oynanan oyunları ortaya çıkarır nitelikte.

Dünyada buğday üretiminde ve stok miktarında son sekiz yılın en iyi üçüncü yılı yaşanmasına karşın, borsalarda petrol krizinden bu yana görülen en hızlı fiyat tırmanışı kaydediliyor. Rusya’da yaşanan kuraklık ve orman yangınları sonrasında yıl sonuna kadar getirilen buğday ihracat yasağını bahane eden “küresel oyuncular”, azgelişmiş dünyanın yoksul insanlarının en temel besini olan buğday fiyatı üzerinde spekülasyon yapmakta tereddüt etmediler. Bu durum, buğday ekim alanı ve üretim miktarı azalan Türkiye’nin bir taraftan ithalat faturasını yükseltecek, diğer taraftan üreticinin elinden çıktıktan sonra iç piyasada da buğday fiyatlarının speküle edilebileceği bir ortam doğacaktır. 


Dünya Buğday Sektör Verileri                   (milyon ton)

  2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010*
Üretim 556 628 621 598 609 686 677 645
Ticaret 102 110 110 111 110 136 124 120
Tüketim 594 616 625 610 613 639 648 655
Stok 128 138 136 124 121 168 197 187

 *IGC Revize Temmuz 2010 tahminleri


Uluslararası Hububat Konseyi’nin 2010 yılı tahmin olmak üzere yukarıda gösterilen verileri, dünya buğday fiyatlarında bir ayda % 47’lik bir artışı açıklayabilecek bir durumun olmadığını göstermektedir. AB-27 (138 m ton), Çin (114 m ton) ve Hindistan (81 m ton)’dan sonra ABD ile birlikte 60 milyon tonlar düzeyinde buğday üreten Rusya’da ekili tahıl alanlarının % 25’inin yanmış olması, dünya tahıl piyasasını arz eksikliği konumuna çekmekten çok uzaktır. Ancak 2009 yılı Türkiye buğday ithalatının % 58’inin Rusya’dan yapılmış olması, Türkiye’yi tedarik ve ithalat faturası anlamında olumsuz etkileyecektir.

Türkiye, ekili alanlarının yaklaşık % 70’i tahılla kaplı bir ülke olarak, dünya buğday üretiminde ilk onun içindedir. Ancak kalabalık ve dinamik nüfus yapısı yanında buğday üretiminin yapısal sorunlarına yönelik hiçbir ilerlemenin kaydedilememesi, Türkiye’yi buğdayda net ithalatçı bir konuma sürüklemektedir.


Uluslararası Hububat Konseyi ve TÜİK’in Türkiye Buğday Üretim Verileri    (milyon ton)

  2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 TOPLAM
TÜİK 19 19,5 19 21 21,5 20 17,2 17,8 20,6 19 195
IGC 19 16,8 16,8 18,5 18 17,5 15,5 17 18 18 175


Yukarıdaki tablo değerlerinden görüleceği üzere, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı verilerinden derlenen Türkiye (TÜİK) istatistikleri ile tüm dünya için tahıl istatistikleri yayımlayan Uluslararası Hububat Konseyi (ICG)’nin üretim rakamları arasında, on yıllık bir dönem için yaklaşık 20 milyon ton’luk bir fark bulunmaktadır. Amerikan Tarım Bakanlığı (USDA) istatistiklerinin de ICG verilerini teyit etmesi, Türkiye’de buğday üretiminin, veri derleme çalışmalarındaki yetersizlik ve çarpıtmaların bir sonucu olarak abartıldığı görüşünü öne çıkarmaktadır.

TÜİK ve ICG istatistikleri arasında kabul edilebilir hata payı üzerinde olan bu farklılığın sorgulanmasında, ekim alanı ve verim değerleri önemli rol oynar.


Türkiye’de Buğday Ekim Alanlarındaki Değişim               (milyon hektar)  

Yıllar 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009
Alan 9,4 9,3 9,3 9,1 9,3 9,2 8,4 8 8 8,1


Buğday ekim alanlarında 10 yılda 1,2 milyon hektar (12 milyon dönüm) azalışın kaydedildiği, buna karşılık gerek çeşit geliştirme ve sertifikalı tohumluk kullanımı, gerekse sulama yatırımlarında kayda değer bir gelişmenin olmadığı değerlendirildiğinde, Türkiye’nin buğday üretiminin gerilemesinin yanlış ya da kasıtlı istatistiklerle gizlendiği gerçeği ortaya çıkmaktadır.

Türkiye’nin 2000 – 2009 döneminde nüfusunun 67,4 milyondan 72,5 milyona yükseldiği, dolayısıyla kişi başına 200 kg buğday talebi üzerinden 1 milyon ton ilave buğday talebinin oluştuğu düşünüldüğünde, üretim açığının giderek yükselen ithalat ila kapatılmaya çalışıldığı açıktır.


Türkiye’nin Buğday İthalat verileri                                      (milyon ton ve milyon USD)

  2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 TOPLAM
Miktar 0,9 0,3 1 1,2 1 0,1 0,2 2,1 3,7 3,4 14,3
Değer 126 50 148 277 222 25 53 570 1,48 901 3,855


Yukarıdaki tabloda görüleceği üzere, Türkiye son on yılda 14,3 milyon ton buğday ithalatı yapmış ve karşılığında 3,9 milyar dolar ithalat parası ödemiştir. Türkiye’nin en güvendiği buğday ürünündeki bu ithalat faturası ürkütücüdür.

Kimi çevreler, yükselen buğday ithalatını Türkiye’nin un ihracatı ile açıklama gayreti içine girmektedirler. Aşağıdaki tabloda verildiği üzere, Türkiye 2000 – 2009 döneminde 10,2 milyon ton buğday unu ihraç etmiştir. % 70’lik randıman değeri üzerinden, un ihracatı, 7 milyon ton’luk buğday satışını açıklayabilmektedir. Kaldı ki, aynı dönemde un ihracatından kazanılan paranın (2,1 milyar dolar) buğday ithalatı için ödenen paranın (3,8 milyar dolar) ancak yarısını oluşturuyor olması, Dâhilde İşleme Rejimi ile buğday ithal edip un ihraç etme uygulamasının Türkiye için katma değer üretmediğini ortaya koymaktadır. Bu durum, sözü edilen ticaret uygulamasının titizlikle ve etkinlikle denetlenmesi gereğini de göstermektedir.  


Türkiye’nin Buğday Unu İhracatı verileri       (milyon ton ve milyon USD)

  2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 TOPLAM
Miktar 0,3 0,2 0,2 0,6 0,8 2 1,3 1,2 1,8 1,8 10,2
Değer 64 31 42 111 197 426 273 424 618 620 2,184


2009/2010 yılında kaydedilen iklimsel koşullar, aşırı yağış ve yüksek nemden kaynaklanan özellikle Pas, Septorya, Kök ve Kökboğazı Çürüklüğü gibi hastalıklar ve süne zararlısı, bunların yanında don – dolu – sel doğal afetleri, Türkiye genelinde buğday verimi ve üretimini % 20 düzeyinde azaltmıştır. Üreticinin pas nedeniyle zamanında uyarılmaması ve gerekli mücadelenin yapıl(a)maması nedeniyle ortaya çıkan ekonomik zararın 200 milyon TL düzeyinde olduğu hesap edilmektedir. En az 2 milyon ton buğday ithaline gidilmesi beklenirken, yükselen fiyatlar da Türkiye’nin ithalat faturasını yüzde 50 oranında artıracaktır.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 4 Temmuz 2010’da yaptığı basın toplantısında, buğdayda yaşanan hastalık ve olası kayıplarla ilgili olarak Bakanlığı uyarmış ve hasat sonrası meydana gelebilecek fiyat artışları ve spekülatif hareketlere karşı önlem almaya çağırmıştı. Rusya olayıyla birlikte geldiğimiz noktada konu yaşamsal bir önem kazanmıştır. Bakanlığın, “Kriz Türkiye’yi etkilemez” yönünde açıklamalar yapmak yerine, ülkemiz, tarım sektörü, üreticilerimiz ve tüketicilerimizin zarar görmemesi için acil olarak harekete geçmesi gerekmektedir.

Bu çerçevede, kısa vadede Toprak Mahsulleri Ofisi’nin spekülatif hareketleri önleyip piyasayı regüle edebilecek düzeyde stok oluşturması büyük önem taşımaktadır. 62 kuruş buğday maliyeti varken buğdaya 55 kr/kg fiyat açıklayan ve 47 – 48 kr aralığında alım yapan, alım bedellerini peşin ödemeyen TMO, üreticiyi aracıya mahkûm etmektedir. Üretici buğdayı aracının elinde toplandıktan sonra başlayacak spekülasyon, TMO’nun 1.2 m tonu devreden olmak üzere toplam 2.2 milyon tonluk stoku ile önlenemez.

Orta vadede ise sorun çok daha fazla boyut kazanmaktadır. 2030 yılında 95 milyon nüfusa sahip olacağı öngörülen Türkiye’nin buğdayda başa baş noktası 23 milyon tonun üzerine çıkmaktadır. Bu çerçevede tarım alanlarının amaç dışı kullanılmasından ve rant uğruna betonlaştırılmasından vazgeçilmesi, buğday üretiminde verimliliğin artırılması, sulama ve ar – ge yatırımlarına hız verilmesi büyük önem taşımaktadır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Doç. Dr. Gökhan GÜNAYDIN

Başkan



Bu haber 2,056 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,977 µs