En Sıcak Konular

Tabiat depremi nasıl haber veriyor?

17 Mart 2010 14:35 tsi
Tabiat depremi nasıl haber veriyor? Tavuklar sığnaklarına girmeyi reddediyor, çünkü iyonlar kapalı mekanlarda birikiyor, balıklar bile asabi oluyorlar, zira pozitif yüklü atomlar su altında rahatsız edici bir elektrik akımı oluşturuyor. İşte depremden önce hayvanların tepkileri...


1974 senesinin ilkbaharında Çin'in Liaoning bölgesi sakinleri hayvanlarında garib bir durum sezdiler. Yılanlar kış uykusuna yattıkları deliklerinden don tutmuş toprak üstüne çıkarak sürünmeye, fareler yuvalarından panikle sağa sola kaçmaya başlamışlardı. Tavuklar, atlar vs. diğer evcil hayvanlar sahiplerini hayrete düşürürcesine asabi asabi sıçrıyorlardı.

 Bu olaylar bir kaç hafta artarak devam etmiş ve Hiacheug şehrini vuran hafif yer sarsıntılarında ise zirvesine ulaşmıştı. Şehirdeki sivil savunma görevlileri nüfusu yarım milyon olan şehir sakinlerini tahliye etmeye o zaman hazır idiler.

Dolayısıyla şehri yerle bir eden depremden birkaç saat önce şehir tamamen boşaltılmıştı.

Şehri kurtaran hayvanlar insanlığı hayvanatı kullanmak suretiyle depremi önceden hissetmede yeni merhaleye sokmuştur. Bu konuda Amerika'da bir jeoloji kuruluşu Kaliforniya'da tabiî afetler hakkında haber almada hayvanları gözetleyecek gönüllülere finansal kaynak sağlamaktadır.

Meşhur Alman fizik bilgini Helmut Tributsh'in bu konudaki şüphecileri ikna eden olayın sırrını açıklayan ve 1982'lerde ABD'de yayınlanan "When Te SnakesAwake": Yılanlar Uyanınca adlı kitabı bu konuda güçlü ve mukni bir delil teşkil ediyor.

Helmut Tributsh olayın bir sır olmadığını söyleyerek, hayvanların bu önsezisinin depremden önce yayılan iyon'lara ya da yerden yüklü atomlara tepki göstermesinden başka birşey değildir diyor. Helmut bu olayı keşfetmeye, bin kişinin ölümüne yüzbin kişinin evsiz kalmasına yol açan 1976 Alp depreminde başladı. Yerle bir olan bu köylerden bir tanesi Helmut'un çocukluğunun geçtiği köydü.

Güney Amerika'da yaptığı araştırmalardan döndüğünde depremin meydana getirdiği şiddetli yıkım onu hayrete düşürmemiştir.

Onu hayrete düşüren arkadaşlarının ve akrabalarının deprem hakkında anlattıkları hikayelerdi: Felaketin meydana gelmesinden birkaç saat önce köpekler ulumaya başlamış, inekler yerlerinden kurtulmak için iplerini koparmışlardı.

Helmut Tributsh köy köy dolaşarak benzer hikayeleri topladı. Avrupa'nın büyük arşivlerini taradı ve mazisi bin seneye dayanan belgelerde eskiden hayvanların benzer hikayelerini buldu.

Mesela M.Ö. 4. asırda farelerin, yılanların, gelinciklerin, Eski Yunan'da yere batmasından önce Hils şehrinden kaçtıkları söyleniyor. Ortaçağda da benzer rivayetler mevcuttur.

Alman filozof Immanuel Kant büyük Lişbona depreminden önce kuşların sürüler halinde kenti terkettiğini, farelerin deliklerinden kaçtıklarını yazmıştır. Avrupa ve Amerika'da yüzlerce hikâye olmakla beraber konu uzak maziden 20. yüzyılın sonlarına doğru istihfaf ve tecahül meselesi olmaya devam edegelmiştir.

Lakin Çin'deki durum zengin şifahî tarihe sahip Avrupa toplumlarındaki benzerleri gibi değildir. Burada devlet kırsal kesimi Maotsi Tong kültürel devriminin öngördüğü vechile konuyla alakalı doğru ve güvenilir hikâyeleri derlemeye sevkediyor.

60'lı yıllarda Çin sismografik bilgileri toplamak için profesyonel bilginler nezaretinde "Milli Deprem Tahmin Dairesi" kurmuştur. Bu kuruluşun bünyesinde binden fazla gönüllü vatandaş hayvanatın depremle ilgili bilinen vakalarını arşivlemektedirler.

Hayvanlar vücut hareketiyle tehlikeli işaretler verip bu hareketler peyder pey artarsa, kuruluş deprem alarmı veriyor ve insanları tahliye etmeye başlıyor. Burada şunu da kaydedelim:

Program birçok yalan alarmlarla dolu. Lakin aynı zamanda üç büyük depremde çalışmaya başlayalı beri yüzbin insanın hayatını kurtardığı da bir gerçek.

Bu olayı ilmî olarak izah etmek isteyen Helmut Tributsh, ister denizde ister karada isterse havada yaşasın, bütün hayvan nevilerinin ızdırap verecek bir tek sinyalini araştırmaya başladı.

Gerçekleştirdiği uzun deneyler neticesinde bu tek sinyalin pozitif iyon'lar olduğunu keşfetti. Bunu şöyle izah ediyor:

Bir şelalenin yanında durduğunuz zaman pek çok iyon'a maruz kalırsınız. Bu durum pozitif iyonlar saçarak sizi mutlu ve sevinçli kılar.
Sıkıntılı ve zor durumlarda da pozitif iyonlar gönderilerek işlemin tersi meydana gelir. Büyük basınç altındaki kayalar da yer sarsıntısı öncesi şiddetli tazyik esnasında pozitif iyonlar saçarlar.

Rahatsız eden bu iyonlar salınır salınmaz yılanlar deliğinden çıkıyor, köpekler deli deli sıçrıyor ve uluyor, kuşlar semada öbek öbek dolaşıyor, zira iyonlar semaya da sirayet ediyor.

Tavuklar sığnaklarına girmeyi reddediyor, çünkü iyonlar kapalı mekanlarda birikiyor, balıklar bile asabi oluyorlar, zira pozitif yüklü atomlar su altında rahatsız edici bir elektrik akımı oluşturuyor. Bunlar Tribusth'nin söyledikleri.

Öyleyse insanlar bunlardan niçin etkilenmiyor? Tributsh, sebebin gelişmedeki pratikliğin bir neticesi olduğuna inanıyor.

Diyor ki; fizyokimyanın işaretleriyle hissetmek ve gözetlemekle ilgili belirli bir enerjiyi kaybettik. İnsanlarımızdan cüz'i bir kısmı depremi vukuunun eşiğinde hissediyorlar.

Helmut Tribusth'nin nazariyesi başlangıçta küçümsenerek kabul edildi. Çünkü öldürücü depremler nadiren meydana geliyor ve nazariyesini deney konusu yapmak neredeyse mümkün gözükmüyordu. Lakin jeologlar Arizona Üniversitesi'nin laboratuvarlarında, Alman bilginin söylediklerinin tıpkısını gerçekleştirdiler: Taş basınç altında gerçekten pozitif iyon saçıyordu. Bu ve Çin'deki fıtrî rasathane hayvanatın yer sarsıntısını önceden hissetmesinin bazen tamamen doğru çıktığını gösteriyor.

Helmut Tributsh'ın fikri bir başka tuhaf olayın anlaşılmasına yardım etti. Depremi takip eden acaip kızıllık ve deprem öncesi sisin varlığı pozitif iyonların varlığını izah ediyor.

İyon salgılanmasından kaynaklanan elektrikten dolayı havada parlaklılık meydana geliyor, sis ise iyon havada daima mevcut bulunan milyonlarca hava cisimcikleriyle ilişkiye geçtiğinde ortaya çıkıyor.

Neticede bir grub Amerika'lı bilgin H. Tributsh'ın nazariyesini kabul etti. Lakin çoğu hâlâ hayvanatın tahminini şüpheyle bakarak daha çok sismografik raporlara itimat ediyorlar.

Bu durumda şunu düşünmek gerekiyor : Yaratılış olarak en mükemmel şekilde yaratılan insanın bile tahmininde aciz kaldığı bu konularda, böyle şuursuz mahluklara böyle şuurlu işleri yaptıran kim ? Bu soruya hiç şüphesi verilecek tek cevap vardır. O ' da "Allah" olacaktır.

hanimlar.com



Bu haber 1,897 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,312 µs