radyasyon bombası! | " /> radyasyon bombası! | "/>

En Sıcak Konular

Cebinizdeki radyasyon bombası!

4 Ocak 2010 13:22 tsi
Cebinizdeki radyasyon bombası! "Elektromanyetik alanlar standartların üzerine çıktığında, insanların biyoritmini etkiliyor ve sağlığını olumsuz etkiliyor. Yeni model cep telefonlarında da, radyasyon beyni bombardıman etmeye devam ediyor." Prof. Dr. Selim Şeker anlatıyor...

   
İklimdeki değişiklikler, içinde bulunduğumuz yaz aylarında yaşadığımız dayanılmaz sıcaklık ve beraberindeki susuzluk, dikkatimizi “küresel ısınma” ve “çevre” konularına çekiyor. Yanı sıra, beslenmemizin getirdiği zararlardan bahsediliyor ama onun kadar, sektörümüzün hizmet ve servislerinin taşıdığı tehlikelerden de korkuluyor. Bu konuda pek çok yorumlar yapılıyor. Biz de bir bilene soralım dedik.

Bu konuda adı öne çıkan uzmanlardan birisi Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Selim Şeker. Kendisine kafamıza takılan soruları sorduk. Bakın neler söyledi;

Cep telefonunun insan sağlığına etkileri konusundaki son bulgular nelerdir?

-Bulunduğumuz her hangi bir ortamda, iyi bir tv alıcısı olsa alınan radyo sinyallerini gösterebilir. Yani demek istediğim, dünyada çok sayıda radyo, tv gibi elektromenyetik sinyal “serbest” halde bulunuyor.

Elektromanyetik alanlar standartların üzerine çıktığında, insanların biyoritmini etkiliyor ve sağlığını olumsuz etkiliyor. Yeni model cep telefonlarında da, radyasyon beyni bombardıman etmeye devam ediyor. Onun için arama yapılırken karşı tarafın telefonu çalana kadar cep telefonunun, başınızdan uzakta tutulmasında fayda var.

Çocuklarda ise durum daha da vahim. Çünkü çocukların kafatasları, yetişkinlere göre çok daha ince olduğu için onlar daha korumasız ve bu ışınların etkilerini daha yüksek miktarlarda absorbe ediyorlar. Tavsiyem, çocukların 17-18 yaşına kadar cep telefonlarından olabildiğince uzak tutulmaları.

Ben, cep telefonunu kullanmaya başlayalı yaklaşık 15 sene oldu. Şimdi ben kanser riski mi taşıyorum?

-Bu sizin cep telefonunuzu ne sıklıkta, nasıl kullandığınızla da ilgili. Şimdi kanser olabilmek için 15 seneden fazla bir süre geçmesi gerekiyor. Az kullanırsanız çok fazla bir etkisi olmayabilir. Eğer telefonunuzu mütemadiyen kullanırsanız vücudunuza bu ışınlardan arınması için bir imkan sunmamış olursunuz. İşte risk de burada başlıyor. Cep telefonunu mümkün olduğunca kullanmamak çok daha iyi bir seçenek.

Tıp otoritelerinden ve Türkiye'nin sayılı beyin cerrahlarından Dr. Haluk Deda, "Önceki yıllarda cep telefonu kullanımının beyin tümörü oluşmasına etkisi şüpheyle karşılanırken son dönemdeki bilimsel verilerde ise cep telefonlarının beyin tümörü oluşturma riskinden bahsedilmeye başlandı. Mümkün olduğunca cep telefonuyla uzun süreli konuşmalara yapmaktan kaçınmalıyız." diyor. Biz söyleyince inanmıyorlar ama ikimiz de aynı şeyi söylüyoruz.

Cep telefonu firmaları okulların yanına baz istasyonu kurmadıklarını söylüyorlar ama fotoğraflar söylenenleri boşa çıkartıyor. Bazı üniversite hocaları yine aynı şekilde çok büyük zararı olan yüksek gerilim taşıma hatlarının 'zararı olmadığı' yönünde beyanatlar veriyor. "Zararı vardır" diyen adamın beyanatı değiştirmek için araya adam koydukları bile görülebiliyor. Batıda taşıma hattın altından, taşıdığı güce bağlı olarak, değil insan, hayvanların geçmesine bile izin vermezler.

Boğaz'ı geçen yüksek gerilim taşıma hattının hemen altında Kanserden Korunma Derneği var. Tam bir güler misin, ağlar mısın durumu anlayacağınız. Bazı uyanık şahıslar ve şirketler, yüksek gerilim hattını şikayetler üzerine yerin altına alıyor, ama 50 cm altına alıyor. E bu çok daha tehlikeli bir durum. Bu toprağın altına alınan hattın çok iyi izole edilmesi ve toprağın 5-6 metre altına alınması gerekiyor.

Çamlıca'daki okullarda çocukları öğrenim gören velilerden hemen her gün telefonlar geliyor; "Bu istasyonların bir zararı var mı?" diye. Bakın, biz orayı ölçtük. İnsan sağlığına zararlı ışınımlar var. O kadar ki bazı elektronik göstergeleri olan araçların bu göstergeleri o bölgede çalışmıyormuş.

Peki wi-fi gibi diğer uygulamaların zararları nedir?

-Onlar için ayrı ayrı ölçme yapmadık, ama ben kablosuzu ben tavsiye etmiyorum. Ortamdaki elektromanyetik kirliliği artırıyor. Onun yerine fiber optik kablo ile bağlanılmasını öneriyorum. Zararlı bir şey. Sanayi Toplumu da bir takım gelişmelere vesile oldu ama bakın ozon tabakası delik! İnsan ırkı, kendisini yok etmeye doğru gidiyor. Sanayi toplumu çevreyi mahvediyor, bilgi toplumu da insanı mahvetmeye doğru gidiyor.

Ya Bilgisayarlar?

-Tüplü bilgisayar monitörleri büyük radyasyon kaynakları olarak zararlı. Bunların arkalarında mutlaka bir boşluk bulunması gerekiyor. Ofislerde karşılıklı oturma düzeniyle bilgisayar kullanan kişiler büyük ölçüde radyasyona maruz kalıyorlar. Oysa dediğim gibi mutlaka bilgisayarların arkasında bir boşluk olması gerekiyor bu radyasyonun yıkıcı etkisini en aza indirebilmek için. Baz istasyonlarıyla insanların doğrudan bir teması yok. Toprağa gidiyor ve ya havaya karışıyor. O nedenle onun radyasyon seviyesi çok düşük. Ama ofiste 8 saat çalışan bir kişi, her gün sürekli bu radyasyona maruz kalıyor.

LCD ekran monitörlerde ise bu oran çok daha düşük. Risk çok daha az.

Fransa'da, Sağlık Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde velilere çocuklarına cep telefonunu olabildiğince az kullandırmalarını salık veren bir duyuru yayınladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Gayet normal. Biz bunu yıllardır söylüyoruz. Bazı uyanıklar çocuklar için cep telefonları geliştiriyorlar. Çocuklara cazip hale getirmeye çalışıyorlar. Time dergisinde yayınlanan bir yazıya göre İskandinav ülkelerinde yapılan araştırmalar standardın çok üzerindeki radyasyon seviyelerine maruz kalınması beynin yapı taşını oluşturan nöronları öldürdüğü ve bunun sonucunda da Alzheimer hastalığının ortaya çıkabildiği belirtiliyor. Sigara içenin yanındakiler nasıl pasif içici olarak zarar görüyorlarsa, cep telefonu kullananların yanındaki kişiler de aynı şekilde bunun radyasyonundan zarar görüyorlar.

Kapalı yerlerde cep telefonu kullanımının yasaklanması lazım. Neden? Bir otobüste 30 kişi aynı anda sigara içse nefes dahi alamazsınız. Aynı anda 30 kişi aynı anda cep telefonu kullansa çok vahim bir durum ortaya çıkar. Çünkü, elektromanyetik radyasyon araç metal olduğu için dışarı çıkamıyor ve olduğu gibi etraftaki insanlara geçiyor. Ve burada daha önemli bir nokta var; eğer sinyal dışarı doğru yayılamazsa o zaman telefonlar en yüksek güce geçerler. Bu durumu daha da vahim hale getiriyor. Bütün cep telefonlarının maksimum güce geçtiğini düşünürseniz, bir yerde insanların mikrodalga fırın misalinde olduğu gibi piştiklerini söyleyebiliriz.

Sizin daha önce de bahsettiğiniz bir kumaş var. O nedir?

-Bu bezin, özel bir materyalden yapılmış elektromanyetik radyasyonu önleyici bir özelliği var. Cep telefonuna sinyalin gelmesini önlüyor. Böylece iletişimi engellemiş oluyor. Bu materyal insanların elektromanyetik radyasyondan korunmada kullanılabilir.

Günlük hayatımızda kullandığımız cihazların hemen hepsinde bu tür elektromanyetik radyasyonlar yayıyor. Elektromanyetik Uyumluluk, bu tür radyasyon ışınımlarından etkilenmeyi en aza indirmek için araştırma ve çalışmaları ihtiva eden bir bilim dalıdır. Türkiye'de de bu konuda bazı çalışmalar var. Türkiye'nin, AB ile imzaladığı Gümrük Birliği Anlaşması Türkiye'de üretilen, alınan, satılan bütün cihazların üzerinde "CE" damgası olmasını zorunlu kılmaktadır. CE, bu ürünlerin Avrupa'nın geliştirdiği standartlara uygun olduğuna delalet eder. Ben bu vesileyle vatandaşları uyarmak istiyorum. Türkiye'de, CE uyumluluğu olmayan ürünlerin alım ve satımı suçtur. Aksi taktirde korsan oluyor.

Nükleer radyasyonla, elektromanyetik radyasyon aynı değil. Hepsi radyasyondur, ama nükleer santrallerin yaydığı enerji çok yüksek olduğu için bu radyasyona maruz kalan insanlar çok daha çabuk ölümcül hastalıklara yakalanabiliyorlar.

Bir başka örnek vermek gerekirse yazın güneş ışınları daha güçlü radyasyon yaydıklarından insan vücudunda daha büyük yıkımlara neden olabiliyorlar. Onun içindir ki doktorlar yazın saat 11:00 ile 16:00 arasında dışarıya çıkılmamasını salık verirler. Elektromanyetik radyasyona geri dönersek enerji seviyesi düşük olduğu için kansere birden sebep olmuyor. Elektromanyetik radyasyonun sebep olduğu fiziksel etkiler arasında başağrısı, göz yanmaları, yorgunluk, halsizlik, gece uykusuzluğu, dikkat kaybı sayılabilir. Bunların hepsi ispatlanmıştır. Dikkati dağıttığı için dünyanın bir çok ülkesinde araba kullanırken cep telefonuyla konuşulması yasaktır. Türkiye'de de yasaktır.

Uzun vadedeki etkilerine gelirsek; insanın moleküler yapısında zayıflıklara neden olur. Bu, bağışıklık sisteminin bozulmasına kadar uzanmaktadır. Enerji çağının bu problemini halletmek için pek çok araştırma yapılmaktadır. Türkiye'de bu konuda batıya paralel gitmektedir. Ben de bu çerçevede toplumumuzu bilinçlendirmeye çalışıyorum. Bu konuda ülkemizde çok fazla ilgilenen kişi yok. Sadece bir kaç tane tüketici derneği var. Bazı basın ve yayın kuruluşları da konuya ilgi gösteriyor, ancak bu yeterli değil. Bu bilgilerin kamuoyuna daha geniş bir biçimde yansıtılması büyük önem arz ediyor.

Uzun yıllar önce, sigaranın zararlarına karşı uyarı vazifesini yapan bilimadamları ciddiye alınmamıştı. Ancak, nice sonra bu bilimadamlarının söyledikleri birer birer kabul edilmiş ve hatta sigara ile savaş dernekleri kurulmuş, sigarayı yasaklayan kanunlar çıkarılmıştı. Şimdi ben soruyorum; bugün sigaranın zararından dem vuranlar 60'larda, 50'lerde neredeydiler? Sigara dolayısıyla ölen kişilerin ailelerine karşı hiç mi vicdan borcu yok bu kişilerin? Aynı hata asbestte de yapıldı. Bir çok kişi bu madde dolayısıyla zengin olurken, bir kısmı da toprağın altına gitmiştir. Bu maddenin de kanser yaptığı ortaya çıkmasına rağmen kimse kimseden özür dilememiştir. Benzer hatayı yapmamak için elektromanyetik radyasyona karşı toplumu bilinçlendirmeye çalışıyoruz.

İnsanlar, cep telefonunun olası zararlarından korunmak için ne yapmalılar?

-Mümkün olduğu kadar az kullanacağız. Kullandığımızda da kulaklıkla konuşmak zararlarını azaltıyor. Bunu akıldan çıkartmamak lazım.

Devletin de yapabileceği şeyler var. Mesela TV kanal sayısına bir düzenleme getirmesi lazım. İnsanların sağlığı açısından Çamlıca tepesi ve Kınalı Ada'yı yeniden düzenlenmesi ve sinyal kirliliğinden kurtarılması lazım. Buralarda Avrupa'ya benzer düzenlemeler yapılması şart. Her kesin yayın yapamaması lazım. Piyasadaki bütün ürünlerin kanunda da belirtildiği gibi CE standardını taşıması lazım. Burada akılda tutulması gereken çok önemli bir nokta var; cep telefonunun kullanıldığı süre arttıkça hastalığa yakalanma riski de aynı nisbette artıyor. Onun için olabildiğince kısa süreli kullanım şart. Çocukların yanında kullanmamak lazım.

Ayrıca, cep telefonlarının uzun vadede tümör oluşturdukları belirtiliyor. Beyin cerrahı Haluk Deda'nın da dediği gibi günde 1 dakikanın da altında kullanmak lazım. Baş ağrısı, anti-sosyal eğilim, ayrıca erkeklerde sperm sayısında azalma gibi sonuçlarla karşılaşılabiliyor. Medyada kameramanlar gibi elektromanyetik alanlarda bulunmak durumunda olan kişilerde de benzer oluşumlar, etkilenmeler görülebiliyor. Çocuklarda öğrenme zorlukları, dikkat kaybı gibi etkiler görülüyor. Cep telefonlarıyla ayrıca, baş ağrıları, göz yanmaları, yorgunluk, baş dönmeleri, halsizlik gibi yan etkiler de görülebiliyor. Ve burada belirtmem gereken çok önemli bir husus daha var. İnsanların, yatak odalarında elektromanyetik alan oluşturan cihazlardan arındırmaları gerekiyor. Çünkü bu vücudun dinlenmesini sağlayan melatonin salgısının oluşumunu engelleyerek vücudun biyoritmik yapısını bozuyor. Bu da kanser oluşumuna zemin hazırlıyor.

Daha ayrıntılı bilgilere Prof. Dr. Selim Şeker'in "Cep Tehlikesi" kitabından ulaşabilirsiniz... "Cep Tehlikesi" hakkında ayrıntılı bilgi almak için lütfen tıklayınız.

Murat Çehreli/ turk.internet.com



Bu haber 2,739 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,174 µs