Kavlıca | " /> Kavlıca | "/>

En Sıcak Konular

En eski buğday: Kavlıca

18 Kasım 2009 15:23 tsi
En eski buğday: Kavlıca Kavılca, dünyanın en eski buğday türlerinden biri. Bir grup gönüllü onu yok olmak üzereyken bulup tarıma kazandırmasaydı Anadolu'dan silinip gidecekti.

"Kars'ta, Yer Gök Anadolu Derneği'nin çabalarıyla kavılca buğdayına yönelen üreticilerin sayısı artıyor. Bu buğday türünde kabuk sayısı daha fazla; bu yüzden hasadı, kabuklarının ayrılması diğerlerine göre daha zor."  Çağan Şekercioğlu

Yerleştiğim Çanakkale'nin Bahçedere köyünde yaşayan Yeter Teyze anlatıyor: 'Yıllar, çok yıllar önce bu diyarda kıtlık olmuş. Köylüler ambarlarında ne var ne yok tüketmişler. Öyle ki bir sonraki yıl ekecekleri, tohumluk olarak ayırdıkları tahılları bile yemek zorunda kalmışlar. Yaşam neredeyse bitecekmiş ki doğayı izlemekte, onun sırlarını bilmekte mahir bu insanların aklına karıncalar gelivermiş. 'Bütün yaz çeşit çeşit bitki parçalarını, sapları, samanları tek tek yuvalarına taşıyıp istifleyen karıncalarda olabilir bize can verecek olan tohumlar' diye düşünmüşler. Başlamışlar karınca yuvalarını kazmaya. Kazdıkça karıncaların döngüyü yeniden başlatacak küçücük ambarlarına ulaşıvermişler. O tohumları kullanarak yeniden döngüyü başlatmışlar.'

Yukarıda anlatılanlar bir Kazdağı söylencesi midir, yoksa gerçek mi bilmiyorum. Bana gerçek olduğuna inanılarak anlatıldı. İşte garip ama gerçek bir doğa hadisesi! Bir avuç tohumdan nasıl olur da tarlalar donanır? Nasıl olur da yeniden ambarlar dolar, harmanlanır? Buna inanasım gelmezdi, eğer kavılca buğdayının tanık olduğum, gerçek öyküsünü bilmeseydim...
Kars'ın yerli buğdaylarından kavılca (kabulca, kablıca, gernik de deniyor) emmer grubu buğdaylar içinde değerlendiriliyor. Basım tarihi 1951 olan Türkiye'nin Zirai Bünyesi isimli eser, Emmer çeşidi buğdayların tümüne Anadolu'da 'kablıca' dendiğini, tarımının en çok Kuzey Anadolu ve özellikle de Kastamonu'da yapıldığını belirtiyor.

Her bölgede tohum çeşitlerine verilen isimler de bu akrabalık konusunda bize yol gösterici olabilir. Buğdayın kavılca çeşidi soğuk iklime uyum sağlamak için hem tohumu çevreleyen kabuk sayısını artırmış, hem başağındaki çatallarını daha da kalınlaştırmış. İklime uyumun bir sonucu olarak da daha ılıman yerde evrilen Kastamonu'nun siyezi, kavılca ile akraba olsa da görünüş bakımından daha çıplak kalıvermiş. Bu nedenle de Karslılar, siyeze 'cıbıl arpa' diyor. Aynı şekilde kavılca siyezin daha çatallısı anlamında 'çatal siyez' adını da alıyor.

Emmer (Triticum dicoccum) ve einkorn (Triticum monococcum) çeşidi buğdaylara Anadolu'nun en eski yerleşimlerinden Çayönü'nde de rastlanmıştı. Kastamonu'nun meşhur siyezi ile birlikte Kars'ın kavılcası da işte bu antik buğday grubu içinde yer alıyor. Kısacası hâlâ medeniyet tarihinin en eski buğdaylarının tarımını görme şansına sahibiz. Geleneksel olarak bulgur olarak tüketilen ve lahana sarması, süt çorbası yapılan kavılcanın tarımı ne yazık ki durmuştu. Çünkü hasadı günümüz koşullarında çiftçiye zor geliyor, tanesi kabuğundan zor ayrılıyor, unu tek başına iyi ekmek olmuyordu ve bulgur yapımı zahmetliydi. Birkaç çiftçinin ambarında yok olacağı günü bekliyordu.

Bekliyordu ki bu yok oluş, daha sonra çalışmalarını Yer Gök Anadolu Derneği (YEGA) çatısı altında toplayacak olan bir grup gönüllü tarafından 2006'da keşfedildi. Sayısı beşi geçmeyen çiftçi ambarından, büyük ihtimalle son kalan 2 ton kavılca satın alınarak toplandı. Daha fazla sayıda çiftçi bu atadan kalma çeşidin ekimi için ikna edildi ve toplanan tohumlar yüzer kilolar halinde dağıtıldı. Bugün Kars'ta 200'ün üzerinde çiftçi, toplam 100 tondan fazla kavılca üretiyor.

"Soğuk iklime uyum sağlamış kavılca, emmer grubu içinde yer alan bir buğday türü." 
Çağan Şekercioğlu
 
Yer Gök Anadolu Derneği çalışmalarını kavılca ile sınırlamadı, yörede yok olan diğer tohumları da hayata geçirecek çalışmalar planladı. Yöresel adıyla zeyrek, yani keten tohumu, ondan yapılan şifalı beziryağı, külür (sultani bezelye de denilen bir çeşit), çavdar ve kavılca ile karıştırıldığında lezzetli ekmeklere dönüşen yerli kırmızı buğday çeşitlerinin de devamlılığı için emek veriyor. Bu çeşitlerin ekimini teşvik ederek Kars'taki bir fırında ekmek üretti ve halka sunuldu. Dernek, Birleşmiş Milletler GEF Küçük Destek Programı kapsamında aldığı yardımla da ürünlerin organik tarım standartlarına getirilmesi için çalışmalar yürüttü. Böylece kavılca buğdayı organik yöntemlerle çoğaltılarak pazarlanabilir bir üretime kavuşturuldu. Kavılca üretimi sayesinde memleketlerine geri dönen gençler de oldu.

Projelerin getirdiği hareketlilik sayesinde Kars'ta yeni sivil toplum örgütleri de kuruldu. Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği öncülüğünde Büyükçatma Doğal Ürün Yetiştiricileri Derneği ile Kuyucuk Tarımsal Kalkınma Kooperatifi üretime ilişkin yaygınlaştırma çalışmalarını sürdürüyor. Ayrıca 2008'de köy kadınları tarafından doğadaki şifalı ve aromatik bitkilerin tohumları toplandı ve küçük alanlarda yetiştirildi. Köylerde çok az köylünün elinde bulunan yerel sebze tohumları da geçimlik bostanlarda çoğaltılmaya başlandı.

Kavılca buğdayı ve yetiştirme geleneğinin kökeni günümüzden binlerce yıl öteye dayanıyor. Binlerce insan onu yetiştirdi geçmişte, daha fazlası tattı, yeniden tatmak istedi. Bir insan ömründen kısa bir sürede yok olma durumuna geldi, sonra başka birileri devam etmesini istedi ve şimdi yeniden çoğalıyor. Döngü devam ediyor. Kavılca buğdayı gibi iyi tohumların devamlılığı dünyadaki yaşamı da iyileştiriyor. Ektiğimizi biçiyor isek eğer, kavılcayı ekerek iyiliği biçmiş olmaz mıyız, daha şimdiden bile!


Buğday Derneği'nin tohum ağının üyesi Yer Gök Anadolu Derneği hakkında bilgi için: www.yergokanadolu.org

 



Bu haber 2,290 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    47,740 µs