İsveç'ten gıda etiketlerine örnek düzenleme

18 Kasım 2009 10:18 tsi
Türkiye'de etikete GDO'suz yazmak yasaklanıyor! İsveç hükümeti ise gıdaların ambalajında sebep olduğu karbondioksit miktarının bile gösterilmesini istiyor!

Dünya liderleri iklim değişikliğini tartışmak üzere önümüzdeki haftalarda Kopenhag'da bir araya gelip enerji santrallerinin, fabrikaların ve otomobillerin neden olduğu karbon salınımlarına yoğunlaşacak. Ancak çevreciler, bu konuların yanı sıra insanoğlunun yarattığı başka bir tehlikeye de dikkat çekiyor: Yediklerimizle de çevreye zarar veriyoruz.

Üretiminden taşınmasına ve alınıp satılmasına kadar gıdayla ilgili her şey artık inceleniyor. Greenpeace geçen ay Brezilya'da dünyanın en büyük dört et üreticisini Amazon'un yeni ağaçsızlaştırılan bölgelerinden büyükbaş hayvan almamaları yönünde ikna etti. Greenpeace'e göre, Brezilya'daki büyükbaş hayvancılık sektörü yağmur ormanlarını keserek otlak alanına dönüştürmesi nedeniyle tüm dünyada ormanların yok olmasının en büyük sorumlusu.

Greenpeace Brezilya'nın başındaki Marcelo Furtado, The Times'dan Alexei Barrionuevo'ya "Bu anlaşma, günümüz dünyasında küresel oyuncu olmak isteyenlerin, ağaç kesilmesiyle bağı olamayacağını gösteriyor" diyor.

Uzun mesafeler arasında gıda sevkiyatıyla ilgili endişeler de artıyor. Örneğin paketleme yapmak için ABD'den Asya'ya balık ve tavuk göndermenin ve bunları bir sürü yakıt harcayarak ABD'deki marketlere geri yollamanın mantıklı olup olmadığı tartışılıyor.

İngilizce "locavore" adı verilen akım, insanları yerel olarak yetiştirilen ve üretilen gıdaları almaya teşvik ediyor. Car-rie Cizauskas isimli bir okur, bir Times bloğuna gelen bir soruya verdiği yanıtta "Eğer bir gıdanın bir yerden bir yere taşınması için harcanan enerji, yetiştirilmesi için gerekenden daha fazlaysa, o gıdayı tüketmeyin." diyor.

Fakirlere yiyecek yardımı yapan Kaliforniyalı bazı gıda bankaları, dükkânlardan ve toptancılardan yemek artıkları ya da paketi yırtılmış ürünler almak yerine, kendilerine taze ürünler vermeleri için çevredeki çiftliklerle anlaşma yapmaya başladı. The Times'ın haberine göre, bunun başlıca nedeni, düşük gelirli insanlara sağlıklı yiyecekler sağlamak istemeleri. Ve böylece uzun mesafe sevkiyatı da önlemiş oluyorlar. Ay rica ABD ve Avrupa, Afrika'ya yönelik yardım programlarında da, yiyecekleri okyanusun diğer tarafına göndermek yerine, yerli çiftliklere yardım ederek yerel seçeneklere yönelmeyi düşünüyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip J. Crowley, geçen ay Roma'da düzenlenen bir gıda konferansında The Times'dan Neil MacFarquhar'a "Acil gıda yardımını bırakarak tarımı geliştirmeye doğru kaymaya çalışıyoruz" dedi. Bu, Afrika'nın gıdayönünden dışa bağımlılığını azaltabilir ve ayrıca gıda üretiminin çevreye olan etkilerini azaltabilir.

Süpermarkette alışveriş yaparken tüm bu çevresel uyarıları gözden geçirmek zorunda kalmak, tüketicileri elbette bezdirebilir. Bu yüzden İsveç hükümeti tüketicilerin işini biraz daha kolaylaştırmaya çalışıyor. Elisabeth Rosenthal'm The Times'daki haberine göre, yeni bir yiyecek etiketleme sistemiyle, restoran mönülerinde ve süpermarket raflarındaki gıdaların üzerinde, ürünün bir kilosunun sebep olduğu karbondioksit miktarı gösteriliyor. Ayrıca çiftçilerin resimleri de etiketlerde olacak.
İsveç Ulusal Gıda Kurumu'ndan Ulf Bohman, "Bunu ilk biz yaptık. Bizimiçin yeni bir düşünme şekli bu. Güvenlik ve beslenmeyi, çevreden ayrı tutarak düşünmeye alışkınız" dedi.
Eğer bu sistem etkili olursa, besin değerlerinin etiketlerde gösterilmesi gibi, diğer ülkelere de yayılabilir.
Yani yakın gelecekte aldığınız sebzelerin gerçekten "yeşil" olduğundan emin olabileceksiniz.

Sabah/ Newyork Times
 

Bu haber 1,189 defa okundu.