Domuzca oyunlar! | " /> Domuzca oyunlar! | "/>

En Sıcak Konular

Domuzca oyunlar!

11 Kasım 2009 14:20 tsi
Domuzca oyunlar! Son yıllarda bir huy edindim. Cüzdanımda kredi kartı boyunda plastik bir büyüteç taşıyorum. Sık sık ihtiyacım oluyor. Malum yaş ilerleyince küçük yazıları seçmek zorlaşıyor. Ancak bazı yazılar sanki okunmamak için yazılmış.

Aylin Öney Tan'ın yazısı...

Özellikle marketlerde elinde büyüteç huysuz müşteri görüntüsü sergiliyorum. Geçenlerde genç bir tezgâhtar ‘ben okurum abla’ diye kahramanca elimdeki paketi aldı ama epey bir uğraştıktan sonra işin içinden çıkamadı. Gerçek şu ki gıda etiketleri okunmamak üzere yazılıyor. Gerçi okunabilse bile etiketlerde sayılan malzeme kodlarını çözmek için uzmanlık gerekiyor. İnançları, alerjileri, diyet zorunlulukları, sağlık kaygıları hatta politik görüşleri nedeniyle bazı malzemelerden kaçınanların vay haline? Kaçındığınız malzemenin ne gibi isimler veya kodlarla etiketlere gizlenebileceği konusunda ciddi bir araştırma yapmanız gerekiyor. Özetle etiket okuma alışkanlığınız olsa bile çoğu kez istediğiniz bilgiyi bulmakta zorlanabilir, okuduğunuzu anlayamayıp kararsız kalabilirsiniz.

 Bu yüzden üreticiler tercih nedeni olabilecek özellikleri vurgulamak ve pazar şansını arttırmak için ürünlerindeki bazı özellikleri deyim yerindeyse manşete çıkarıyor. “Katkı maddesi içermez”; “glutensizdir”; “trans-yağ içermez”, “domuz eti ve ürünleri kullanılmamıştır” gibi ibareler müşterinin dikkatini çekmek için kullanılan pazarlama taktikleri. Rekabet ortamında ürünler ancak bu şekilde tüketiciye güven vererek benzerleri arasından sıyrılabiliyor. Ancak son günlerde piyasadaki pek çok ürünü ilgilendirebilecek tek bir yasak geldi. Paketlere “GDO’suz” damgası basılamayacak.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın çıkardığı “Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik” 26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece kısaca GDO olarak bilinen genetiği değiştirilmiş ürünlere resmen izin verilmiş oluyor. Ancak yönetmelik aynı zamanda ilginç bir yasak da getiriyor. 5/8 no’lu sinsi madde aynen şöyle diyor: “GDO’suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO’suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz.” Böylece inancınız, sağlık kaygınız, kanser korkunuz hatta politik görüşünüz yüzünden GDO’lu ürünlerden uzak durmak istiyorsanız bunu bir bakışta anlama şansınız elinizden alınıyor. Gerçi yönetmelik belirli bir oranın üstündeki GDO’lu ürünlerin etikette belirtilmesi zorunluluğunu getiriyor ama elde büyüteç etiketlerde GDO izi aramak zorundasınız. Tüketici hakları açısından hangi gerekçeye dayandırıldığı anlaşılamayan, GDO’lu ürün üreticileri korumayı amaçlayan bir madde. Besbelli birileri koydurmuş. Öyle ya, rakip firma gofretine GDO’suz damgasını bastığında pazar payınız ciddi anlamda riske girecek demektir.

Tehlikenin büyüğü ise yönetmelikte tamamen es geçilmiş. Yönetmelik başlığında “yem amaçlı” ifadesi geçmesine rağmen GDO’lu yemlerle beslenen hayvanların ürünleri söz konusu olduğunda tüketicinin GDO’lu yememe hakkını nasıl kullanacağı belirsiz. Zira bu konuda herhangi bir açıklık getirilmiyor. Taze yumurta, süt, et, tavuk, yoğurt, peynir, tereyağı tüketirken bile dolaylı olarak GDO alıyor olabiliriz. Elbette kimsenin tavuklarımızı, ineklerimizi GDO’lu yem ile besliyoruz diyecek hali yok. Bu noktada tüketici çaresiz bırakılıyor. Piyasaya hâkim olan GDO’lu ürünlerin başında mısır, soya, kanola geliyor. Mısır şurubu, mısır nişastası, soya lesitini, mısırözü ve kanola yağı gibi ürünler neredeyse her türlü ürünün içine giriyor. Bunlardan arınmış bir hayat sürdürmek giderek imkânsızlaşıyor. Bilinçli tüketici olmak zor zanaat haline geliyor.

Bu yazıyı yazmadan önce bir gazete haberine gözüm takıldı. Haber, Washington’da Beyaz Saray’ın bahçesinden toplanan 100 kg. sebzeden bahsediyordu. Bayan Obama öğrencilerle birlikte ektiklerini biçmiş, neşe içinde havuç, yer elması ve rezene toplamış. Michelle Obama, First Lady olur olmaz alışıldığı üzere yeni konutunda dekorasyon değişiklikleri yapacağına gözünü bahçeye dikmiş ve Beyaz Saray’ın bahçesini neredeyse tarlaya çevirmişti. Hatta zencilerin güney eyaletlerde karpuz yeme düşkünlüklerine atıf yapan “Beyaz Saray’da karpuz bostanı mı kuruluyor?” gibi ırkçılık kokan eleştirilere hedef olmuştu. Bayan Obama hiç aldırmadan kararlı bir şekilde organik tarımın önemini vurgulamak için gerçekten de bahçeyi bostana çevirdi ve semeresini topladı. Bizim First Lady ise bu duruma çoktan uyanmış ve Pembe Köşk’ün bahçesinde memleketi Kayseri’den getirdiği yerel tohumlarla domates ekimi yapmıştı. Atalarından kalan tohumlardan vazgeçemediğini de gururla bir kadın dergisinde açıklamıştı. Geçenlerde başbakanın eşi de geri kalmadı ve organik tarımın önemine dikkati çeken bir etkinlik düzenledi.

Kadınların duyarlı davranması doğal. Hiçbir anne çocuğuna zararlı bir şey yedirmek istemez. Yavrusu için en iyi, en temiz, en doğal yiyeceği seçmek ister. Ama ne ilginçtir ki en üst düzeyde bu duyarlılık sergilenirken uygulanan politikalar tam tersini gösteriyor. Dünyada bir tek Amerika’da gıda etiketlerinde “GDO’suzdur” ibaresi yer alması yasaktı. Şimdi bu tuhaf uygulamayı benimseyen ikinci ülke olduk. Yoksa hanımlar melek rolünü üstlenirken beyler şeytanlık mı düşünüyor? Hanımlar meleksi ifadelerle organik tarım, geleneksel tohum havariliği yaparken, kocalar tam tersi politikalar güdüyor. Türkiye’ye insan ve çevre sağlığı açısından tartışmalı ama dışa bağımlılık açısından garantili GDO’lu ürünler dayatılıyor. Hazır gündem domuz gribiyle meşgulken, domuzca bir oyunla iş bağlanıveriyor. Konuyla ilgili bio-güvenlik yasası meclis tartışmasına açılıp çıkarılmadan antidemokratik bir şekilde yönetmelik yürürlüğe giriyor. Türkiye tarımı üzerinde enteresan oyunlar sahneleniyor.



Bu haber 1,571 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,000 µs