Geleceğimizi Değiştiren Organizmalar

9 Kasım 2009 09:35 tsi
GDO nedir? Geleceğimizi değiştiren bu organizmalara neden izin verildi?

Geleceğimizi Değiştiren Organizmalar, kısaca GDO, bir yönetmeliğe bağlanmak zorundaydı. Biliyorduk, bekliyorduk. Zira dünyanın gidişi belli, beş yüzyıldır evrilen ekonomik sisteme alternatif yaratamamışlığımız ortada ve ulusötesi şirketlerin iktidar yaratma ve yok etme kabiliyetleri bir o kadar zamandır üzerimizde pratik edile edile mükemmele ulaşmışken, GDO’lu ürünlerin, yemlerin ve elbette tohumunun ülkemize girip girmeyeceğinin bir karar bağlanması an meselesiydi..

Biliyorduk, elbette, hazır Dünya Bankası ve İMF toplantıları yapılıurken ulusötesi şirketlerin çıkarlarının masaya yatırılacağını, hem de İstanbul’da. Başka bir sebep görmedik hiçbirimiz çelik tellerle belirlenen yollar, direklere yerleştirilen kameralar ve hatta Brüksel’den ışınlanarak şehrimize düşmüş bir siyah kümbet haliyle kongre merkezinin iyi niyeti dışarıda bırakanlarla bizi ayırabilmek için olduğunu.

Biliyoruz, elbette, hepimiz GDO’nun açlığa bir çözüm olmadığını. Nihayetinde bugün dur desek gıda üretimine, hepimize eşit bölüştürsek var olan eti, ekmeği, sütü… hepimize günlük 2 kg erzak düşeceğini, biliyoruz aç uyuyan onca çocuğa ve Afrika’ya rağmen.

Biliyoruz, hepimiz, elbette, Bill Gates’in Afrika’ya açlığa çözüm diye yaptığı onca GDO’lu yatırımın aslında biodizel mısıra kapı olduğunu.

Ama hergün bu şehirde aldığımız 12milyon ekmeğin 2buçuğunu attığımız keyfilikte biliyoruz bunları ve mümkün değil Microsoft’u boykot etmemiz bu nedenle.

O yüzden biliyorduk Geleceğimizi Değiştiren Organizmalar’ı içeren gıdaların süpermarket raflarındaki “haklı” yerlerini alacaklarını ve biliyorduk bunun aklımıza basmayan manasızlıkta düzenlemelerle garantileneceğini ama, gene de gafil avlandık, zira, içeride bir yerde vatandaşını ticaretin, gerçek gıdayı GDO'nun önüne koyan bir yönetim arzuluyoruz.  İçeride bir yerde, bir his var ki, yoksulun ekmeği misali bir umut, nasıl oluyor bilinmez cılız da olsa yeşil tutunuyor hayata.
Bu cılız ama yeşil umudu bir fidana çevirmek mümkünse, ancak birlikte mümkün: katılın bize. GDO’lu olduğundan şüphe etmek üzere kurun market alışverişinizi. İşlenmiş gıda hiç ama hiç almayın. Buna barsak gazınızı regule ettiğini iddia eden yoğurttan, oğlunuzun en sevdiği çikolataya, hanımın arada kolaya kaçmasına destek hazır çorbaya kadar… hazır hiç bir şeye dokunmayın market raflarındaki. Herşeyin arkasını okuyun. Düm gece keyifle içtiğiniz biranın oğlana içme dediğiniz kolayla aynı mısır şurubunu içerdiğini okuyun. Kardeşinizle birlikte “gerçek bir ekmek” arayın raflarda, hani büyüten, vitamin katkılı falan değil de.. ve yerli yiyin. Yerli muz, yerli mandalina, Trakya kuzusu, Giresun fındığı, Konya şekeri…

Ve herkese anlatın.

Geleceğimizi Değiştiren Organizmalar, geleceğimize ilişemesin.

 Defne Koryürek

Bu haber 960 defa okundu.