kapımızda mı? | " /> kapımızda mı? | "/>

En Sıcak Konular

Gıda savaşları kapımızda mı?

4 Kasım 2009 10:41 tsi
Gıda savaşları kapımızda mı? ‘Amerika’nın bir avuç yönetici eliti, tüm dünya insanlarının kaderiyle oynuyor’. Büyük bir iddia!... Akif Beki yazıyor...

Akif Beki / Radikal

Gıda savaşları kapımızda mı?

Petrolü kontrol ederseniz, ulusları kontrol edersiniz.
Yiyeceği kontrol ederseniz, insanları kontrol edersiniz.’
Bu sözler herhangi bir komplo teorisyeninin ağzından çıksa, aldırmaz geçersiniz.
En fazla, tarım politikaları üzerine geyik çevirirken, ucuz bir argüman olarak kullanırsınız.
Bir de, Deniz Baykal’ın dört elle sarılacağı siyasi bir slogan işlevi görebilir.
Ama dün Baykal mevzuya girdiği halde, böyle bir slogan atılmadı grup toplantısında.
Belli ki, bu parlak sözlerden CHP’liler henüz haberdar edilmemiş.
O zaman benden duysunlar.
Dış politikanın efsane oyun kurucusu Henry Kissinger’a atfediliyor bu sözler.
Daha şimdiden, üzerine koca bir kitap bile yazıldı.
William Engdahl, üşenmeyip 330 sayfa karalamış.
Kitabının adı, ‘Ölüm Tohumları’.
Geçtiğimiz haziran ayında Türkçe’ye çevrilip, kitapçı raflarındaki yerini aldı.
Engdahl, ‘Genetiği değiştirilmiş tohumların arkasındaki karanlık oyunlar’ı ifşa ettiği iddiasında.

***

Petrol savaşlarıyla geçen koca bir yüzyılın yorgunluğunu henüz üzerimizden atamamışken, işte yeni bir savaş yüzyılının eşiğine geldik.
Dünya barışı, yepyeni bir tehditle karşı karşıya.
Küresel güçlerin yeni yüzyıldaki  savaş alanı, yiyecek...
Petrolün yerini, gıda alıyor.
Nükleer silahların yerini de, ölüm tohumları.
Ölüm tohumlarından kasıt, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO).
Biyo-teknoloji laboratuvarlarında üretilen genetiğiyle oynanmış tohumlara, ‘Terminatör’ deniyor.
Kimilerine göre ise, Frankeştayn adı daha uygun.
Çünkü, tek kullanımlık tohumlar bunlar.
Genetik mühendisleri, tohumların gen yapısını değiştirerek doğada bulunmayan yeni türler üretiyor.
Onun için ‘Frankeştayn’...
Mısır, soya, pamuk ve pirinç gibi doğal türlerin de  her ortamda ekilip, daha fazla verim alınmasını sağlıyor.
Terminatörler, doğal tohumlara nazaran 10 kat daha üretken, besin değerleri de daha yüksek.
Ama insan sağlığına etkileri spekülasyona açık, hala ‘zararsız’lığı kanıtlanmaya muhtaç.
Hem ‘terminatör’le elde edilen ürün çekirdeğinden yeni tohumluklar da çıkmıyor.
Çekirdeği kısırlaştırıyor yani, bu yüzden ‘terminatör’.
Dolayısıyla tarımı, biyo-teknolojiye bağımlı hale getiriyor.
Çiftçi, her defasında yeni tohum almak zorunda.
Biyo-teknolojiye sahip ülkeler ve şirketler ise, zaten sayılı.
Tedarikçiler tekel durumunda ve dünya tarımını kontrol etme imtiyazına sahip olacaklar.
Komplonun çıkış noktası, tam olarak bu!...

***

Yiyeceğimizi hangi güçler kontrol edecek?
Engdahl, bu sorunun cevabını bulmuş.
Diyor ki; birkaç Amerikan gıda devi...
Kissinger’ın takipçisi o Amerikalılar, 50 yıldır bu projeye hazırlık yapıyormuş.
İkinci Dünya Savaş’nın hemen ardından başlamışlar çalışmaya.
Rockefeller ile Monsanto, başı çekiyormuş.
Tezgâhlarını kurabilmek için, 50 yıldan beridir çevirmedikleri karanlık dolap kalmamış.
Siyaseti manipüle etmişler, kamuoyunu yönlendirmişler, kanunlar çıkarttırmışlar, düzenlemeler yaptırmışlar.
Hatta GDO’nun insana ve tarıma faydalarını anlatan düzmece deney raporları bile hazırlatmışlar.
Ticari karlılığına herkesi inandırmak için gizli kampanyalar yürütmüşler.
Aksini söyleyen bilim adamlarını susturup, araştırma sonuçlarını bütün dünyadan saklamışlar.
Dan Brown’un romanlarını aratmayan maceralarla dolu bir kurgu içinde anlatıyor, Engdahl.
Paranoyaysa paranoya, komploysa komplo...
Tek bir küçük harf yok içinde.
Tamamı kapital, tamamı büyük ses...
Ufak atmamış.
Klasik dünya hakimiyeti teorilerine yenilerini eklemiş.
Kara hâkimiyeti, deniz hâkimiyeti, merkez bölge türü konvansiyonel yaklaşımları, bugünden tezi yok, derhal çöpe atın.
İşte size, son moda strateji oyunu kavramları;
Altın pirinç hâkimiyeti,
buğday tohumu bölgesi, ışıldayan pamuk kontrolü...
Kitabı okurken Kissinger’ın dahiyane teorisini hep aklınızda tutun.
Unutmayın; ‘Yiyeceği kontrol eden, insanları da kontrol eder’.

***

Malum, GDO’nun Türk tarımında da kullanılabilmesi için bir yönetmelik yayımlandı.
Ufak ufak tartışmaya başladık konuyu.
Baykal, gıda hareketleri, ziraat odaları seslerini yükseltmeye başladı.
Olayın ticari rekabet boyutu da var.
Fakat kimse, daha Engdahl’ın bize haber verdiği asıl tehlikeye uyanmadı.
Oysa, oldum olası komploya bayılan bir toplum olarak, bu ‘gıda savaşları’ teorisine çok fena sardıracağımızdan eminim.
GDO’lar üzerinden yeni bir dünya savaşına girişir miyiz, orasını bilemem.
Ama, iç siyasette kızılca kıyamete hazır olun!...
Islak imza belgesi ve dağdan iniş tartışmalarından sıkılırsak diye, endişeye kapılmayın artık.
Bize, yeni ve sıcak bir kavga mevzusu daha geliyor.



Bu haber 926 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,823 µs