En sağlıklı kitapların yayınevi!

1 Kasım 2009 13:29 tsi
"Tuzaklara düşmeden, sağlığımızı tacirlere emanet etmeden yaşamanın ipuçlarını veriyoruz." Hayykitap Yayın Yönetmeni Rauf Baysal, 5 yıllık yolculuklarını anlattı...

Mine Şenocaklı / Pazar Vatan

Hayykitap ismiyle, duruşuyla ve ezber bozan kitaplarıyla farklı bir yayınevi

2005 yılında kuruldu, 5 yıl içinde 100’e yakın kitap yayınladı. “İyiler Kazanır Kötüler Kaybeder” diyerek yola çıktı, sonra sloganını biraz yumuşatıp “Herkesin İyiliği İçin” yaptı. Uzmanlaştığı alanlar sağlık, beslenme, çocuk edebiyatı ve tasavvuf... Ve “söyleyecek sözü kalanlar”... Gerek politika, gerek sosyoloji, gerek ekoloji, gerek tıp, gerekse edebiyat alanında söyleyecek sözü kalanlar... Okuyunca göreceksiniz, bu alanların hepsinde de “farklı kitaplar” yayınlıyorlar. Aslında cesur demek belki daha doğru... Mesela cep telefonlarının ölümcül zararlarıyla ilgili ilk ve tek kitabı onlar çıkardı. Modern tıbbın ipliğini ilk pazara çıkaran da onlar, GDO’lu gıdalarla savaşanlar da... Bilgisayar ve televizyonun çocukları nasıl sakatladığı konusunu da ilk kez onlar kitaplaştırdı. Hayykitap Yayın Yönetmeni Rauf Baysal’la 5 yıllık yolculuklarını konuştum. Ve inanın iyilerin kazanacağına ben de inandım.

*İsminiz neden Hayykitap?

Çünkü her kitap canlıdır, diridir. Kötülükle savaşmak, iyiliği artırmak, insanlara iyiliğin mutlaka kazanacağını anlatmak için diri olmak gerekir. Hayattan kopmamak, hayatın içinde olmak gerekir. Hayy, hayatın kendisidir. Kötülüğün her daim kendini yenileyen stratejilerini deşifre edebilmek için, diri, zinde, canlı, umutlu ve Hayy olmak zaruridir.

* Nedir kötülük diye tanımladığınız?

Hakikate zarar vermeye, hakiki olanı, Hayy olanı bozmaya yeltenen “her şey”dir. GDO’lu tohumlardır, şık ambalajlı içi boş yiyeceklerdir, insanları gereksiz yere ömür boyu ilaca mahkûm eden modern tıptır, çocukları sakatlayan, bilinçaltlarına zararlı imajlar depolayan çizgi filmlerdir, oyunlardır, insanları tuzağına düşürmeye çalışan sahte tasavvuf kopyalarıdır. Bizim için yayıncılık şık kapaklar, popüler isimler, ince hesaplı satış mühendisliği değildir. Bizim kötülükle derdimiz var. Kitaplarımızın bir “amacı”, bir “görevi” var. Biz bu görevin “kutsal” olduğuna inanıyoruz.

* Kutsal deyince bu, din ağırlıklı bir yayıncılık anlamına mı geliyor?

Hayır. Tasavvuf kitaplarımızın toplam içindeki payı yüzde 15’i geçmez. Bizim için hayat kutsaldır, neslin korunması, bedenin, sağlığın, kuşların, balıkların, tabiatın, insan haklarının korunması için yapılan tüm mücadeleler kutsaldır. Bu noktada da herkesin iyiliğini düşünen, alanında “uzman” yazar-akademisyenlerle çalışmayı seven bir yayıneviyiz. Prof. Ahmet Aydın, Prof. Ahmet Rasim Küçükusta, Prof. Selim Şeker, Prof. Ayten Altıntaş, Prof. Mikdat Kadıoğlu ve Prof. Mehmet Altan bu isimlerden bazıları... Sırada ise Prof. Nilüfer Göle, Prof. Murat Belge ve Prof. Halil İnalcık var. Yoğunlaştığımız her alanda yeniyi, söylenmemişi, bilinmeyeni, ezberletilmemişi ve tabii ki iyiyi arıyoruz.

* Beslenme, daha doğrusu beslemeyen, hasta eden yiyecekler de özel ilgi alanınız?

Aslolana, yani tabiata geri dönmeye, oynanmamış, laboratuvarlarda yeniden şekillendirilmemiş yiyeceklerle beslenmeye davet ediyoruz insanları. Bu konu önemli. İyi beslenememek veya yanlış “şey”lerle beslenmek, şehirlerde hemen herkesin mustarip olduğu depresif ruh hâlinden tutun da Alzheimer, kanser, diyabet ve otizme kadar bir dizi ciddi hastalığa sebep oluyor. Soluk yüzlü, gönülsüz, heyecansız, nabzı düşük, robot gibi gençler çoğalıyor. Genç, yaşlı, hastanelere akın akın insan gidiyor. Biz beslenme konusunda doğruyu yanlıştan ayıran kitaplar hazırlıyoruz. Büyük ilgi gören kitaplarımızdan ikisi, Doğru Beslenmeyle İlgili Yanlış Bildikleriniz ve Beyaz Unsuz Şekersiz Hamur İşleri... Aktivist Mebruke Bayram’ın Gıdalar Ambalajlar, Silahlar ve Açlar kitabı ise genetik emperyalizme karşı, GDO’lu gıdalara karşı nasıl direnmemiz gerektiğini anlatıyor.

Silah sektöründen sonra en kârlı iş tıp sektörü

* Modern tıpla da bir meseleniz, kesilecek bir hesabınız var gibi...

Var tabii... Bu konuda ilklere imza atmaya cesaret ettik. Cesaret diyorum çünkü silah sektöründen sonra en kârlı iş tıp sektörü. İnsanları sağaltmaktan çok, para kazanma, ömür boyu ilaca bağımlı kılma, gereksiz ameliyatları teşvik etme yolunda tıp. Satılık Hastalıklar, Batı Tıbbı Sağlığınızın Altını Nasıl Oyar, Bir Masalmış Kolesterol gibi kitaplarımız tıp çetesinin global ölçekteki operasyonlarını mercek altına alıyor. Prof. Ahmet Rasim Küçükusta’nın Biri Bizi Hasta Ediyor kitabıyla Türkiye özelinde tıp sektörünün nasıl “dejenere olduğunu” gösteriyoruz okuyucularımıza. Tuzaklara düşmeden, sağlığımızı tacirlere emanet etmeden yaşamanın ipuçlarını veriyoruz.

Teknofaşizme karşı omuz omuza!

* Sizin için teknoloji karşıtı diyebilir miyiz?

Teknoloji iki yüzlüdür. İyi tarafları da vardır, kötü ve riskli tarafları da... Hayatlarımızın bir “parçası” olan, yoğun olarak kullanılan “şey”lerin insan hayatı ve sağlığı üzerindeki tehlike ve risklerini yazıyoruz biz. Cep telefonu, bilgisayar, televizyon, baz istasyonları, dijital, kimyasal ve sentetik ürünler merceğimiz altında. Teknofaşizme karşı omuz omuza olmak istiyoruz. Mesela günün her dakikası, her yerde sizi çocuğunuza ulaştıran cep telefonu. Çok büyük bir nimet gibi görünüyor değil mi? Cep Tehlikesi kitabında yayınlanan araştırmaları, cep telefonunun sağlığımızı nasıl etkilediğini okuyunca böyle düşünmeyeceksiniz.

* Peki 5 yıllık yayıncılık deneyiminizi birkaç cümleyle nasıl özetlersiniz?

Hayykitap yayıncılığa Turgay Özen’in İyilik ve Kötülük Üzerine adlı şiir kitabıyla başladı. Bu ilk kitap aslında Hayykitap’ın da manifestosu niteliğindeydi. O gün bu gün 100’e yakın kitap çıkardık, iyilerin kazanacağına, kötülerin kaybedeceğine dair inancımız hiç değişmedi. Özetle biz varken kötülere uyku yok.

Kötülerin uykusunu kaçıracak kitaplar

* TÜYAP’ta sağlık ve beslenmeyle ilgili yeni kitaplarınızı görecek miyiz?

Okuyucularımız 2 yeni kitabımızla ilk kez tanışacak TÜYAP’ta. İlki ve bence fuarın “en sağlıklı” kitabı Taş Devri Diyeti: Doğru Beslenmenin Başucu Kitabı... Yazarı “doğru beslenme” alanında tek otorite olan Prof. Dr. Ahmet Aydın. Bir sürü doktor var diyeceksiniz. Evet, var ama Prof. Aydın onlardan farklı. Sadece insan sağlığını düşünerek çalışıyor. İlaç firmalarının esiri olarak değil. Tarafsız. Doğru neredeyse, o da onun yanında. Cesur. Şunu yazmayayım, dava ederler, bunu söylemeyeyim aforoz ederler diye hesap yapmıyor. Bu kitap çok ses getirecek, gıda endüstrisinin uykusu kaçacak...

Bu da TÜYAP'ın "en sağlıklı" kitabı...

---

---

* O bir sürü doktordan ayrılan, uyku kaçıracak bir başka doktor da sizin kadronuzda...

Evet. Prof. Ahmet Rasim Küçükusta. Küçükusta, Adamın Biri Doktora Gitmiş... Gidiş O Gidiş! adını verdiği kitabında modern tıbbın ‘kötü alışkanlıklarını’ bir bir yüzüne vuruyor, onu ‘kötü yoldan’ döndürmeye çalışıyor!

Hayykitap 31 Ekim-08 Kasım 2009 tarihleri arasında 

Tüyap 3. Salon 311A No'lu standda...

Bu haber 3,274 defa okundu.