Âniden kalkma mu'cizesi | " /> Âniden kalkma mu'cizesi | "/>

En Sıcak Konular

Âniden kalkma mu'cizesi

19 Ekim 2009 12:36 tsi
Âniden kalkma mu'cizesi Detaylarına ancak insanlığın binlerce yıllık gözlem-analiz tecrübesi ve bilgi birikimi ile yeni yeni vâkıf olduğumuz bu kadar hassas ve hayatî bir sistemin, müdahalemiz bir yana, haberimiz bile olmadan hayat boyu çalıştırılması tesadüf eseri olabilir mi?!


Prof.Dr. Ömer Arifağaoğlu'nun yazısı...

 "Âniden Kalkma" Mu'cizesi

Üniversitedeki görevime yeni başlamıştım. Bir gün üzücü bir haberle derinden sarsıldım. Ellili yaşlardaki bir hocamız vefat etmişti. Ölüm sebebi aydınlandığında; hocamızın âni tansiyon düşmesine bağlı baş dönmesi ve bayılma nöbeti geçirdiğini, bayılma esnasında kafasını lâvaboya çarptığını ve bunun neticesinde beyin kanamasından vefat ettiğini öğrendik.

Uzun süre oturur veya yatar pozisyonda kaldıktan sonra âniden ayağa kalkıldığında tansiyonun düşmesi (ortostatik hipotansiyon), sempatik sinirlerin görevlerini yeterince yerine getirememesinden dolayı olur.

Yatarken atardamarlarımızdaki kan basıncı vücudun her yerinde hemen hemen aynıdır. Ayağa kalkınca, yerçekiminin tesiriyle kalbin altındaki damarlarda kan basıncı artarken kalbin üstündeki, bilhassa beyindekilerde birden düşer. Bunun tersi de doğrudur: Kişi ayakta iken veya otururken yatarsa, atardamarlarındaki kan basıncı tekrar eşitlenir. Bu değişiklikler, vücut işleyişinin tabiî seyri içinde düzeltilmezse, tansiyonda, ölüme kadar varan yükselme ve düşmelere sebep olabilir.

Büyük atardamarların duvarlarında, kan basıncını sürekli ölçmek ve beyne tansiyon hakkında bilgi (elektrik sinyalleri) göndermekle vazifeli baroreseptörler bulunur. Bunlar, aortun (en büyük atardamar) kalbden çıktıktan sonraki kıvrılma yerinde ve karotisin (beyin atardamarı) kafa içine girmeden önceki boyun bölgesinde yer alır. Beyne gönderilen sinyallerin frekansı, tansiyon yükselirse artar, düşerse azalır. Beyindeki damar hareket merkezi, gelen elektrik sinyallerinin frekansına göre tansiyonun düştüğünü veya yükseldiğini algılar.

Beyinde tansiyonu sürekli kontrol etmek ve ayarlamakla vazifeli bir vazomotor merkez vardır. Bu merkeze tansiyonla ilgili sürekli bilgi gelir. Tansiyon düşerse sempatik sinir sinyalleri artırılır, parasempatik sinir sinyalleri baskılanır. Sempatik uyarılma neticesinde kalb hızlı ve daha güçlü çalışmaya başlar, birim zamanda daha fazla kan pompalar ve tansiyon yükseltilir. Ayrıca atardamar ve toplardamarlarda daralma oluşur. Atardamarların daralması sebebiyle tansiyon daha fazla yükselir. Toplardamarların daralması neticesinde, içlerinde depo edilen fazla kan, kalbe pompalanmış olur. Böylece kalbe daha fazla kan geldiğinden kalb daha fazla kan pompalar ve tansiyonun yükseltilmesine fazladan katkı sağlanmış olur. Bu arada parasempatik sinirlerin baskılanması neticesinde kalb daha hızlı ve güçlü kasılır, daha fazla kan pompalanır.

Tansiyon yükseldiğinde ise, vazomotor merkez aracılığıyla tansiyonu düşürmekle vazifeli mekanizmalar harekete geçirilir. Bir yandan da, sempatik sinirler baskılanarak kalb ve damarlara giden sinyaller azaltılır, böylece kalbin kasılma gücü, dolayısıyla pompaladığı kan miktarı azalır. Atardamarlara daha az kan pompalandığından kan miktarı azalır, atardamar ve toplardamarlar genişler, neticede tansiyon düşer. Toplardamarların genişlemesi neticesinde ise, kalbe gelen kan miktarı azalır. Bu yüzden kalb daha az kan pompalar ve tansiyon yine düşer.

Diğer yandan parasempatik sinirler harekete geçirilerek kalbe giden sinyaller artırılır; kalbin tekrar yavaşlatılması ve daha az kan pompalaması sağlanır. Bunun neticesinde de, sempatik sistem üzerinden düşürülmüş olan kan basıncı, parasempatik sistem üzerinden de düşürülür. Burada aynı anda farklı mekanizmalar üzerinden tansiyonun düşürülmesi sistemin hızlı işlemesi için gereklidir.



Bütün bu sistem, irademizin dışında, çok hızlı ve çok hassas işletilir. Hattâ kalbin kanı pompaladığı sistol döneminde tansiyonun âni ve kısa süreli yükselmesi, kalbin gevşediği diyastol döneminde tansiyonun âni ve kısa süreli düşmesi durumlarında bile, sürekli çalışarak her saniye hem yükselen tansiyonu düşürme, hem de düşen tansiyonu yükseltmekle vazifelidir. Kalb dakikada yaklaşık 70 defa atar. Dolayısıyla dakikada 70 sistol ve 70 diyastol dönemi vardır. Bu durumda, dakikada 70 defa yükselen tansiyon düşürülerek ve yine dakikada 70 defa düşen tansiyon yükseltilerek normal denge durumu sağlanmış olur. Yani bu sistem, dakikada 140 defa çalışmaktadır. Detaylarına ancak insanlığın binlerce yıllık gözlem-analiz tecrübesi ve bilgi birikimi ile yeni yeni vâkıf olduğumuz bu kadar hassas ve hayatî bir sistemin, müdahalemiz bir yana, haberimiz bile olmadan hayat boyu çalıştırılması tesadüf eseri olabilir mi?!..

Yukarıda bahsettiğimiz tansiyon ayarlayıcı sisteme oturup-kalkma esnasında çok önemli başka görevler de gördürülür. Beynin beslenmesi; atardamar ve toplardamar arasındaki basınç farkının korunmasına ve kanın devr-i dâim etmesine bağlıdır. Tansiyon düşmesine bağlı olarak atardamar sistemindeki kan azalmasını kısmen telâfi edecek şekilde beyin toplardamar basıncı da azalır. Böylece, iki damar sistemi arasındaki farkın (perfüzyon basıncı) azalması büyük ölçüde engellenerek beynin beslenmesinde süreklilik sağlanmış olur.

Ayrıca, beyindeki kan akımında bir miktar azalma beyin dokusundaki karbondioksit ve asitliğin artıp oksijenin azalmasına ve beyin damarlarının genişlemesine yol açar. Bu mekanizmaların devreye sokulmasıyla ortostatik hipotansiyonu olmayan kişilerde (yani çoğumuzda) ayağa kalkıldığında da, beyin oksijen tüketimi yatma pozisyonundaki seviyesinde tutulur ve baş dönmesi meydana gelmez.

Karate filmlerindeki sahneler, bu sistemin hârikulâde işleyişinin uç durumlarını gözler önüne serer aslında. Filmde karate ustası ardı ardına oturup kalkmakta, yere uzanıp ardından havaya sıçramakta ve bir seri hareket yapmaktadır. Tabiî ki her hareketinde kan basıncı âniden değişmekte ve hemen Yaratıcı'nın rahmet eseri olarak düzeltilmektedir. Yukarıdaki bilgilere sahip bir seyircinin bu durumda kendini sadece filmin heyecanına kaptırmaması, "Bu ne müthiş bir nizam ya Rabbi, ilmin, kudretin, hikmet ve san'atın ne kadar büyük!" demesi de beklenir.

En baştaki gerçek hâdisede anlatıldığı gibi, sempatik sistemi iyi çalışmayan kişilerde ayağa âni kalkınca tansiyon ayarlanamadığından, baş dönmesi ve hattâ bayılma olabilmektedir. Ortostatik hipotansiyon hastalarına sabahları yataktan hızla kalkmamaları tavsiye edilir. Ayrıca ayağa kalkmadan önce bacak kaslarıyla yapılan egzersizler de, kanın beyne doğru pompalanmasına yardımcı olacaktır.

Şimdi düşünelim! Bu mu'ci­zevî sistem olmasaydı, her sabah ayağa kalkmak için ne kadar sabırlı olmamız ve beklememiz gerekecekti. 

Sızıntı Dergisi



Bu haber 1,599 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,013 µs