aşırı yeriz? | " /> aşırı yeriz? | "/>

En Sıcak Konular

Niçin aşırı yeriz?

12 Ekim 2009 11:00 tsi
Niçin aşırı yeriz? Bu yanlış beslenmeye alışmışızdır ve sorgulamak aklımızdan geçmez bile. Halbuki sağlıklı beslenme yolunu sezgilerimize sorarak bulmamız gerekir.

Doç. Dr. Sefa Saygılı'nın yazısı... 

Niçin Aşırı Yeriz? 
 
  Birçok faktör aşırı yemeyi motive eder. Bunlardan önemlilerini sıralayalım.

Beş duyunun etkilenmesi: Şöyle leziz,  bizi  keyifle yemeye çağıran yemeklerle donanmış bir sofra düşünelim. Salatalar mis kokulu çiçeklerle süslenmiş; çeşitli malzemeler renk uyumuna göre dizilmiş. İştah açan kremalı tatlılar, sevdiğimiz tüm hamur işleri mevcut. Karnımız tok olsa bile ağzımız sulanacak, midemizde açlık sinyalleri çalınacaktır. Hattâ yeni yemek yemiş olsak bile midemizde bu lezzetler için boş yer kaldığı düşüncesi bizde oluşacaktır.

Bu durumun seyrek yaşanmasında pek mahzur olmaz. Ancak her böyle uyarılmaya uyanan iştahımıza uyarsak aşırı yeme yoluna girmiş oluruz.

Burada yapılması gereken içimizdeki sese kulak vermemiz, bu yemekleri yememizin uygun olup olmadığını sormamızdır. Yiyeceklere duyulan iştah doğal olarak içten gelişmelidir, yüzeysel isteklere kapılmamız doğru olmaz.

Reklamlar: Reklam sektörü ürününü sattırmak için canla başla çalışır. Ürünlerini kadın erkek herkese ulaştırmanın yollarını arar. Tüketicinin duyularına hitap edildiğinde çabucak kandırıldığını ve ürünlerini almaya kolayca ikna edildiğini çoktan keşfetmiştir.  Reklamların etkisiyle yorgun olduğumuzda veya moralimiz bozukken hemen çikolataya ya da kolaya uzanırız. Çünkü enerji ve mutluluk verdiklerini medyadaki reklamlardan işitmişizdir. Markete girdiğimizde yine şuuraltına kazanmış telkinlerle alışveriş arabasını doldururuz. Bunlar da bizi fazla tüketmeye sevk edecektir.

Şartlanma: Çocukken özel günlerde veya iyi bir şey yaptığımızda ödüllendirilmek için bize tatlı yiyecekler verilmişse, bu davranışın yetişkinlik yaşlarına taşınması muhtemeldir. Bu defa kendimizi ödüllendirmek için tatlılara uzanırız.  Bu yetiştirilmenin bize aşılamış olduğu, bizim dışımızda yönetilen ödüllendirme davranışı sonucunda bedensel rahatsızlıklar (şişmanlama, şeker hastalığı, hazımsızlık gibi) başgösterir. Vücut  bu yolla kişiye, yolun yanlış olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini hatırlatır. Artık geçmişteki ebeveynlerin iyi niyeteli ödüllerinden vazgeçilmelidir.

Kendimizi ödüllendirmek için yemek dışı bir yol bulmalıyız. Kitap alalım, saunaya gidelim veya manzaralı bir yeri ziyaret  ederek temiz hava alalım, yürüyüş yapalım.

Stres: Zorlu ve sıkıntılı bir iş günü sonunda veya bir problemimiz olduğunda birikmiş stresimizi dağıtmak ve gevşeyip sakinleşmek için yemeğe sarılabiliriz. Çikolata, kek, dondurma, pasta yedikçe yavaş yavaş içimize yeniden huzur ve mutluluk dolduğunu hissederiz. Çünkü bu yiyecekler endorfin denilen mutluluk hormonu salgılatır.

Kilo problemi olan çoğu kişiler streslerini tatlı yiyeceklerle yatıştırmaya çalışmışlardır. Halbuki bu yiyecekler önce mutluluk verirler, sonra kan şekerini düşürerek yine halsizliği, başdönmesini ve huzursuzluğu davet ederler. Böylelikle bu yiyeceklere tekrar ihtiyaç duyulur. Kısır döngü sürer gider.

Bunun yerine stres unsurlarından kurtulmayı öğrenmek, strese karşı başka davranışlar geliştirmek gerekir. Hayatımızı değiştirmeliyiz, çünkü bu tatlılar ancak birer yalancı tatmin sayılır.

Bitkinlik: Aşırı yeme sebepleri arasında bitkinlik de vardır. Gece geç vakitte yemek yiyenler, boşuna bir çaba ile enerjilerini toplamaya çalışırlar. Yine geç vakte kadar çalışanlar bitkin oldukları zaman aşırı yeme eğilimindedirler. Çünkü yiyecekler,  dinlenme hissini andıracak şekilde kan şekerinde geçici bir yükselmeyi sağlar.

Aslında dinlenme ve düzenli egzersiz  bitkinlikle mücadelenin en iyi yollarıdır.  Yiyecekler, sacede işleri daha da kötü yapacaktır.

Yalnızlık hissi: Bazen kişi kendini yalnız hissettiğinde yiyeceklere yönelir. Yedikçe kilo alır, bu sefer insanlardan daha çok uzaklaşır.

Alışkanlık: Kilolu birçok kişinin yemek davranışı da alışkanlığa bağlıdır. Şu anki ihtiyaçlarımıza göre değilde alıştığımız şekilde besleniriz. Sabahları beyaz ekmek, reçel, margarin ve çay; öğle vakti ayaküstü atıştırılan tost ve akşamları yenilen  ağır bir yemek. Televizyon karşısına geçince patates cipsleri ve kola da cabası.

Bu yanlış beslenmeye alışmışızdır ve sorgulamak aklımızdan geçmez bile. Halbuki sağlıklı beslenme yolunu sezgilerimize sorarak bulmamız gerekir.

Zaman azlığı: Hızlı yaşantılı dünyamızın bir yanlışı da yemek yemeye çok az zaman ayırmamızdır. Çoğu zaman öğünleri telaşla yutuverir, farkında olmadan aşırıya kaçarak fazla yeriz.

Halbuki rahat bir halde,  sakin bir ortamda, yemeğe konsantre olarak ve her lokmayı yavaş yavaş çiğneyerek yemeliyiz. Yaradan’a bu nimetleri verdiği için şükrederek yemeye başlamalıyız. Böylece sindirim sistemi sakinleşir ve besinleri sindirmeye hazır hale gelir. Gün içindeki yoğun tempoda zamana karşı yarışarak beslenmek doğru değildir.

İlaçlar: Psikolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan nöroleptiklerin olumlu etkileri çok, ama  kilo aldırmak gibi mahzurları da var. Bu tür ilaçları alanlar, ilk 10 haftada 4, onu izleyen yılda da 4-5 kilo daha alıyorlar.

Ayrıca epilepsi, yüksek tansiyon ve şeker hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlarla doğum kontrol hapları ve beta blokerler de iştah açıyor ve kilo aldırıyor.
 
 
 
 



Bu haber 1,647 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,532 µs