Gıda politikasına dikkat

18 Ağustos 2009 15:08 tsi
"Bugüne kadar yediğiniz nimetler içinden en beğendiğinizi, en çok hoşunuza gideni gözünüzün önüne getiriniz ve onun üzerinde düşününüz."

Mahmut Toptaş'ın yazısı... 

Gıda politikasına dikkat

Bugüne kadar yediğiniz nimetler içinden en beğendiğinizi, en çok hoşunuza gideni gözünüzün önüne getiriniz ve onun üzerinde düşününüz.

Sebze, meyve ve etlerin hepsinde size faydalı olan vitamin ve proteinler hoş tatlar ve güzel kokular içinde Rabbimiz tarafından sunuluyor.

İlim adamlarımız, yiyeceklerin içindeki vitamin ile proteini çıkarıp mercimek büyüklüğünde hap halinde size sunsalar ve "Elmayı yemeye gerek yok, bir elmadan alacağın vitamin bunun içinde var" deseler siz, yine de elmayı yemeye devam edersiniz.

Her meyve kendine özel tadı, kokusu, gıdası ve kendini koruması ile diğerlerinden farklıdır.

Yeryüzünde Rabbimizin bize sunduğu nimetleri sayamayacağımızı "Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız sayamazsınız" diyerek haber vermiş (İbrahim süresi 14/34, Nahl 16/18)

İlim adamları daha yıldızların sayımını tamamlayamamış. Denizlerin sırları araştırılmaya devam ediyor.

Yaratılmışların en akıllısı olan insanlık, Allah'ın yeryüzünde yarattığı insan sayısının tam rakamını bilmemektedir.

Yaratılan nimetlerin milyonlarcası helal ve yemesi faydalı iken bazılarının yenmesi haram ve zararlıdırlar, zehirlidirler.

Zehirliler de hikmetsiz değildirler.

Tabiata ve insanlara birçok faydaları vardır.

Rabbimiz, Kur'an ve İslam dini için "Nimet" kelimesini kullanmış: "Bu gün size olan nimetimi tamamladım ve din olarak size İslâmı beğendim" buyurmuş. (Maide süresi ayet 3)

Her gün namazımızda kırk defa Fatiha süresi okur ve bu İslam nimeti üzerinde bizi devam ettirmesi için Rabbimize "Sıratallezine en amte aleyhim/ Kendilerine nimet verdiğin (Nebiler, Sıddıklar, Şehitler ve Salih) kimselerin yoluna ilet" diye dua ediyoruz.

Allah'ın nimet verdiği kişilerin kimler olduğunu şöyle haber verir: "Kim Allah'a ve Rasülü'ne itaat ederse, işte onlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği nebiler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraberdirler. Onlar ne güzel arkadaştırlar" (Nisa süresi, ayet 69)

Biz, elma nimetini yerken tadını, kokusunu, göze hoş gelen görüntüsünü ve vücudumuza faydası olan gıdasını hedefliyorsak, Kur'an nimetinden faydalanırken yalnız, okunan Kur'an'ın sesinden değil, hem sesinden, hem manasından, hem onun havasından, hem ikliminden hem ilminden hem sevgisinden faydalanalım.

Elmayı koklayıpta yemeyen insan, elmadan ne kadar faydalanıyorsa o kadar faydalanır.

Kişi sevdiğini söyleyip de görüşmese ve konuşmasa o sevgi ona ne kadar fayda verir?

Biz, sevdiklerimizi göreceğiz, konuşacağız, birlikte olacağız ve sevginin nimetlerinden gıdalanacağız.

Sevdiğimiz kitaba iman edeceğiz, seveceğiz, bileceğiz, bildirdiğiyle amel edeceğiz ki, bizim iki dünyamızı aydınlatsın.

İsrail oğullarının, bıldırcın etini beğenmeyip Musa aleyhisselamdan sarımsak istediği gibi biz de Allah'ın kitabını terk edip şeytanlaşmış insanların kurallarını Allah'ın kelamıyla değiştirmeyelim. (Bak Bakara süresi, ayet 61)

Rabbimiz bizi uyarır: "İsrail oğullarına sor, onlara nice apaçık âyetler verdik. Kim kendisine geldikten sonra Allah'ın nimetini değiştirirse, (bilsin ki) şüphesiz Allah'ın cezası pek şiddetlidir." (Bakara süresi ayet 211)

Günümüzde mal, şan, şöhret, servet, şehvet, rütbe, unvan, makam gibi nimetleri alıp karşılığında Allah'ın kitabını feda edenlerin cezası çok ağır olur.

Makam kadehinde zehir sunulan dostlarımıza bu söylediklerimiz ağır gelse de kadehi kırmaya dostlarımızı zehirlenmekten kurtarmaya devam edeceğiz.

Birlik ve beraberliğimizin formülünün Kur'an'da olduğunu Rabbimiz, "Hepiniz topluca Allah'ın ipine (Kur'ân'a) sımsıkı sarılın, parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de, O kalplerinizi birleştirdi ve O' nun nimetiyle siz kardeş oldunuz. Ve siz ateş çukurunun kenarında idiniz de, O sizi kurtardı. Allah doğru yola gelesiniz diye ayetlerini işte böyle açıklar." (Âl-i Imran süresi, ayet 103) ayetiyle haber verdiği halde biz, hala büyük şeytanın vesvesesine kulak vermeye devam ediyor ve bizi ayıranların planlarıyla birleşmeye çalışıyoruz.

Şeytanın sunduğu ayrılık, aykırılık zehrini yutmaya ve birbirimize düşmanlığı artırmaya devam ediyoruz.

Kur'an'a kulak verelim, Rasülün yolundan onu örnek alarak yürümeye devam edelim.

Milli Gazete

Bu haber 887 defa okundu.