Ağlayan tabiat! | " /> Ağlayan tabiat! | "/>

En Sıcak Konular

Kimyasal tarım=Ağlayan tabiat!

14 Temmuz 2009 17:59 tsi
Kimyasal tarım=Ağlayan tabiat! "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."

Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halil Kumbur, tarımda kullanılan kimyasal gübre ve ilaç kalıntılarının sulama suları ile akarsulara ve yer altı sularına karışmasının ciddi derecede çevre kirliliğine neden olduğunu söyledi.

Yeraltı ve Yerüstü Sularının Kirlenmesinin Sonuçları Nelerdir?

1- Toplu Balık Ölümleri
Tarım kimyasalları kaynaklı toplu balık ölümleri, özellikle kullanılan azotlu gübreler fazla kullanıldığında ve yağmur veya sulamalarla bu azot yıkanarak yeraltı suları veya yüzey akışı ile yerüstü suları ile göl ve
denizlere ulaştığında görülür. Bu azot, bir gölete veya nehire ulaşıp da güneş ışınlarına maruz kalınca,
fotosentez yapan canlıların (fitoplanktonlar, algler) nüfusu bu azot ve güneş ışığı ile bir anda büyük sayılara ulaşır. Bu duruma "alg patlaması" adı verilir. Gün ışığında büyük sayılara ulaşarak suya oksijen veren bu algler; güneşin batması ile birlikte oksijen üretmek yerine oksijen tüketerek karbondioksit
üretmeye başlarlar (aynı hasta odalarına çiçek konmasının sakıncası olması gibi, bitkiler gün ışığı yoksa karbondioksit üretir.)

İşte bu yoğun alg nüfusu sudaki bütün oksijeni tüketirler. Ve suda oksijene ihtiyaç duyan balık, yengeç vb. canlıların tümü bir anda ölür. Ayrıca çoğalan algler güneş ışınlarını da gölgelediği için tabandaki bitkiler de (diğer canlılara yuva, doğumhane, besin görevi yapan bitkiler) fotosentez yapamaz ve ölürler. Bu ölü bitkiler çürürken de oksijen tüketerek karbondioksit üretirler. Son olarak azotu bitiren algler de açlıktan ölür. Ve o suda neredeyse hiç canlı kalmaz!

2- İçme Sularının Kirlenmesi
Tarımda hatalı şekilde kullanılan kimyasallar içme suyu kaynaklarını da kirletmektedir. Bu durumdan başta insanlar olmak üzere doğadaki tüm canlılar olumsuz etkilenmektedir.
Ayrıca çiftlik hayvanlarının tükettikleri kirli sular ile et, süt, yumurta gibi hayvansal ürünlere sağlığa çok zararlı ağır metaller geçebilmektedir.

BM verilerine göre günümüzde 40 ülkede iki milyardan fazla insan su kıtlığı sorunu ile karşı karşıya bulunmakta, 1.1 milyar insan yeterli içme suyuna ulaşamamakta, 2.4 milyar insan atık su hizmetinden faydalanamamaktadır. Bu durumun sonucu olarak, hastalıklar artmakta, gıda güvenliği tehlikeye girmekte ve ülke ve bölgelerarası paylaşım sorunları ortaya çıkmaktadır.

Konu ile ilgili çalışmalarda, iyimser tahminle 2050 yılında her dört kişiden birisinin yeterli içme suyuna ulaşamayacağıı öngörülmektedir. Yani bu konu aslında savaşlara ve toplu insan ve hayvan ölümlerine yol açacak, belki dünyanın en önemli meselelerinden biridir.
Ancak sayın okurlar biliyor musunuz, 5 yıldır uğraşmama rağmen daha bir tane gübre üreticisinden bile, gübre içerisindeki ağır metalleri gösteren beyan belgesini alamadım, aldırtamadım. Diyelim bu gübre % 28 saf azot evet ancak geri kalan % 72 nedir? Ne kadar kükürt vardır? Özellikle fosforlu gübrelerde hangi ağır metallerden ne kadar var veya yoktur?

3- Sulamada Kalitesiz, Tuzlu Su
Suyun % 70' i tarımsal sulama amaçlı kullanılmaktadır. Yani kirletilen su kaynakları % 70 oranında tarımsal sulamada kullanılacak, tarımsal üretimde kirletilmiş sular yine tarımsal ürünlere su olarak verilecektir.

4- Gelecek Nesiller
Eğer ki bu kadar kirlilikten yaşamaya fırsat bulurlarsa gelecek nesillere utanç duyacağımız kirli bir dünya bırakmak belki de suların kirlenmesinin en kötü sonucu.
Tüm bu sebeplerle bu durumun önüne geçmeliyiz. Bunu önlemek için mümkünse organik tarım yaparak kimyasallardan uzak gıda üretimini sağlamak elbette en iyisi. Ancak bu mümkün değilse, en azından "iyi tarım uygulamalar" yöntemleri ile kirliliği minimuma indirmek olası.

Sonuç:
Özellikle tarımsal üretim yaparken çevreyi kirletiyoruz. Su kaynaklarını kirletiyoruz. Suyu ve gübreyi bulduğumuz zaman neredeyse sınırsızca kullanıyoruz. Oysa gübre ve suyun, bitkinin kök bölgesinden daha aşağı akıp gitmemesi gerekiyor. Gübrelerin ihtiyaçtan fazla verilmemesi gerekiyor. Damlama sulama sistemi mutlaka kullanmak ama kullanırken bunu da denetlemek gerekiyor. Bitkisel üretimde bu amaçla toprak nem ölçerler (tansiyometre) ve buharlaşma kapları kullanmak gerekiyor. Tarım ilaçları artıklarını nasıl yok edeceğimizi iyi planlamak, mümkünse hiç atık ilaç oluşturmamak gerekiyor.
 
Aslında tüm yazdıklarımda vermeye çalıştığım mesajı, bir Kızılderili Atasözü güzelce özetlemiş:
"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."
H. Ozan Erzincanlı

bugday



Bu haber 933 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,862 µs