En Sıcak Konular

Dünyadaki açlığın gerçek nedeni

23 Haziran 2009 16:31 tsi
Dünyadaki açlığın gerçek nedeni TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet ATALIK'tan açlıık nedenleri ve açlığı önleme çabaları...

Ahmet ATALIK-TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı
 
Açlığı önleme çabaları
 
Tarımsal üretimde üst üste yaşanan kayıplar sonucu Dünya Gıda Konferansı ilk kez 1974 yılında Roma’da yapıldı. Konferansın amacı açlığın ve yetersiz beslenmenin önüne geçmekti (FAO, The State of Food and Agriculture, Rome, 2000 http://www.fao.org/docrep/x4400e/x4400e00.HTM). Aradan tam 35 yıl geçti. Açların sayısı azalmak yerine çoğaldı.
 
Aç insan sayısı (milyon kişi)



 
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 19 Haziran 2009 tarihli açıklamasına göre (http://www.fao.org/news/story/en/item/20568/icode/) dünyadaki aç insan sayısı 1 milyar 20 milyon kişiye ulaşmış durumda, yani her altı kişiden biri yatağına aç giriyor.
 
Ana gıdamız buğday üretimi yetersiz
 
Nüfusu 7 milyara yaklaşmış dünyamızın ana besin kaynağı buğday. Ülkemizde de insanlarımız enerji ihtiyacının %40’ını sadece ekmekten karşılarken, fakir semtlerde bu oran %60-70’lere kadar yükselmektedir (“Ekmeğime Dokunma”, Ziraat ve Gıda Mühendisleri Odaları İstanbul Şubeleri ile TÜKODER ortak basın açıklaması, 14 Ağustos 2007, http://wwwkarasaban.net/ekmegime-dokunma/?month=58).
 
Türkiye son yıllarda buğday üretiminde kendine yeterliliği sağlayamamaktadır. Ancak bunun en önemli nedeni meteorolojik olumsuzluklar değil, uygulanan tarım politikaları nedeniyle son 15 yılda buğday ekim alanlarının 1,5 milyon hektar azalmasıdır.
 
Buğday ekim alanı (milyon hektar)


Türkiye’nin buğday ihtiyacı 18-19 milyon ton arasında olmakla birlikte 2007 yılında 17,2 milyon ton, 2008 yılında ise 17,8 milyon ton üretebildik (TÜİK).
 
Dünyanın ana gıdası da buğday
 
Nüfusun büyük bölümü yerkürenin kuzeyinde yaşıyor. Buradaki insanların ana gıdası da tıpkı ülkemizde olduğu gibi buğday. Küresel ölçekte kuraklık ve sellerin yaşandığı dönemde buğday üretiminin ve stoklarının da dalgalanma yaşadığını görüyoruz. Ancak bu dalgalanmalar ile aç insan sayısı arasında bir paralellik bulunmuyor. Örneğin stoklarda yaklaşık 127 milyon ton buğday bulunduğu dönemde aç insan sayısı 850 milyon kişi. 2007 yılında stoklar 120 milyon tona gerilemiş, doğal olarak aç insan sayısı 923 milyon kişiye çıkmış. Ancak 2008 yılında stoklar 168 milyon tona yükselmiş, bakıyoruz aç sayısı yine 963 milyon kişiye yükselmiş. İçinde bulunduğumuz yılda ise stoklar 183 milyon tona yükselmesine karşın aç insan sayısı 1 milyarı aşmış durumda.
 
Buğday (1.000 ton) 
 


Güney yarı küre pirinç tüketiyor
 
Zengin kuzey buğdayla beslenirken, nispeten daha fakir halklardan oluşan güney ağırlıklı olarak pirinçle besleniyor. Pirinç stokları da artmasına karşın, dünyada aç insanların sayısı yine artıyor.
 
Pirinç (1.000 ton) 
 


Açlığın nedeni yetersiz üretim değil
 
Yerkürenin kuzey ve güneyinde yaşayan insanların temel besin kaynağı buğday ve pirinç stokları artmasına karşın açların sayısı da aynı şekilde artıyor. 
   
Olaya pirinç açısından bakarsak, yine ülkemizin yıllık pirinç tüketimi 580 bin ton civarındadır (TÜİK). Dünya stoklarında, hiç pirinç üretmese Türkiye gibi yaklaşık 165 ülkeyi besleyebilecek pirinç bulunuyor.
 
Bu rakamların bize gösterdiği, dünyadaki açlığın nedeni tarımsal üretim yetersizliği değil, üretilenin adil paylaşılamaması, yani finansal ve politik nedenlerdir. Ne zaman paylaşmayı öğrenirsek açlık sorunu da o zaman çözülecektir. Ancak tohum, tarımsal üretim, tarım ürünleri ticareti, gübre ve tarım ilacı üretimi şirketlerin egemenliğinde bulunduğu sürece böyle bir amaca erişmek mümkün değil.
 
Şirketler açlığın nedenini tarımsal üretim yetersizliğine bağlayıp, yeni bir sömürü düzeni GDO’ları yeryüzüne yaymak istemektedir. Gerçeği yansıtmayan böyle bir amaca hep birlikte karşı duralım!



Bu haber 1,122 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,546 µs