En Sıcak Konular

Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek!

17 Nisan 2013 17:38 tsi
 Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek! Önce GDO paniği yaşatılıyor, ardından fiyatlar uçuruluyor, son olarak da panik havası yatışınca GDO'nun kötü bir şey olmadığı anlatılmaya başlanıyor.

Gümrük Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı ile polisin ortak operasyonu sonucu Mersin'de ele geçirilen ve basınımızın Amiral Gemisi tarafından manşetlere taşınan ithal GDO'lu pirinç operasyonu, giderek tehlikeli bir hal almaya başladı.

GDO'lu pirinç skandalı ile ilgili olarak Taraf gazetesine konuşan Greenpeace Akdeniz Tarım Kampanyası Sorumlusu Tarık Nejat Dinç, açıklamaların dezenformasyon ve baskı olduğunu belirterek, "ABD yetkilileri ülkelerinde hiçbir zaman GDO'lu pirinç yetiştirilmediğini iddia ediyor. Eğer öyleyse yetkililer 2006 yılınd ABD'de ortaya çıkan GDO'lu pirinç skandalını nasıl açıklıyor? O dönemde Amerika'nın GDO'suz diye ithal ettiği pirinçlerin GDO'lu olduğu anlaşılmış, Bayer firmaı 750 milyon dolar tazminat ödemek zorunda kalmıştı" dedi. Dinç, ABD'nin, Amerikan ürünlerinin ve şirketlerinin merkezinde yer aldığı genetiği değiştirilmiş  pirinç skandalında sorumluluk almayarak, örtbas etme ve krizden fırsat yaratmaya çalışma yoluna gittiğini söyleyerek şunları kaydetti: "Avrupa Birliği'nde de Türkiye'de de izin almamış GDO'ların bulaşmasında sıfır tolerans kuralı uygulanır. Türkiye'de gıda amaçlı hiçbir GDO'ya izin verilmediği için doğal olarak sıfır tolerans kuralı uygulanıyor. Bu konuda Türkiye'nin AB'de hiçbir farkı yok. Ancak ABD Büyükelçiliği yetkilieri bu konuda ciddi bir dezenformasyon çalışması yaparak, kriz fırsatçılığı yapmaya çalışıyor."

Dinç'in bahsettiği baskı ve dezenformasyon olayı, geçtiğimiz günlerde Radikal'de yayınlanan bir haber ile gündeme gelmişti. ABD'nin Türkiye'deki gelişmeleri yakından takip ettiği söylenen üst düzey bir tarım yetkilisi Mersin'deki GDO'lu pirinç operasyonuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, "GDO'ya sıfır tolerans gösterirseniz, böyle olaylar görmeye devam edersiniz. Çünkü dünyada tüm ülkeler aynı gemilerle taşıma yapıyor. Bugün soya taşıyan gemi yarın pirinç taşıyor" dedi. Türkiye'de GDO'lu pirinç olayına benzeyen başka soruşturmalar da olduğunu bildiklerini söyleyen yetkili, "Türkiye'nin GDO'ya sıfır tolerans uygulamasının sürdürülemez" olduğunu söylemiş, olaydan sonra Türk yetkililerle hemen temasa geçtiklerini ve bu durumu diplomatik olarak anlattıklarını da açıklamıştı. Kamuoyu zaten geçtiğimiz yıl yayınlanan Wikileaks belgelerinde ABD Büyükelçiliğinin Türkiye'deki GDO ithalatı ile nasıl yakından ilgilendiğini hatırlıyor. Son olay gösteriyor ki, o "yakın markaj" hiç sona ermemiş.    
    
 Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın bir gazetecinin "GDO'lu pirinçlerin yurda yayılması söz konusu mu?" sorusuna ilişkin olarak, "Hayır, büyük ihtimalle gemide başka bir üründen GDO bulgusuna rastlanmış olabilir. O ürünlerde GDO olması söz konusu olabilir. Aynı gemiyle çeltiğin de taşınmış olmasıyla GDO bulgusuna rastlanmış olabilir. Avrupa'da ve bazı ülkelerde GDO'lu ürünler için belli bir oranda tolerans tanınıyor, Türkiye'de ise böyle bir şey söz konusu değildir" demesi, başta Tarım Bakanlığı ile yaşanan zıtlığın giderildiğini gösteriyor. Anlaşılan Ankara'da duruma uyanan bir kaç yetkili de, GDO'lu olduğu iddia edilen pirinçlerin basit bir "bulaşma" durumu olduğuna ikna edilmiş.

Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, GDO'lu pirinç tartışmasında önemli bir detaya dikkat çekti. "Pirinç üretim alanlarımızın genişliği düşünüldüğünde, destekleme yoluyla tüketimin tamamen karşılanması çok kolaydır ama maalesef bu şekilde olmamaktadır. Yabancı pirincin ithal edilmesinin önemli bir sebebi ithal pirincin yerli pirince göre daha ucuz olmasıdır. Yani ithal pirinç, fiyat yönünden daha cazip hale gelmektedir. Ancak son olaydan sonra ithal pirinçten kaçış olunca, yerli pirinç toptancıları fiyatlara 7 günde yüzde 30 zam yapmıştır. Bunun sonucunda da vatandaş pirinçten kaçtı ve satışlar en az yüzde 20 oranında daraldı. Aslında fiyatlar düşmesi gerekirken, piyasada bu ürünlerin stoklanması gibi bir eğilimin olduğunu görmekteyiz. Bir de 2013 çeltik ekimi önümüzdeki ay yapılacak, yani yeni ürün 4-5 ay çıkmayacak. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde fiyat artışlarının daha yüksek olacağı, stok anlayışının gelişeceği çok açık."

Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi ,Tarık Nejat Dinç'in bahsettiği 2006 yılında Amerika'da gerçekleşen GDO'lu pirinç skandalında da pirinç fiyatları hızlı bir şekilde artmıştı. GDO'lu pirinçlerin faş edilmesi coğrafyadan bağımsız bir şekilde pirinç fiyatlarının artmasına sebep oluyorsa, burada kamuoyu üzerinde bir baskı oluşturuluyor demektir: Yani GDO almazsanız, fiyatlar uçar... Taraf gazetesi de aynı yargıya vararak, "GDO'ya temas maskesi" haberi ile gıda şirketleri tarafından bulaşıklık meselesinin bahane edilerek GDO'nun önünün açılmak istendiğini iddia ediyor. Bunun için de gene ABD'den bir örnek veriyor.

"GDO'lu üretim yapan gıda ve tohum şirketlerinin gücünü anlamak için başkanlık seçimleri zamanında onaylanan bir yasaya göz atmak yeterli. Geçtiğimiz yıl ABD'nin Kaliforniya eyaletinde vatandaşlar çok önemli bir yasa için oy kullandı. "Proposition 37" olarak bilinen yasa tasarısı GDO'lu ürünlere etiket zorunluluğu getiriyordu. Ancak Kaliforniya'da yaşayan Amerikalılar yüzde 56 oy oranıyla ürünlerde GDO olsa bile üzerine etikete konulmasını istemedi. Peki, Amerika'da insanlar nasıl oldu da yiyecekleri çikolatanın üzerinde GDO olup olmadığını bilmek istemedi? İşte tam burada büyük gıda şriketleri devreye giriyor. O dönem başlatılan kampanyalarda televizyonlar, gazeteler yoluyla yayınlanan reklamlarda gıda ve tohum şirketleri, 50 milyon dolar harcayarak insanlara yasa geçerse fiyatların aşırı artacağı baskısı yaptı."

Son operasyon ve arkasından gelen tartışmaların aktığı yön ne yazık ki Amerika ile aynı gidişatı gösteriyor:  Önce GDO paniği yaşatılıyor, ardından fiyatlar uçuruluyor, son olarak da panik havası yatışınca GDO'nun kötü bir şey olmadığı anlatılmaya başlanıyor.

Bunun adı ölümü gösterip sıtmaya razı etmektir.

Yakında GDO'ya karşı uygulanan ve ABD'yi son derece rahatsız eden "sıfır tolerans" uygulaması, hızlı bir müdahale ile ortadan kaldırılırsa kimse şaşırmasın. Tüketicinin bu oldu-bittilere karşı uyanık olması gerekiyor. 

İyibilgi 



Bu haber 1,589 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,358 µs