'Nükleer Kıyamet'e karşı uyarı! | " /> 'Nükleer Kıyamet'e karşı uyarı! | "/>

En Sıcak Konular

'Nükleer Kıyamet'e karşı uyarı!

6 Temmuz 2012 10:32 tsi
'Nükleer Kıyamet'e karşı uyarı! Fukushima Tehlikesi ve Depremlerin Tehdidi Devam Ediyor

ABD Senatörü "Nükleer Kıyamet"e Karşı Uyarıyor!

Senatör Ron Wyden, Fukushima Dai-chi nükleer santralini ziyaret eden ilk ABD senatörüydü ve orada gördükleri konusunda halkı uyarmıştı. Peki, ne görmüştü? Nükleer yakıt çubuklarıyla dolu, harabeye dönmüş, yarısı çökmüş bir inşaat alanı. Şimdilerde ise buradaki nükleer çubuklar bütün Kuzey Yarımküreyi tehdit ediyor. Bu tehdidin sonucu ise "nükleer kıyamet". Wyden, bu durumu kendi sitesinde şöyle ifade ediyor:

"Oluşan zararın reaktörlere ve çevreye olan etkisi beklediğimin çok ötesindeydi. Ve bölgede yaşayan insanlara göre santrallerin sahibi olan Japonya Hükümeti'nin karşılaştığı zorluklar da iç karartıcı durumda. Fukushima Dai-chi nükleer birimlerinin istikrarsız durumu ve büyük miktarlardaki radyoaktif madde ile kullanılmış nükleer yakıt stokları, ilerideki bir deprem için risk oluşturmakta ve bu durum herkesi endişelendirmektedir. Ayrıca daha büyük çapta uluslararası destek ve yardım bu noktaya odaklanmalıdır."

Wyden'in bulduğuna göre, tesisler kullanılmış nükleer yakıtı depolamak üzere dizayn edilmişti ve reaktörler de hâlihazırda zaten tamire ihtiyaç duyuyorlardı. Buna ilave olarak reaktörler bulundukları yerlerden ötürü ileride oluşabilecek olan sismik hareketlere karşın savunmasız durumdaydılar. Reaktör binaları halâ büyük miktarlarda kullanılmış nükleer yakıt içeriyor. Bu durum da büyük bir güvenlik riski oluşturuyor. Ve Wyden'in gözlemlerine göre ilerideki bir tsunami için tek korunma yolu geçici olarak kaya doldurulmuş çuvallarla inşa edilmiş küçük bir deniz duvarı.

Peki, şimdi soru şu: "Fukushima'nın temizlenmesi için tam olarak ne yapılıyor?"
Tek kelimeyle: "Hiçbir şey."

HÜKÜMETLER BAHANE UYDURUYOR

Gerçekte bir şey olduğu yok. Başta ABD ve Japonya olmak üzere bütün hükümetler, ortada hiçbir problem yokmuş gibi davranıp, anlamsız bir oyun oynuyorlar. Japonya Hükümeti, kendi vatandaşlarına eğer radyasyonla ilgilenirlerse akli dengesizlik içerisinde olacaklarını söylemeye karar verdi. ABD Hükümeti de benzer bir akıl oyunu oynadı. Radyasyona maruz kalmada izin verilebilen seviyeyi binlerce kat yukarı çıkardı ve birdenbire Fukushima nükleer atığının güvenli olduğunu açıkladı.

Bir terörist örgütün Fukushima'da bulunan miktardaki nükleer madde ile ABD'yi tehdit ediyor olduğunu söylesek ne olurdu acaba? Birleşik Devletler tehdidi ortadan kaldırmak için hemen kararlı bir şekilde harekete geçerdi. Kayıtlara göre, Fukushima Dai-chi nükleer tesisi, binlerce "kirli bomba" yapabilecek kadar radyoaktif materyal içermektedir.

Bütün bu radyoaktif maddeler Amerika'yı tehdit ediyor. Fakat bu tehlike terörist sebepler yerine; deprem, tsunami gibi birkaç doğal sebebe bağlandığı için Birleşmiş Devletler Hükümeti bunu göz ardı etmeyi seçmiş durumda. Anladığınız üzere Fukushima hakkında konuşmak politika açısından çok da avantajlı değil çünkü Amerika'yı tehdit eden teröristlerin yanlış ve abartılı hikâyeleri karşısında çok zayıf kalıyor.

GERÇEK BİLİM BU MU?


Tabii ki bütün bu felaketin sorumlusu; şimdi insanlığın büyük bir kısmının hayatını tehdit altında bırakan, kendini beğenmiş modern bilimden başkası değildir. Modern bilim, terörizmin hayal edebileceğinden çok daha büyük bir tehdit haline geldi. Çünkü bilim adına sadece nükleer kıyametin ucunda değiliz aynı zamanda GDO'ların feci etkilerinden ötürü de tehlike altındayız.

"Modern Bilim" bizim için antibiyotiğe karşı dirençli süper böcekler, sentetik pestisitler yüzünden kirlenen ekinler ve toprak, balarılarının ölümü ve çocukların dişçilik malzemeleri ve aşılar yoluyla civa tarafından zehirlenmesi gibi durumlara bizi karşı karşıya bıraktı. "Modern bilim" bize nükleer gücün güvenli olduğunu söyledi... Ve işte 2012 yılındayız. Ve gezegen üzerinde bulunan insan popülasyonunun 4'te 1'ini öldürebilecek bir olayın eşiğindeyiz. Bilim adamlarının yaptığı ise sadece ortada olan problemleri inkâr etmek. Ancak inkar etmek, mineral potasyuma benzeyen Sezyum-137'nin 30 yıllık yarılanma ömrünü değiştirmez. Bu madde de ekinler tarafından kolaylıkla emilir ve bütün besin kaynağını zehirler.

Japon Depreminin Benzeri Dünya'yı Tehdit Ediyor!

NOAA(Ulusal Okyanus Ve Atmosfer Kurumu) eski yöneticisi ve tsunami uzmanı olan Dr. Eddie Bernard:

"Teknolojinin verilerine göre şu an Japonya'da gördüğümüz depremin bir benzerine karşı hazırlıklı olmamız gerekiyor" açıklamasında bulundu.

Washington Üniversitesinden deprem uzmanı Bill Steele de Pasifik okyanusunun altında patlamaya hazır saatli bir bomba olduğunu düşünüyor ve gerçekleştiğinde birçok yıkımlar olacağını söylüyor. Washington, Oregon ve California eyaletleri dev bir batma bölgesinde olduklarından dolayı, Japonya'yı vuran depremin bir benzerinin görülebileceği bölgeler arasındadır. Washington Üniversitesinden bir başka profesör ve Devlet Deprem Uzmanı John Vidale:

"Bu durum ileride biraz fazla sallantılı ve büyük bir depremle yüz yüze kalacağımız anlamına geliyor. Japon depreminde meydana gelen en şiddetli sarsıntı, bilim adamlarının beklediği gibi yüzeyde oluşmadı, aksine batma noktasının en derin tarafında meydana geldi. Amerika'da bulunan derin fay hatlarının çoğu Japonya'daki gibi kıyıdan uzak olmalarının aksine şehirlerin altından geçmekte, dolayısıyla bu bizim için daha da büyük bir problem oluşturmaktadır. Bu aşırı şiddetli sallantının etkilerinin nasıl olacağının söylemek zor ama ne kadar sağlam hazırlıklı olursak olalım bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek." açıklamasında bulundu.

Cascadia Batma Noktası neredeyse Maine şehri büyüklüğünde ve bölge jeolojik yapısı itibariyle de Japonya'da kırılan bölgenin birebir kopyası durumundadır.

Doğal Kaynaklar Bakanlığında çalışan bir deprem bilimci olan Tim Walsh, Cascadia'nın sonuçlarının bir şehirle sınırlı kalmayacağını 10 milyon insanı etkileyecek bir bölgeye yayılacağını söyledi. Bu durumda oluşabilecek bir tsunami dalgası Juan De Fuca Boğazını yararak ilerler ve okyanusa bağlantı yapan nehirleri de içine katarak Pasifik'ten, Bellingham'a kadar önüne gelen her şeyi sürükler.
Olympic Dağlar ve Puget Boğazı gibi çukur noktalar Seattle benzeri şehirleri kıyıdan açıkta meydana gelen tsunamilerin etkilerinden biraz koruyor. Ancak Dr. Bernard'a göre açığa çıkan enerji, boğazın içine devasa dalgalar getirebilir ve viyadüğü çökerterek, Terminal adasını sel altında bırakabilir.
Eğer deprem viyadüğü yıkmazsa, Dr. Walsh'ın dediği sıvılaşma olayı meydana gelebilir, yumuşak topraklar, şiddetli sarsıntıdan dolayı su basıncının da etkisiyle iyice sıvılaşabilir. Bununla birlikte büyük bir deprem, bölgede toprak kaymalarını tetikleyerek evleri yerlerinden oynatır. Sarsıntı ayrıca yüksek binalar, uzun köprüler ve yüzeyde bulunan boru hatları için de büyük tehlike teşkil ediyor. Dr. Steele:

"Sarsıntının şiddetini en çok yatay biçimde olduğu zaman hissedeceğiz çünkü yerçekimi kuvveti fazla ve ayakta durmak neredeyse imkânsız olacaktır" şeklinde konuştu.

Japon depremi ve tsunami, bir nevi uyanma çağrısı niteliğindeydi ve bu yeni araştırmanın da gösterdiği üzere hazırlanmak için daha uygun bir zaman beklenmemelidir. Dr. Bernard:

"Yer'in sarsıldığını hissettiğiniz anda bir ok gibi yerinizden fırlamanız gerekir. Çünkü artık bekleyip olayın doğruluğunu anlamak gibi bir lüksünüz yoktur" açıklamasında bulundu.

Deprem Uzmanı John Vidale, fayın en derin noktasındaki yoğun hareketliliği göz önünde bulunduran yeni verilerin güvenilir olduğuna inanıyor. Çünkü bilim adamları aynı modeli, dehşetli Şili ve Sumatra depremlerinde tespit etmişlerdi.
Derleyen: A. Furkan Kargıoğlu

Güncelleme: 07/06/2012
Kaynaklar:
1) Mike Adams, "U.S. Senator Sounds Slarm Sbout 'Precarious' Fukushima Situation, Warns of Imminent Release of Radiation", naturalnews.com, 09/05/12.
2) Michelle Esteban, "Quake Experts Warn Next 'Big One' could be Worse than First Thought" komonews.com, 21/02/2012.

 

ys@yaklasansaat.com 

Bu haber 1,290 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,230 µs