En Sıcak Konular

Nükleer domates operasyonu

13 Haziran 2008 19:58 tsi
Nükleer domates operasyonu Rusya ve Fransa, biri domates diğeri AB üzerinden bizi sıkıştırıyor. Ankara da sinirleniyor. Ama dertlerinin ne olduğunu biliyor. Peki neden ‘avucunuzu yalarsınız’ demiyor? Nükleer domates dünya turu atıyor!

Fransızlar’ın Sarkozy’le zirve yapar Türkiye karşıtlığının birçok nedeni bulunuyor. “Neden” kelimesi de çok doğru sayılmayabilir. “Beklenti” zaman zaman daha uygun, “politik taktik” daha da cuk oturabilir.

AB içinde bazı ülkelerin Türkiye’ye karşı zaman zaman “iyi polis” zaman zaman “kötü polis” rolü üstlendikleri mesnetsiz bir teori değil. Fransa’nın farkı bu rollerden birini oynarken, “beklenti”lerini de fazlasıyla bu tabloya eklediği söylenebilir.

Sarkozy ne zaman Türkiye ile ilgili olarak ağzını fazla açsa veya yeniden referandum meselesini gündeme getirse, o sıralarda Ankara ile bir işi oluyor genellikle. Örneğin bundan önceki çıkışları, Nabucco Projesi nedeniyleydi ve Paris buna katılabilmek için Bulgaristan’ı bile araya sokmaktan çekinmedi.

Yani Fransa bunu yapıyor ve yaparken “ne koparırım”a da bakıyor. Rusya içinse aynı şeyi söylemek doğru olmaz. Moskova genellikle daha stratejik hamleler yapıyor.

Örneğin kış ayının ortasında İran doğalgazı bir nedenle kesildiğinde, “merak etme komşu ben sana istediğin kadar veririm” diyor. Bir yandan AB’ye “bakın ne kadar güvenilir bir kaynağım” derken, bir yandan da Ankara’ya “enerji işlerinde bu kadar merkez olmana gerek yok, benim Avrupa’daki ekmeğimle oynama, dondururum” mesajı gönderiyor.

Domates mi?

Şimdi de durum çok değişik değil. Küçük bir fark var o kadar. Fransa, referandum söylemlerini, Türkiye’nin AB’de bulunmasını istemediği zikrini yeniden yükseltiyor. Rusya ise domatese takmış durumda.

Türkiye’den domates ithalini kesti. Sebep zehirli olabilirmiş. Şimdi birçok kişi “domates nere, doğalgaz nere” diye düşünebilir. Çok da doğru. İki metânın “stratejik değeri” arasında dağlar var. Fakat Rusya’nın Fransa’dan farkı da bu.

Krizi “ölçülü” tutma kabiliyeti diplomaside çok önemlidir. Fazlası “kontrolsüz güce” girer. Önemli olan istediğini yaptıracak kadar güç kullanmak.

Ankara, Moskova’ya “istediğiniz yöntemle kontrol edelim, buyrun burada bakın, değilse biz getirelim, üçüncü gözlemci tutalım, ne istiyorsanız yapalım, zehir mehir yok” diyor.

Kaldı ki ortadaki rakam ahım şahım bir bedel de değil. Hepi topu yaklaşık 300 milyon dolarlık bir kalemden bahsediyoruz. Tamam önemli ama yarattığı kriz daha önemli. Örneğin Türkiye AB’ye bunun iki katı domates satıyor. AB gibi “huylu” ülkelerden oluşan topluluk bile ses çıkarmıyor.
Ama domates ticari açıdan iç dinamikleri vuruyor. Bir kere domatesin fiyatı üreticiyi yıkacak kadar düşüyor. Çiftçiler bir yıllık emeklerinin neredeyse “hiç”e indiğini görüyor. Tabii bu kadar domatesin ne olacağı da ayrı konu.

Nuke!

Buraya kadar meselenin özünü anlattık. Ancak işin perde arkası çok daha farklı. Asıl kritik nokta da bu zaten. Bu iki ülke bir şey istiyor! Ama ne istiyor? Bu sorunun yanıtlarından birini Ankara biliyor.
Onlara göre sorun “tamamen duygusal”. Yani, Tarım Bakanı Mehdi Eker’in dedigi gibi “tamamen ticari”. Tabii nedir yine açıktan söylenmiyor.

O halde bir “ihtimali” biz dile getirelim. Gazete köşesine sıkışıp kalmış minicik bir haberi aktaralım; “TETAŞ Genel Müdürü Duran Gökkaya Türkiye’nin ilk nükleer santrali için 6 firmanın şartname aldığını açıkladı. Eylül ayında tekliflerin alınacağı ülkeler şunlar; (Şirket isimlerini atlıyoruz) Kanada, Japonya, Fransa, Fransa-Belçika ortaklığı, Rusya, Güney Kore.

Şimdi ayrı inceleyelim… Fransa-Kanada-Belçika’yı tek sayın. Paris hem kendi başına hem Belçika ile birlikte giriyor. Zaten aynı dili konuşuyorlar. Bu bir. Kanada’nın üzerinde çok durulmuyor ama bu da biraz zorlayarak Fransa hanesine yazılabilir? Nedeni okura bırakıyoruz!

Liste bir anlamda şöyle oluşuyor: Fransa, Rusya, Güney Kore, Japonya. Uzmanlar Güney Kore’nin şans verilenlerin en altında bulunduğunu söylüyor. Esasen böyle dengelerin gözetildiği önemli bir ihalede Güney Kore tercihini açıklamak da zor.

Demek tablo şu: Fransa, Rusya, Japonya. Peki kim seçilecek? Bunu elbette şimdiden söylemek zor. Ama şu kolay. Bu seçimi biraz da siyasetin iç dengeleri belirleyecek! Yani Rusya’yı kim seçmek ister? Fransa’yı kim seçmek ister?

Fransa’nın tavırları yüzünden buradan pay kapmasını zor görenlerdenseniz, savaşın Rusya ve Japonya arasında geçebileceğini tahmin edebilirsiniz. O halde Rusya’yi kim ister Japonya’yı kim ister sorusu önemli.

Ya da tersinden “Rusya neyi temsil ediyor, Japonya neyi” diye de sorabilirsiniz! Veya, bu ülkelere yapılan son ziyaretlere de bakabilirsiniz!

www.iyilikguzellik.com özel

 



Bu haber 890 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,493 µs