Organik tarımdaki şüpheler! | " /> Organik tarımdaki şüpheler! | "/>

En Sıcak Konular

Organik tarımdaki şüpheler!

26 Ocak 2012 13:01 tsi
Organik tarımdaki şüpheler! Organik tarım, geleneksel ideallerinden uzaklaşıyor!

Süpermarket raflarındaki ambalajlarda yemyeşil tarlalar, gür bağlar ve yakut kırmızısı domatesler görüyor olabilirsiniz. Fakat ABD Tarım Bakanlığı'nca organik olarak belgelenen domates, biber ve fesleğenler, yılın bu zamanı Meksika çöllerinden geliyor ve yoğun sulamayla yetiştiriliyor.

Meksika'nın yeni organik ihracat sektörünün merkezi olan Baja Yarımadası'nda, Amerikan süpermarketlerinin tedarikçilerinden Del Cabo Kooperatifi, kamyon ve uçakla ABD'ye her gün altı buçuk tondan fazla organik domates ve fesleğen gönderiyor, Amerika'nın dört mevsim organik ürün ihtiyacını doyurmaya çalışıyor. Fakat Amerikalılar organik belgeli yiyecekleri aldıkça bu yiyecekler geleneksel organik ideal lerden (kimyasal m adde v e b öcek i lacı kullanılmaması) uzaklaşıyor. Buradan, yani Todos Santos kasabasından örnek vermek gerekirse, ticari olarak yetiştirilen organik domateslerdeki olağanüstü artış yeraltı sularına büyük bir yük getiriyor.

Bazı bölgelerde kuyular kuruduğu için küçük çiftlikler ürün yetiştiremiyor. Organik domatesler yoğun enerji tüketen öyle bir küresel dağıtım ağına giriyor ki, New York ve Dubai gibi yerlere ulaştırılana kadar ciddi miktarda emisyona sebep olarak küresel ısınmayı teşvik ediyor. Meksika'dan Şili ve Arjantin'e kadar ABD pazarına organik yiyecek yetiştiren çiftlikler Kasım'dan Nisan'a kadar en yoğun dönemini yaşıyor. Iowa State Üniversitesi, Leopold Sürdürülebilir Tarım Merkezi'nden öğretim üyesi Frederick L. Kirschenmann, "İnsanlar artık küresel bir pazardan alışveriş yaptıkları için 'organik' yazan ürünlerden bile şüphe duyulmalıdır" diyor.

Kirschenmann organik olmaya layık görülen bazı büyük çiftliklerin bile çevreye zarar veren uygulamaları olduğunu, örneğin, toprağın sağlığını bozacak şekilde tek ürün yetiştirdiklerini ekliyor. Güney Baja'daki yeralt ı su kaynaklarının üçte birinden fazlası aşırı tüketiliyor. Birçok çiftçi ve çevre örgütüyse ihracat odaklı organik tarımı savunuyor. Onlara göre gelişmiş sulama sistemleri ve gölgelikli seralar yardımıyla çiftçiler artık suyu daha verimli kullanıyor. Yeni çiftlikleri de su kaynakları bakımından yeterince değerlendirilmeyen, dağ gölgeleri gibi "mikroklima" bölgelerinde toplanmaya özendiriyorlar. Aynı kesimler, yakındaki Cabo San Lucas'ta faaliyet gösteren turistik otel ve restoranlarda düşük maaşlı işlerin krizden sonra iyice azaldığına ve bir zamanlar geçim tarımıyla yetinen bu yoksul bölgenin organik ürünlerle kalkınmaya başladığına dikkat çekiyor.

İster yurt içinde ister yurt dışında olsun, ABD Tarım Bakanlığı'ndan organik belgesini almak isteyen çiftlikler sentetik gübre, hormon, böcek ilacı ve benzeri şeyleri yasaklayan uzun bir standartlar listesini gözetmek durumunda. Fakat bu listenin çevresel sürdürülebilirlik adına bulunduğu talepler çok yetersiz ve muğlâk. Oysa oradaki standartların dayanağı olan 1990 tarihli yasanın amacı yalnızca ekolojik denge ve biyolojik çeşitliliği değil, toprak ve su sağlığını da korumaktı. Uzmanlar, organik çiftliklerin genelde diğer çiftliklere göre çevreye daha az zarar verdiğini kabul ediyor.

Fakat sürdürülebilir tarımda uzmanlaşan Kentucky State Üniversitesi'nden Michael Bomford, "Eskiden organik tarım sürdürülebilir tarım demekti, ama artık öyle değil" diyor. Bomford yoğun organik tarımın California'daki yeraltı su kaynaklarına da yük getirdiğini ekliyor. Organik standartlarını koyan kuruluşlardan bazılarıysa, ürünlerin kafalarındaki doğal l ık fikrine daha uygun olması için kriterlerini geliştirmeye başladı. Örneğin, İsveçli önemli bir belgeleme programı olan Krav, seralarda yetiştirilen ürünler için ancak yüzde 80 oranında yenilenebilir yakıt kullanılıyorsa "organik" belgesi veriyor. Geçen yıl kriterlerini gözden geçiren ABD Tarım Bakanlığı'na bağlı Ulusal Organik Standartları Kurulu da "organik süt" belgesi için ineklerin hiç olmazsa kısmen açık meralarda otlatılmasını şart koşuyor. Öte yandan "organiğin" tanımı daraldıkça çiftçiler, gıda üreticileri, süpermarketler ve çevreciler arasında ister istemez bir çekişme yaşanıyor. ABD'deki organik belgeleme düzenlemelerine göre üreticiler su kaynaklarını gözetmek durumunda. Fakat Tarım Bakanlığı Ulusal Organik Programı'nın başındaki Mi les McEvoy'a göre her bir çiftlik için özel bir sürdürülebilir su düzeyi belirlemek çok zor "çünkü yeraltı sularının tükenmesi, birçok çiftliğin aşırı kullanımından kaynaklanıyor".

Beş yıldır organik tarım çiftliği işleten Rosario Castillo, organik ürünlere 400 dönüm ayırdığını, fakat yedi ay önce su kuyusu açmasına rağmen bunun ancak 80 dönümünü ekip biçebildiğini belirtiyor. Yetkililer pompalanan suyu karneye bağlamış ve yöreye özgü kaktüsleri temizlemesine izin vermemiş. Castillo, "Burada suyumuz çok az, o azıcık suyu alabilmek için de çok yoğun bürokrasiyle uğraşmamız gerekiyor" diyor. Meksikalı üreticilerin çoğu su kıtlığından dolayı turistik tesisleri (oteller ve golf sahaları) suçluyor. Fakat tarımsal faaliyetlerin de su kaynaklarını tüketebileceği biliniyor. Nitekim Baja'nın kuzeyindeki Ojos Negros bölgesinde yapılan bir araştırmaya göre, on yıl önce taze soğan ekimindeki büyük bir artışın sonucu olarak oradaki yeraltı su seviyesi yılda 40 santim kadar düşmüş. San Diego State Üniversitesi'nden Victor Miguel , "Kuyulardan pompalanan onca suyla sınırın iki yanında da bazı insanlar zenginleşti, ama olan çevreye oldu" diyor.

The New York Times-Sabah



Bu haber 1,383 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,761 µs